Fizik Cezası / Texting

31 - Kulak Misafiri

Bölüm 31 Kulak Misafiri

0553...: E kararınız ne?

Neva: Seni eşek sudan gelinceye kadar dövmek.

0553...: Çok komiksin Neva.

0553...: Videoyu yaymam bir tuşa bakar.

Reha'm: Bunu ağır ödeyeceksin biliyorsun değil mi?

0553...: Göreceğiz.

0553...: Nasıl bir sebepten ayrılacaksınız düşündünüz mü?

Neva: Düşündük; ben katil olup hapse gireceğim.

Neva: Sende mezara...

Reha'm: Tövbe estağfurullah.

Neva: Ne ya! Bence bu benim hakkım.

0553...: Çok cesur davranışlar.

0553...: Ama senin için tehlikeli.

Neva: Sana buradan bir çakarım.

0553...: Cık cık...

0553...: Terbiyesiz kız :(

Reha'm: Neva ile bizim ayrılığımızın sana faydası ne olacak?

0553...: Sen benim olacaksın.

Reha'm: Hayal dünyan fazla genişmiş.

0553...: Öyle deme Reha.

0553...: Üzülüyorum sonra...

Neva: Geber!

Abartısız bir şekilde, sıramda kuduruyordum. Bu kız her kimse ağzına çakacaktım, belki de daha fazlasını yapacaktım. Bakışlarımı sınıfta gezdirdiğim sırada Barış'ın Nalan ile sanki bir şey saklarcasına konuşmaları dikkatimi çekmeye yetmişti. Şuan ki konumuzun Barış olması bu durumu daha gizemli hale getiriyordu. 

''Ne karıştırıyorsun sen Barış?'' 

Sessiz mırıltılarım Barış ve Nalan'ın sınıftan çıkması ile son bulurken bu işin altından bir iş olduğu belliydi. Sıradan kalkıp uyuşuk adımlarla peşlerinden ilerledim. Peşlerinde olduğumu fark etmesinler diye duvar dibine geçtim. İkili spor salonunun soyunma odalarına yöneldiğinde anlamlandıramadığım bir şeylerin döndüğü bariz ortadaydı. Soyunma odasının önünde durduklarında kolonun arkasına saklandım.

''Rahat bırak insanları, bak sana sus payı da veriyorum daha ne istiyorsun?''

Sus payı? 

''Ayrıldıklarını görmeden rahat bırakmayacağım onları.''

Nalan!

Emir Can İğrek duysa bunları yazdığı şarkıya lanet okur... Küçük fahişe demek bizi tehdit eden oydu, peki Barış bunun neresindeydi?

''Seni seviyorlar o kadar kendileri ile tehdit ettim 'bana mısın?' demediler.''

Nalan'ın sesi bu kadar gıcık çıkıyor muydu? Biraz daha burada durursam sinirden eriyip lava dönecektim. Kafamı bulunduğum yerden biraz uzattığımda Barış cebinden bir zarf çıkartıp Nalan'a uzattı.

''Bak al bu parayı rahat bırak insanları, bu benim meselem. Onları karıştırma bu işe.''

Nalan zarfa küçümser bir şekilde baktığında iğrenç bir kahkaha atıp saçlarını arkaya savurdu.

''Benim işim artık onlarla, artık onlara ayrılmaları için yalvarır mısın? Orasını bilemem.''

Resmen Şeytandı bu kız...

Ağzım bir karış açık duyduğum sözleri sindirmeye çalışırken arkamda hissettiğim hareketlilikle  kafamı korkuyla arkaya çevirdim.

Reha?

İşaret parmağı ile sus işareti yaptığına elindeki telefonu yeni görmüştüm, kayıt yapıyordu. 

''O ezik kızı Reha'mdan ayrılması için ikna et yoksa bende bu videoyu yayınlamaktan çekinmem.''

Nalan zarfı Barış'ın eline verip gittiğinde Barış'ın çaresizlikle yere çöktüğünü görmüştüm. Yaptığı hatanın bedelini bizim ödememiz hiç mantıklı değildi.

***

Sinirden tırnaklarımı kemirdiğim sırada acaba Barış'ı mı yoksa Nalan'ı mı dövsem diye düşünmeden edemiyordum. Bir yandan Barış'a bir yanda da Nalan'a bakıyordum. Nalan keyifli bir şekilde test çözerken Barış ise uyuyordu. Uyu tabi, ağzımıza sıç sonra rahat rahat uyu...

Oflayarak sırada hareketlendiğimde sınıfın kapısı çalmıştı. İçeri müdür girdiğinde bütün sınıf ayaklanmıştı. Arkasından giren polis memuru ile gözlerim irice açıldığında Reha'ya bakıp ne oluyor dercesine kafamı salladım.

''Barış Kaya burada mı?''

Polis memuru konuştuğunda sanırım Barış için yolun sonu gözükmüştü. Barış ayağa kalktığında diğer iki polis gelip Barış'ın bileğine kelepçeleri takmışlardı. Sınıfta kelepçenin sesi yankılanırken başta konuşan polis memuru bir isimi daha dillendirdiğinde ben dahil sınıftaki herkese ikinci bir şok daha yaşatmıştı.

''Nalan Ürkek, tehdit ve suça ortaklıktan bizimle karakola kadar geleceksin.''

★★★

Bölüm sonu...

Sizce polislere kim haber verdi?