YP / BÖLÜM / 18

234K 9.2K 1.3K
                                    

Profilimde ki Çocukluk Aşkım kitabımı da beklerim =)

ARKADAŞLAR İNTERNETE GİREMEYECEĞİM BİR YA DA İKİ HAFTA BOYUNCA. ACİL SEYAHAT. ÜZGÜNÜM. O YÜZDEN PEŞİN PEŞİN İKİ BÖLÜM PAYLAŞIYORUM. KENDİNİZE İYİ BAKIN VE BENİ YORUMLARINIZDAN MAHRUM BIRAKMAYIN =(

İşim bittiğinde ayna karşısında ki kendime inanmamıştım. Yaptığım makyajla küçücük gözlerim ön plana çıkmıştı. Saçlarıma fön çekince daha da uzamıştı ve sırtımdan aşağıya iniyordu. Beyaz tenim kırmızı elbisenin altında sarı saçlarımla bana uyum sağlıyordu.

Sibel bile beni tanımıyormuş gibi bakıyordu. Saçımı düzleştirmekle ve özene bezene şu makyajı yapmakla çok fazla zaman kaybetmiştim. Geriye bir tek ruj kalmıştı ve o da zorunluydu. Dünden dudaklarım mor kalmıştı ve bazı yerleri yara olmuştu. Açık kırmızı bir rujla işim tamamdı. Göz makyajımı çok abartmamıştım ama ön plana çıkartmıştım. Güzeldim güzel.

Bir saat geçmişti ve evin içinde tıkırtı yoktu.

Hemen Sibel'i kucağıma aldım. Sonra bu topuklularla merdivenlerde yürümek istemediğimi farkettim. Takılıp düşersem Sibel'e bir şey olur diye korktum. Topukluları bir elime Sibel'i bir elime aldım ve yavaş yavaş aşağıya indim, ortalığı kolaçan ettim. Ortalıkta kimse yoktu. Hemen Sibel'i yemek masasına oturttum ve mamasını hazırlayıp geri kucağıma aldım.

Mamasını bitirdikten sonra iş korumaları atlatmaktaydı. Ama önce bir taksi çağırmalıydım.

"Alo Gül Taksi?"

"Evet buyurun."

"Sami Caddesi Kara Sokağı bir taksi lütfen."

"On dakika içerisinde oradayız.", dedikten sonra telefonu kapattım.

Kapıdan baktığımda korumalar kendi hallerindeydiler. Şimdi dışarı çıkacağımı söylesem Aras'ı arayacaklardı. Topukluları ayağıma geçirdim.

Topukluları ayağıma geçirip yürümeye başladım.

Kapıyı açıp bir kaç adım attım. Üçüncü adımımda arkamdan bir el kolumu tuttu ve çekti. Bense kafamı kaldırıp bir koluma bir de kolumu tutan korumaya çatık kaşlarla baktım. Öyle bir baktım ki ben de olsam ben de korkardım. Hemen elini çekti.

"Ayza Hanım nereye?"

"Sanane!", dedim üstüne basa basa.

"Burak Aras Bey'i ara!", dedi arkasına dönüp az önce yanında duran korumaya emir vererek.

"Ararsan ara be!"

Burak denilen koruma telefonun ikinci çalışında konuşmaya başladı.

"Aras Bey Ayza Hanım evden çıkıyor. Herhangi bir talimat verilmedi. Gidilmesine izin verilsin mi?"

"..."

"Anladım.", deyip kapattı ve bana dönüp;

"İçeriye Ayza Hanım. Gerekirse zorla sokulacaksınız."

"O Aras Bey'ini ara ve telefonu bana ver."

"Ama Ayz..."

"Sana hemen dedim.", diye bağırdığımda telefonunu çıkartıp bir kaç rakam tuşladıktan sonra bana verdi. Bende Sibel'i ayaklarımın dibine indirdim. Sibel de bacaklarımdan destek alarak bana sarılıyordu. Bu kadar iri yarı çam yarması ve sempatiksiz adamların arasında korkuyordu.

"Ne var Ayza?"

"Benim olduğumu nereden biliyorsun?"

"Sana ne var dedim."

YENİ PATRONUMWhere stories live. Discover now