YP / BÖLÜM / 23

239K 8.8K 2K
                                    

Profilimde ki Çocukluk Aşkım kitabımı da beklerim =)


ARKADAŞLAR ÖNCELİKLE SABAHTAN BERİ YENİ BÖLÜMÜ YAYINLAMAYA ÇALIŞIYORUM AMA WATTPAD DE ONARIM VAR DİYORDU. İKİNCİSİ ARKADAŞLAR GELECEK BÖLÜMLERDE SİZİNLİ ÖNEMLİ BİR KARAR ALMAK İSTİYORUM. LÜTFEN PROFİLİMDEKİ DUYURULARI TAKİP EDİN =( SİZE İHTİYACIM OLABİLİR =(

"Aras çek şu elini."

"Ya sadece bir kerelik Allah Allah ne kadar abarttın sende ha."

"Ya zaten sadece bir kere kullanılan bir şey bu. Yırtıldı mı yenisi olmuyor. Deli etme beni. Gene tuttu inat damarın."

"Ayza deli etme beni de ver artık şunu bana. "

"Ya sen çekilsene bir üzerimden vermeyeceğim. Hep senin yüzünden oldu zaten. Annem duysa beceriksizsin bir şeyi koruyamadın derdi."

"Ya Ayza ver de yardım edeyim.", dedi elimde ki tüle bakarak. Eteğimin tülü yırtılmıştı. Aras kapıya geldiğimizde benim için kapıyı açmıştı ve tülüm uzun olduğu için benden bir kaç adım geride geliyordu. Şimdi kısa olan elbisem iyice kısalmış mini bir görünüm kazanmıştı.

"Çık yukarı değiştir de gel üzerini.", dedi ben elbisemin yırtık olmayan kısmını yırtık kısmıyla aynı ölçüde kesip elbiseyi onarmaya çalışırken.

"Hiç kusura bakmayan beyefendi. Üzerimi tekrar değiştirmekle uğraşamam ben. Saçım bozulur. Hem geç kalırız. Saat sekize çeyrek var. Üstelik Sibel nerede? Sen ne hazırlad..."

"Ayza çık şu üzerini değiştir!", diye bağırdığında omzumu inatçı çocuklar gibi sallayıp elbisemi tamir etme işini bırakmıştım. Tamam süper mini gibi duruyordu ama o kadar da değildi yani. Onu dinlemedim ve mini elbisemin üzerinden akan beş santimlik tülü de yırttım. Şimdi düz sade kırmızı mini bir elbise gibi duruyordu.

Aslında daha mı iyi olmuştu ne?

Aras'ın bana ters ters baktığını görünce ona dilimi çıkarttım ve arabaya doğru yürüdüm.

"Ayza beni deli etme!", dedi ben arabanın kapısını açarken.

Omuz silkip;

"Sen zaten delisin.", dedim ve umursamaz bir tavırla arabaya bindim.

Önce biraz bekledi, sonra biraz daha, sonra biraz daha...

"Orada dikilecek misin? Benim hemen kızımı görmem gerekiyor da...", dedim yüzümü ekşitip de bakarak.

O da sinirlerini kontrol altına almaya çalışarak bir kaç derin nefes aldı ve üzerindeki takım elbisenin ceketini çeke çeke arabanın ön koltuğuna bindi.

Çok yakışıklı olmuştu. Gerçeği bu onun her zamanki haliydi. Giydiği takım elbise üzerine tam oturmuştu sarı saçları koyu lacivert takımına ve içindeki beyaz gömleğe ayak uyduruyordu. Sinirlendiğinde gözlerini kısıyor ve yüzünü sert bir tavra bürüyordu. Öyle olunca da poz vermeye çalışan erkek mankenler gibi duruyordu. Harbi acaba hiç mankenliği düşünmüş müydü? Şahsen benim çocukluk hayalim manken olmaktı. Acaba Aras'ın ki neydi?

"E, nereye gidiyoruz?"

"O elbiseyi değiştirmeye."

"Aras yeter artık saçmaladığın. Nereye gideceksek gidelim.", dediğimde cevap vermeyip arabayı sürmeye devam etti.

Planı uygulamaya devam etme vaktiydi. Gerçeği araba kullanıyordu dikkatini pek fazla dağıtmak istemiyordum ama kaşınmıştı. Ben de kaşınanı kaşımayı severdim.

YENİ PATRONUMOù les histoires vivent. Découvrez maintenant