19.

271 12 1
                                    

01

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


01.03.2024⭐️

Üzerinde deri ceket, arka cebine şişko bir şey koyduğunu gösterircesine havaya kalkarken bir elim kapı kolunda öylece ona baktım. İçinde parıltılar olan gözlerini bana dikerek kocaman gülümsedi. Bende gelmeni bekliyordum. "Şaşkın surat." Dedi Gözlerini eteğime indirip daha çok sırıttı. Daha sonra bana doğru ilerleyerek elimin üstüne elini kapatarak kapıyı geri açtı. "Yolda soru sormak yok."

Elini çeker zannediyordum ama kapıyı açtığı an elimi sıkıca tutup peşinden çekiştirince anın gerçekliğini sorgulayarak bu karanlığın içinde ellerimizi görmeye çalıştım. Ama sadece çalıştım. Hazar diğer ağır kapıyıda tek eliyle iteleyip açınca iremle yüz yüze geldik. Hazar bir an bile olsun duraksamadan omuzuna çarparak ilerledi. O kısacık zamanda iremle göz göze geldik. Bir zamanlar benim onlara baktığım gibi bakıyordu. Hasretle. Kolidoru hızlı bir şekilde aşarken arka cebindeki kahvrengi pakete baktım. O da mı uyuşturucuydu? Kızıl toz. Ne biçim isimleri vardı bunların. meymenetsiz şeyler.

"Sizin abi kafayı bulmuş." Dedi bar sandalyelerinin hemen önünden geçerken kafamı arkaya çevirerek önünden geçtiğimiz adama baktım. Meriç abi? Benim tanıdığım adam, değil yanından geçmek koldiordan çıktığımız an şahin gözleriyle bizi fark ederdi. Anlaşılan bayağı dağıtmış. Elleriyle yüzünü ovuştururken, kafamı önüme çevirerek kalabalıktan insanlara çarpa çarpa geçtik. Bazıları sövdü, hissettim kulaklarım çınladı. "Alisaya haber vermedim!" Dedim dışarıya çıktığımızda. Hazar hiç duraksamadan gri bir motorun yanına gidip kaskı aldı. "Tarık onu eve bırakır." Dedi bana ilerlerken. Durup bana gelmesini bekledim. Elindeki kaskı ani şekilde kafama geçirip alttan kayışlarını bağladı. Bunu yapması için üzerime eğilmek zorunda kalmıştı. Hayran hayran ona baktım bir an. Gözlerinin üzerini örten saçları resmen bir uyum içerisindeydi. Gelde aşık olma.

"Nereye gidiyoruz?"

"Soru sormak yok. Gelmek istedin bu kadar, şimdi bin." Üstündeki deri ceketi bana verince sorarcasına ona baktım. "Bacaklarına örtersin, hadi." Yere dayalı durması için olan şeyleri çekerek bindi. Etrafıma bakınıp eteğime dikkat ederek bir ayağımı diğer tarafa attım ardından verdiği deri ceketi kenarlara sıkıştırarak örttüm.  "Tamam." Dedim hazır olduğumu belirterek. Öne eğilmesiyle kollarımı belinden aşırıp karnında birleştirdim. Motoru çalıştırdı. Sokaktan çıkına kadar hız yapmasada caddeye çıktığı an yüreğimi uçurmuştu resmen. Yinede güzeldi işte. Hep hayalimdi zaten. Ben motorları severdim. O motorlara aşıktı. İkimizde motor tutkunuyduk, ve ben her zaman onunla bir motor yolculuğu yaparken hayal ederdim kendimi. Kollarımı daha sıkı sararak başımı yandan çıkarıp önümüzde ki yolu izledim. Her nereye gidiyorsak baya uzak bir yermiş. Arabaları solladıkça karnına doladığım ellerim sıklaştı. Sonunda deniz kenarında olan bir restaurantın önünde durduk.

İlk o indi, bacaklarımdaki montunu alarak ona uzattım ardından ben indim. Tekrardan üzerime eğilerek kaskı çıkardı. "Nasıldı?" Diye sordu. Kocaman gülümsedim. "Hep hayalimdi."

Görmedin Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin