BÖLÜM 23-ZEN ÇEMBERİ

19 0 0
                                    

Açelyadan

Gözlerime vuran güneş ışığı yüzümü buruşturmamı sağlamıştı.Üstümdeki ağırlıkla doğru düzgün nefes alamadığımı hissederken burnuma buram buram nane ve misk kokusu dolmuştu.Ciğerlerim kokuyla ferahlarken tütün ve amber kokusuda buna katılmıştı.İstemsiz gülümserken gözlerimi açasım hiç yoktu.

Düne dair pek bir şey hatırlamıyordum. Kafam allak bullaktı.İpeğe her şeyi anlatmış ve kimseye söylememesi için sözler verdirtmiştim.Sonrasında deli gibi eğlenmiştik.Yorgun düştüğüm içinde zihnimde hiçbir şey tam yerine oturmuyordu.

İstemeye istemeye gözlerimi araladığımda bakışlarım önce Emirhana kaydı.Tam kalbimin olduğu yere başını koyarken kolları belime sarılmıştı.Sol bacağı bacaklarımın üstündeydi.Bebek gibi uyurken bir elim sırtında diğer elimde kolunun üstündeydi.Gülümseyerek sırtındaki elimi saçlarına geçirdim.Yavaş dokunuşlarla okşarken bunun benimde hoşuma gittiğini farkettim.

Bakışlarımı odaya çevirdiğimde buranın bana asla ait olmadığına bizzat emin oldum.

Buraya nasıl geldiğimi zerre hatırlamazken odaya bakıp duruyordum.Yatağın sağında,ilerde kapı,kapının hemen yanında bir başka kapı duruyordu.Sanırım banyoydu burası.Yatağın solunda yan yana duran dolap ve çalışma masasıysa uyumluydu.Odaya siyah renk hakimken nedense kendimi huzurlu hissetmiştim.Emirhan başını hareket ettirince ona döndüm.

"Günaydın"dediğimde homurdandı.

Galiba tam uyanamamıştı.Bense gayet rahat uyumama rağmen doğru düzgün nefes alamıyordum.Üstelik kafası şuan kalbimin üstünde değildi.Tam olarak boyun girintimdeydi.Nefesi tenime değerken huylanıyordum.Uyumaya devam ediyordu.Köprücük kemiğime verdiği nefesi umursamamaya çalışıyordum ama bu imkansızdı.

"Emirhan uyancakmısın?"

"I-ıh"dedi.

"Neden?"

Cidden uyuyan birine bunu sormam çok saçmaydı ama merakta ediyordum. Ayrıca nefes alamıyordum.

"Uykum var Açelya"diye mırıldandı.

"Ötede uyusanda nefes alsam?"

"I-ıh olmaz"

Sustuğunda ne diyeceğimi bilemiyordum.Tam nefes almasamda olurdu herhalde.Ellerim tekrar saçlarını buldu.

"Kokun bana annemi hatırlatıyor..."

fısıltıyla kurduğu cümleyi duyduğumda içimde öyle bir kırıklar oluştu ki. Kalbimde yine bir yanma oluştu. Emirhanla belkide bu yüzden birbirimize benziyorduk.Farklı şekillerde ailemizi kaybetmiştik.Ben ailemi tanıyarak vefat etmişlerdi ama o doğduğundan itibaren annesine dair bir şey bilmiyordu.Annesini bilmeden kokusunu nasıl bilebilirdi bir çocuk?

"Dünyanın en rahat yeri şuan burası,bu bulunduğum yer,bulunduğum konum ve şekil"

Yine sustu.Bense saçlarını okşamaya devam ettim.İncinmiş çocuk ruhundaki kirler ona ağırmı geliyorduda böyle konuşuyordu?Ne kadar büyürse büyüsün sanırım o hep eksik çocuk olarak kalıcaktı.

"Kokun bana huzur veriyor,Neresi burası?Cennetmi?Değilse bile benim için artık öyle"

"Nefes alamıyorum"dedim.

Artık dayanamıyacaktım sanırım. Emirhanda bunu bekliyormuş gibi üstümden kalktı.Derin nefesler çekerken fazlasıyla rahatlamıştım. Emirhan beni tekrar kendine çekti. Belime sarılarak bana iyice sarıldı. Yanağını başımın üstüne koyarken ellerim göğsünün üstünde sıkışmışlardı.Kokusu ciğerlerime nüfuz ederken bu güzel koku karşısında iyice mayışmıştım.Başımı iyice göğsüne yerleştirmiştim.

ORENDA(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin