1.9

115 5 1
                                    

Hiç halinizi hatırınızı sormayan kötü bir arkadaşmışım üzür dilerm...

Nasılsınız bakalım 🤍✨

İyi olumalar 💖🧚🏼‍♀️

Ve gün bitmişti. Bora beni eve bıraktığında harika geçirdiğim bir günü sonlandırmış gibi hissetmiştim evet. Ta ki az önce kek yapmaya çalışana kadar.

Kek yapmak için kollarımı sıvamıştım ve daha yumurtayı bile kırarken ellerimin titrediğini hissetmiştim ama sorun etmemiştim. Daha sonra şekeri de katmış çırpmaya başlamıştım ve titreyen ellerime rağmen iyi gidiyordum. Ama birden dikkatim dağıldığı için kaptaki karışımı tezgaha dökmüştüm.

Şimdi ise ağlıyordum. Karışımı döktüğüm için ağlıyordum ama karışımı döktüğüm için ağlamıyordum. Mutfaktaki sandalyeye oturmuş ağlamaya başlamıştım. Bir süre ağladıktan sonra kapı çalmıştı. Kendimi toparlayarak göz yaşlarımı silip kapıya doğru gittim.

Holdeki aynadaki görüntüm bir canavardan farksız gibi gelmişti o an. Kapıyı açtığımda karşımda Ela vardı. Beni gördüğünde gülen yüzü solmuş ve kaşlarını çatmıştı.

"Defne, neyin var senin ne oluyor" dedi endişeyle içeri girip kapıyı kapatarak. O kadar ihtiyacım vardı ki ona bunu hissetmiş olmalıydı.

"Ela iyi ki geldin" dedim ve ona sarıldım. Şaşkınlığının en büyük sebebi belki de yıllar sonra ilk defa beni ağlarken görmesiydi.

Ben her olaya iyi yaklaşırdım, hiç iyi yanı yoksa o olayı alaya alır takmazdım. Yetimhaneden çıktığımda bile kimseye ağlamamıştım, hatta Bora görmesin diye uçurumdan bile atlamıştım.

"Defne anlatsana korkmaya başlıyorum" dedi Ela benden ayrılıp ellerini kollarımın iki tarafına koyup iyi miyim diye kontrol ederek.

"İyiyim Ela. Sadece kek yapmak isterken karışımı döktüm" dedim elimle yandaki mutfağı işaret ederek.

"Kek için mi ağlıyorsun? Bak ben gelirken ekler aldım" dedi elindeki poşeti kaldırarak.

"Kek için ağlıyorum ama kek için ağlamıyorum" dedim mutfağa geçerek.

Ela da üstünü çıkarıp peşimden geldiğinde tezgahın önünde durdu. Önce kabı kaldırdı daha sonra her şeyi bir kenara alıp tezgahı temizlemeye başladı.

"Ela bırak ben yaparım" dedim ayağa kalkıp onu durdurmaya çalışarak.

"Geç otur ve eklerini yerken bana ne olduğunu anlat" dedi Ela kesin bir dille.

"Bir abim varmış" dedim ve Ela önce yaptığı işi bıraktı ve yavaşça bana döndü. Ne dediğimi idrak ettiğinde ise bağırdı.

"Ne demek abim varmış benim niye haberim yok" diye bağırmaya devam etti.

"Ela bağırmasan mı aşkım? Benimde matematik sınavından hemen sonra haberim oldu. Sonra da anlatmaya hiç fırsatım olmadı" dedim açıklama yaparak.

Ela geri tezgaha dönüp işine devam etti.

"Ee kimmiş bu abi" dedi Ela merakla.

"Uraz, Uraz Akkayalı diye biri" dedim kısık bir sesle.

"Oha buldun mu bir de onu bana ne zaman anlatacaktın ha adamla tanıştıktan sonra mı" dedi Ela sahte bir kırgınlıkla.

"Ela şey..." dedim ve devamını getiremeyerek susup dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Hayır, hayır hayır tanışmış olamazsınız değil mi" dedi Ela yine bağırıp bana dönerek.

"Gerçekten çok ani oldu ben sağlıklı düşünemiyordum. Daha bugün tanıştık" dedim kırılmaması için dualar ederek.

KaçakWhere stories live. Discover now