17. Bölüm: TİŞÖRT

109 20 101
                                    

Wong'un da morali bozulmuştu. Elini tutup "Sorun değil." dedim gülümseyerek.

"Keşke önceden seni fark etseydim. O zaman daha iyi olmaz mıydı?" diye sordu elimi sıkıca tutarken.

Omuz silktim. "Olmazdı. O zamanlar avcıları daha tanımıyordum. Ve sen beni fark etseydin bile hayatta olmazdım. İntihar etmek istiyordum. Komaya girmeseydim o gece ölmüştüm."

Wong merakla baktı. "Neden? Yani gerçekten intihara meyilliysen nedeni olmalı?"

"İlk annem ben doğmadan beni terk etti. Üvey annemde şizofrenden farksızdı. Çok kez öldürmeye çalıştı beni. Sonra tımarhaneye gitti." diye açıkladım.

"Baban neredeydi?"

"Büyük ihtimalle beni taciz etmekle uğraşıyordu." Küçükken anlamasam da sonradan anlamıştım.

Wong sinirle baktı. "Ne? Kendi çocuğuna? Neden?"

Elimle bilmiyorum işareti yaptım. "Dahasını yapmadığı için şükrediyorum. Her neyse ne yapacağız?"

"Geçiştirme."

"Oturup ağlayacak halim yok."

"Bu kadar da rahat anlatma! Bunları yaşıyorsun ve nasıl böyle rahat anlatabilirsin?!"

Elini bırakıp oyuncak makinesine gittim. Para atıp istediğim oyuncağı almaya çalıştım. İlkte alamayınca tekrar para attım.

"Ben deneyeyim birde." diyerek beni kenara itti. İlkte o da alamadığı için bir kere daha para attı.

6. denemenin sonunda da alamayınca "Wong yeter artık. Kaç saattir uğraşıyorsun." dedim bıkmış bir şekilde.

"Alamazsam bir daha adam öldürmem." diye kendiyle iddialaştı. En sonunda oyuncağı aldığında da makine bozulup vermemişti.

Makineye tekme atacağında "Bunun için mi çağırdın beni?" diyerek durdurdum. "Tekmelemeye devam et. Gidiyorum."

"Tamam tamam gitme. Yemek yiyelim." Elimden tutup dışarı çıkardı.

"Aranıyorsun Wong. Yakalanırsın." diye mırıldandım. Wong dudağını ısırarak düşünmeye başladı. "Benim evime gidelim öyleyse. Mükemmel el lezzetimi tat."

Güldüm. "Ben ciddiyim."

"Bende ciddiyim. Mükemmel yemek yaparım."

"Öyle mi? İyi yap öyleyse." İleriye doğru yürüdüğümde durdurdu. "Yürüyerek gitmeyeceğiz."

Motoruyla evine gittik.

Evi sığınaktan çok uzaktı ve yüksek bir yerdeydi. Asansörle evine çıktık. "Evim güzelmiş. Dağınıktır diye düşünmüştüm." diyerek Wong'a döndüm.

"Evin gayet temizdir. Aslında uzun zaman sonra evime ilk kez geliyorum." dedi Wong mutfağa giderken.

Onunla birlikte mutfağa gittim. "Sokakta yatmıyordun herhalde?"

"Orası karışık aslında." Çiçekli önlüğünü üzerine geçirdi ve gerekli malzemeleri çıkardı.

Sandalye çekip otururken "Karışık olan ne?" diye sordum. Şapkamı çıkarıp masaya koydum.

"Kafanı buna takma. Tariflerime iyi bak
Nasıl güzel olacak bak." dedi gülümseyerek.

Gerginlikten tırnak derilerini soymaya başlamıştım. "Konuyu değiştiriyorsun." Gülümsemesi yavaştan soldu.

"Eskiden yaptıklarımı bilirsen bir daha bana yaklaşmazsın bile. Olan güvenin de gider." diyerek yemeğini yapmaya başladı.

Konuyu uzatmadım. Anlatmak istemiyordu. Masanın üzerindeki peçeteyi alıp kanayan tırnak etlerime bastırdım.

Wong yara bandını alıp tırnağımı sardı. "Tırnağını rahat bırak."

Anlatmak istememesini anlıyordum ama yine de anlatmasını beklemiştim. İkimizinde morali bozulmasın diye susup yaptığı yemeğe baktım.

Telefonuma bakmaya dalmışken bir anda tüpün üzerinden ateş çıktı. Her yer duman olunca direkt camı açıp tüpü kapattım. "Nasıl becerdin!?"

Tavayı alıp soğuk suya tuttum. Yakmıştı.

Elinin yandığını fark etmeyen Wong'a döndüm. "Öyle bakacağına elini suya soksana!" diyerek soğuk suya tuttum elini.

Dumanlar giderken Wong'a yanık kremini uzattım. Mutfağı darma duman ettiği için temizlemek gerekiyordu.

Wong önlüğünü çıkartıp "Temizlemene gerek yok. Ben hallederim sonra. Salona geçelim." dedi.

Israrlarına dayanamayıp salona geçtim. "Ne yemek istersin? Ne sipariş edeyim?" diye sordu.

"Sen ne alacaksan al. Ben seçemem şimdi. O da güzel bu da güzel derken akşam ederim." diyerek salona göz attım.

Etrafa bakınırken köşedeki kadın tişörtü gözüme takıldı. Wong'a dönüp "Kız kardeşin falan var mı? Evine geldi mi hiç?" diye sordum.

Wong "Hayır da niye..." diye mırıldandı. "Ari senden önce her şey daha farklıydı. Dediğim gibi."

Ayağa kalkıp "Bana bir şey demedin ki? Eskiden farklıydım. Ne farklıydı? Ben senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum Wong." dedim sakince. Sinirlenmiyordum sadece içten içe doluyordum.

"Eve geldiğim zamanlar nadirdi çünkü hep gece kulübünde kadınları kullanıp öldürüyordum."

---------------------------------------------------

Dün saat 5te okuldan geldim 2 saat dinlendim ve geri okula gittim. Bölüm atamadım bu yüzdenn.

BU ARADA TAM YERİNDE BIRAKAYIM DEDİMM

The Uncanny Counter Where stories live. Discover now