YP / BÖLÜM / 42

163K 4.9K 433
                                    

"Sen miydin? Burada ne arıyorsun?"

"Tuvaletim gelmiş olamaz mı?"

"Tuvalet kelimesinin anlamını bilmiyorsun sanırım. İnsanları koridorda gizlice gözetleyip, karanlık işler çevirirmiş gibi gölge olmak tuvalet anlamına gelmiyor."

"Sana benimle gelmeni söylemiştim. Elimi uzatmıştım. Sen ise Aras'ın elini mi tuttun?", deyip küçümseyici gözlerle bakınca bardağı taşıran son damlayı rahatlıkla kullandığını fark ettim. Sinirle ona baktığımda endişeli bir şekilde bakıyordu.

"Sana ne oluyor böyle? Benim tanıdığım eğlenceli Mert'e noldu? Sen nasıl bir insan olmuşsun böyle."

"Nasıl olmuşum? Beğendin mi?"

"İnsanların arkasından iş çeviren, iki yüzlü, sahtekar, pislik bir herif olmuşsun."

"Ne diyorsun Ayza? Ne işi?"

"Aras'ı sırtından vuruşunu öğrenemez miydim sanıyorsun? Farkında değilsin ama biz aynı ev de yaşıyoruz."

Alay geçermiş gibi kahkaha atıyordu. Durum cidden çok mu komikti? Tebessüm eden yüzünden taviz vermeden bana döndü.

"Hiç bir şey bilmiyorsun.", dediğinde yüzünde ki tebessüm saniyeler içerisinde ciddiyetle tanıştı. Yavaşça ona yaklaştım.

"Çocukken... Yani sen ve ben sıkı mıkıyken... Evcilik oynardık hatırladın mı?", dediğimde gözlerimin içine anlamayarak bakıyordu. Ne anlatacağımı merak ediyordu. Gülümseyerek anlatıyordum.

Biraz daha gülümsedikten sonra samimiyetimi susturup yüzümü soğutarak devam ettim.

"Otoriterdin. Evcilik oyununda bile. Her şeyin sana bağlı olmasını isterdin. Hep yüksekteydin. Kocam olduğunda baba olmayı isterdin. Baba olduğunda patron. Patron olduğunda şirket sahipleri... Yalancıktan yaptığım yemeklere bile doymazdın. Aç gözlüydün."

"Ayza.", diye sinirle bağırdığında kolumdan tutup koridorun karanlık köşesine iyice beni sürüklemeye başladı.

"Noldu. Acı mı geldi gerçekler. Aynaya baktığında ne görüyorsun sen? Melek falan mı?", dediğimde onun beni çekiştirmesini takmıyormuşum gibi yanında yürüyordum. En son dayanamayıp sinirle beni karşıya doğru ittirdiğinde yere düştüm. Olduğum yerden doğrulmaya çalışırken Mert'in yanıma gelip kolumdan tutarak kaldırmaya çalıştığını gördüm. Tuttuğu kolumu sertçe çekerek gözlerine baktım. En derinde ki Mert'e.

"Çek ellerini üzerimden. Bu yüzden hep beni kaybettin. Aras'a tercih edildin. Şimdi yerle yeksansın gözümde."

Susmuştu. Gözlerime bakıyordu.

Olduğum yerde gözlerine biraz daha baktıktan sonra yavaşça doğrulup onunda karşıma dikilmesini bekledim.

"Ne kızımı ne de beni Mert... Asla ama asla rahatsız etmeyeceksin. Görmek istemiyorum seni. Türkiye'den kalkmış buralara gelmişsin iyi hoş da hiç mi gururun yok senin.", dediğimde kafasını eğiyordu. Beni süzüp yere baktıktan sonra saniyeler içerisinde kafasına bir şey donk etmiş gibi yüzüme baktı.

"Yüzük?"

"Evet yüzük. Hayatında ilk kez mi görüyorsun? Evleniyoruz biz. Bırak peşimizi.", dedikten sonra koşar adım oradan uzaklaşırken duyduğum ses tenime işledi.

"Mutluluğun nefesi kelebeğin ömrü gibidir Ayza. Sana kelebek mutluluğunla mutluluklar dilerim. Kelebek son nefesini verirken baş ucunda ben olacağım. Her zaman yanında..."

YENİ PATRONUMWhere stories live. Discover now