BÖLÜM 16-SINANMAK

20 1 0
                                    

Emirhandan

Burnuma dolan buram buram kara gül kokusuyla istemsiz gülümsedim. Bu koku bana huzur vermişti.Ciğerlerim bu kokuyla dolarken gözlerimi araladım.Açelya göğsümü ele geçirmişti.Elleri ve başı tam karnımın üstünde,saçlarıysa yüzüme doğru bedenime yayılıyordu.Üstü nerdeyse açılmıştı.Tişörtü yukarı kıvrılmıştı.

Sol boşta kalan elimle önce tişörtünü aşağı indirdim.Sonra yorganı güzelce üstüne örttüm.Kıpırdanarak başını biraz yukarı çıkarınca uykusuna kaldığı yerden devam etti.Elleri göğsümde, kafası ellerinin üstündeydi.Bebek gibi uyurken onu izlemek çok hoşuma gitmişti.

Bana dönük yüzü masumdu.Uzun kirpikleri çok güzeldi.Saçlarını düzelterek arkasına attım.Aralık dudaklarından nefes alırken ben dudaklarında takılı kalmıştım.

Beni neden öptüğünü asla bilmiyordum.Merak ediyordum ama bunu ona sorduğumda cevaplamamıştı. Ve tek aklımda olan beni öptüğü andı. Yumuşak ve beni kendine çeken dudakları.Tadı bile kara gül gibiydi. Bu nasıl olabilirdi bilmiyordum.Sanki kara gülden yapılmış gibiydi.Ve şuan aralık dudaklarına bakarak tek düşündüğüm şey tekrar o tadı almak istediğimdi.

Saçlarıyla oynarken elim yanağına gitti. Yumuşacık teni elimin altından kayıp giderken saçlarıda ipeksi bir dokudaydı.Bebek saçları gibi yumuşacıktı.Dudakları hafifçe kıvrıldığında bende gülümsedim. Neden güldüğünü bile bilmiyordum ama o gülümseyince bende istemsiz gülümsemiştim.Rüyasında güzel bir şey görüyor olmalıydı.

Gözlerini uyku sersemiyle yavaşça aralarken hâlâ yüzünde bir gülümseme vardı.Gözleriyle beni izledikten sonra tekrardan geri kapattı.Gülümser vaziyette onu izlemeye devam edince birkaç saniye sonra tekrar gözlerini açtı.Bu sefer dehşet içinde bana bakarken anında doğruldu.

"Ne işin var senin burda?!"

Karışık saçları ve sinirli bakışlarıyla beni izlerken ben onun ne kadar tatlı göründüğünü zevkle izliyordum.

"B12 eksikliğin var sanırım,beraber uyudukya dün"

Kaşlarını çatarak bir süre yüzüme baktı.Sonra hatırlamış gibi kaşları düzeldi.

"Eee kahvaltı yapmayacakmıyız?"

Tek kaşını kaldırdı ve bana inanamıyormuş gibi baktı.

"Ne kahvaltısı?delirdinmi sen?Çık odamdan hemen!"

Ona aldırmadım.Yatağa güzelce yatarak sırtüstü uzandım.Ellerimi başımın altına koydum.Elleri belinde beni izliyordu.

"Sen misafirlerini aç mı gönderirsin çiçeğim?"

Sinirini gözlerinde görsemde gülümsedim.Dik dik bana bakıyordu. İkin adımda dibimde bitti.

"Bak kaşınma elimde kalıcaksın şimdi çık git şu odadan!"

Aşağıdan tepemde dikilen Açelyaya baktım.İşaret parmağını bana doğru uzatmıştı.

"Sana sadece burda kalabilirsin dedim sadece yatmak için dedim gel kahvaltı yap diye kal demedim sana!"

Ayağa kalktım.Dip dibeydik.Gözleri vücudumu süzerken sinirli bakışları tekrar bana çevrildi.Yanakları kızarmıştı.Tek kelime etmeden yerden bulduğu bir çift terliği havaya kaldırdı.

"Ulan ben sana demedimmi pantolonunu çıkarma diye!"

Beni odada terlikle kovalarken gülmekten duramıyordum.Allah aşkına pantolonla uyunurmuydu?Saçmalıktı yani!

Bir yandan odada koşarken bir yandan pantolonumu giymeye çalışıyordum. Bu sırada kafama bir terliği yemiştim.

"Kızım atmasana şunları!"

ORENDA(+18)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora