Gereksiz kıskançlık ve Barış

175 7 9
                                    

"Noluyor şimdi herkes düzgünce anlatabilir mi?"

Kaden hala yatıyor, Kerem zorla Barışı yerden kaldırmış koltuğa oturturmayı başarmış, bizde Efe ile iki salak gibi nolduğunu anlamaya çalışıyoruz.

"Barış ve Kaden. Kavga etmiş ama ikiside hala şokta olduğu için ne için ettiklerini bilmiyoruz. Barışın dediğine göre bir an için kendini kaybedip Kadenin boğazını sıkmaya başlamış. Ama bunu yaparken kendimde değildim diyor. Yani... Ele geçirilmiş olabilir."

Hala Kereme sarılan ve sessizce gözyaşı Barışa baktım.

Ne kadar tatlılar kurban olduklarım.

Keremde mı tatlı

Ya varlık! O benim abim anla şunu artık.

Beni ondan daha çok mu seviyorsun

Evet birtanem. Şimdi bunu sırası değil ama tamam mı. Susalım.

Efe trip ata gibi yanımdan uzaklaşıp Doğu ve Yiğitin yanına gitti.

"Ya işin ciddiyetini anlamıyorsunuz sanırım!"

Yiğit aniden bağırmaya başladı.

"Ele geçirilmiş olabilir diyorum!"

"Tamam Yiğit. Sakin ol biliyorum endişeleniyorsun ama şuan kimse dediğin hiçbir şeyi almayacak kadar yorgun. Bu yüzden herkes odalarına geçsin. Şuan bunu konuşamayız yanımızda çağatayda yok. Yarın yola çıkıp aramalara başlıycaz zaten. İlk hedefimiz Yavuz unutmayın."

Doğunun dediği herkese mantıklı gelmiş olacak ki sustular.

"Kerem... Sen zahmet olmazsa Barışı odaya çıkar. Bende Kadeni getiricem."

"Tamam."

Barışı ve Kadeni odaya gönderdikten sonra herkes odalara geçti.

"Lara. Ben avlanmaya gidiyorum."

"Hala tripli misin."

Odadan çıktı.

Kırıldım...

Öylece odanın ortasında dururken içeri Kerem girdi.

Aşırı derecede mutsuz olduğum için yüzüne bile bakamadım.

"Lara'm."

"Abi..."

Yavaşça bana doğru yaklaştı.

"Lara... Efeyi gerçekten seviyor musun."

"Evet. Seviyorum."

Etrafa göz gezdirdi.

"Peki. Efe şuan nerde?"

Yavaşça gözlerim dolmaya başladı.

"Nerde Lara?"

"Gitti... Avlanmaya gitti."

Elini yanağıma koyup sevmeye başladı.

"Seni üzgün bir halde bırakıp. Avlanmaya mı gitti?"

Gözyaşlarım dökülmeye başladı.

"Ah hayır. Ağlama. Gel bakalım."

Yavaş haraketlerle beni kucağına alıp yatağa yatırdı. Sonra o da yanıma yatıp üstümüzü örttü

Beni göğsüne yaslayıp bir bebek gibi sardıktan sonra ağlamama izin verdi...

Kaden-Barış

3. Kişi

Barış hala yataktan bir milimetre kıpırdamamış bir şekilde yatıyordu. Yanındaki minik insana sarılmak istiyor ama yapamıyordu.

O minik vampirin nefes alış veriş sesleri bile Barışı rahatlatırken neden onu sevip sevmediği hakkında şüphe duyuyordu ki?

İşte anlamadığımız nokta buydu.

Kaden artık barışa olan güveninin bir kısmını yitirmişti.

Kim onu boğan biriyle olur?

İkisininde gerçeği bir an önce görmesi gerekiyordu. Yoksa bu olay hem ilişkilerini hemde onları yıpratıcaktı.

Çağatay-Yiğit-Doğu

3. Kişi

"Yiğit. Yoruldum ben."

"Bende."
Diye cevap verdi yiğit

"Bak. Sen benim şu hayattaki en değer verdiğim insansın. Ama bizim ilişkimizin asla sevgililik diye bir tatafı olmayacak. Biz her zaman bir abi kardeş olarak yaşıycaz."

Yiğit Doğuya garip garip baktı.

"Neden şimdi bunu açıklama ihtiyacı duydun."

"Bilmiyorum. İçimdeydi şimdi söyledim işte."

"Doğu. Ben hep seni bir abi olarak gördüm zaten. Asla onun ötesi olmadı. Hem ben zaten hiç pozitif bakmadım o şeylere rahat ol. Ama lütfen bunun için benden uzaklaşma."

"Tabikide uzaklaşmam."

Doğu Yiğite sarılırken bir anda Çağataydan gelen inleme sesiyle ayrıldılar. İkiside çağatayın yanına koştu.

"Çağatay. İyi misin.'

"Dayanamıyorum- ahh. Çok acıyor. İstemiyorum istemiyorum istemiyorum- Ahhh!"

"Şşt geçecek. Sakin ol bana bak derin nefes al."

Çağatay Doğuya doğru döndü. Kızarmış gözleri ve dağınık saçlarla baktı ona.

"Derin nefes al ver. Sakin ol... Yarın yola çıkıyoruz bukucaz Yavuz'u..."

Yiğit bir yandan iğneye ağrı kesici ve uykusu gelsin diye bazı ilaçları koyup karıştırdı.
(İsimlerini bilmiyorum.)

Doğu Çağatayı oyalarken Yiğit yavaşça iğneyi yaptı.

"Geçti..."

Çağatayın bu zor günleri atlatmasının tek bir yolu vardı. O da Yavuz.

Efe-Lara

Efe

Gereksiz bir kıskançlıkla avlandıktan sonra odaya geri döndüm. Ama bu kadar sinirin üstünde birde kerem ve larayı yatakta sarmaş dolaş görünce bana ayrı bir sinir dalgası geldi.

"Napıyorsunuz!"

"Sakin ve sesiz ol. Lara uyuyor."

"Sen ne hakla-"

"Larayı kardeşinden kıskanmak nasıl bir beyindir. Ve sırf kıskandın diye onu üzgün bir halde odanın ortasında bırakmak?"

Efe yavaşça geri çekildi.

"Benden kıskanmana gerek yok. Senden tek isteğim onu üzmemen ama sen çoktan onuda yapmışsın."

Efe onu haklı bulurken kendinde konuşmak için enerji bulamadı.

"Lütfen. Madem birbirinize bağlısınız. Üzme onu. Bendende kıskanma."

Kerem dışarı çıktı. Efe ise Laranın uyuduğu yatağa ilerleyip keremin yerini aldı.

"Özür dilerim minik."




Bitteh

Sizce Efe mı haklı Kerem mı?

Neyse sabah sabah anca bu kadar oldu hadi byee 💓💞💗



Beni BulduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin