LANET

847 84 141
                                    

Bembeyaz ışıklar sarmaya başladı bir anda,
katran gibi kara zindanı. Kirpiklerini kırpıştırırken, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gözkapaklarını açmak istiyor, güneş kadar parlak ışık gözlerini yakıyordu, sımsıkı yumdu ve yeniden ağır ağır araladı gözlerini. Parlaklığın arasında bulunan her neyse, ona doğru yakınlaşıyordu. Işık hüzmelerinin arasında bulunan nesne, tam da karşısında duruyordu. Görüyordu ama ne olduğunu bir türlü seçemiyordu. Kırık nefesi ile seslendi ona:

"Kim var orda!?"

Yankılı, buğulu ve insan sesine benzemeyen garip bir ses ile fısıldar gibi konuştu onunla.

"Elıysss"

Gözleri ve kulakları sesin sahibini arıyordu ama görmek çok zordu. İçeri saçılan beyaz ve parlak ışık ile, bir bütünlük vardı sanki. Elıys geri çekiliyor olsa da duvar tek engeliydi.

"Kimsin sen? Neden seni göremiyorum?"

Ne olduğu belirsiz varlık, fısıltılı sesi ile yanıt verdi.

"Beni gözlerinle göremezsin Elıys, beni ancak kalbin ile görebilirsin. Ne yazık ki o da sende yok. Yapayalnızsın Elıys, tıpkı yüksek kayalıkların donmuş zirveleri, ya da çöllerde açan kupkuru bir ot gibi. İçinde barındırdığın ateş seni küle dönüştürecek ve bu ateş ebediyen senin tek mekanın olacak. Bugün ölmeyeceksin, yaşamanı temiz ve merhamet dolu bir insana borçlu olacaksın. Sevmeyi dene, Fabriyan bunun için hayatını bağışladı. Gör ve duy! "

Ardından aydınlattığı ışık, gidişiyle yerini zindanın zifiri karanlığına bıraktı. Varlığın gidişi ile Elıys kederli bir hale bürünerek, başını yere eğdi ve tüm yaşamını yeniden gözden geçirdi. Uzun süre boyunca düşündü düşündü ve düşündü. Ani bir refleks ile ayağıya kalkarak, avazı çıktığı kadar bağırdı.

"Muhafızlar!"

Oraya doğru yönelen iki muhafız, tanrıların kızı olarak bilinen prenses Elıys'ın karşısında mahçup bir halde:

"Buyurun efendim"

Elıys kendinden emin bir tavırla:

"Prens Amaryan'ı görmek istiyorum! Derhal buraya gelmesini söyleyin!"

Muhafızlar birbirilerine baktılar ve ürkek bir halde:

"Derhal efendim"

Elıys kendine has edası ile yeniden iki elini belinde birleştirdi ve küçücük zindanın içinde volta atarak beklemeye koyuldu.
Geçen iki saatin ardından  Prensin ayak sesleri zindandan duyulmaya başladı. Zırhlı kapı açılır ve Prens Amaryan, Elıys'ın karşısına dikilir.

"Beni görmek istemişsiniz! Bugün  infazınız gerçekleşecek! Asla merhamet dilemeyin!"

Bu söz cidden Elıys'ı güldürmüştü. Onun bu hali prensi daha da öfkelendirmeye yetiyordu.

"Dinliyorum, isteğiniz nedir!?"

Elıys prense doğru sokularak, yumuşak ve sakin bir dille:

"İhtiyar Fabriyan'ı görmek istiyorum"

Amaryan umursamaz gözlerle prensesi süzdü. Canı yanıyordu ve terlemekte olan avuçlarını sıkmaya başladı:

"Üzgünüm, bu imkansız. Onu göremenize izin vermeyeceğim!"

Elıys biraz daha sokuldu ve yine aynı tonlama ile:

"Yapmayın prensim,  idam edilecek birinin son isteği olarak kabul edin. Bunu yapmak zorundasınız"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELIYS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin