YP / BÖLÜM / 29

203K 8.4K 631
                                    

Sibel'in elinde oyuncak ayısıyla yavaş yavaş bize geldiğini gördüm. Bir dakika? O hiç kimseden destek almadan yürüyor muydu ben mi yaşlı görüyordum?

"A-ama sen nasıl yürürsün?", diye mırıldandım göğsümde birleştirdiğim ellerimi şaşkınlıkla boşluğa salarken.

"Bilmiyor muydun?", dedi kulağımın arkasından. Hafif tebessüm ettiği ses tınısından belli oluyordu.

"Sen nerden biliyorsun?", dedim ona tekrar dönüp anlamayan bir ifadeyle bakarken. O nereden biliyordu ki harbiden?

"Dün gece gittiğinde Sibel yanıma geldi. Baba diyordu. Ben de aldım sarıldım. Onun babasına noldu?", dediğinde eniştemin geçen yıl çatışmada şehit düştüğü aklıma geldi..Söyleyemedim.

Hem ne söyleyecektim açıklama yapacaktım. O önce karşılaştığım manzara hakkında sonra ise bu ayass baba olayı için bana açıklama yapmak zorundaydı.

"Bilmem duyuyor musun ama Sibel Ayass baba diyor. Üstelik daha dün ben tecavüzden senin yüzünden döndüm. Beni yukarıda kilitleyip burada böyle neler yapıyorsun. Benim aklım almıyor. Biraz kendine saygısı olur insanın ya...", diye bağırdığımda sırıtmaya devam ediyordu. Hiç mi insanın onuruna gururuna dokunmazdı ya.

Nasıl başkasına dokunurdu? Koklardı, içine çekerdi tenini? Elleri başkasının vücudundayken nasıl yüzüne bakarım ben artık?

"Ne sırıtıyorsun ne? Bana bunların hesabını ver...", diye bağırdığımda sinirden başım çatlamak üzereydi. Bir elim belimde diğer elim ise alnımdaydı ve başıma masaj yapıyordu.

Yavaşça kafasını bana eğdi ve ;

"Kıskanıyor musun yoksa?", dedi.

"Aaa ne münasebet be. Manyağa bak. Ne kıskançlığı. Bir kere benim seni kıskanmam için sana aşık olmam gerek.", derken dolaylı yoldan da olsa sanırım ona aşık olduğumu itiraf etmiştim. Ama kendime. İçten içe zoruma gidiyordu. Aras nasıl başka bir kızın dudaklarına değirirdi dudaklarını? Hele ki benle buluştuktan sonra o dudaklar?

Kirlenmiş gibi hissediyordum.

"Yani bana aşıksın.", dedi ellerini belime dolayıp ağzına yan gülümsemesini koyarak. Saçları dağınıktı. Kızla yaptığı fan fin fon sonrası duş almış olmalı.

Sibel'in arkadan kıkırdama sesleri geliyordu. Yan gözle baktığımda olduğu yere oturmuş oyuncağının kulaklarını çekiştirdiğini gördüm.

"Bırak beni. Kötü örnek oluyorsun.", diye tıslayabildim sadece. Sesim çıkmıyordu. Neden Aras'ın her yaklaşmasında normalde borazan gibi öten sesim kısılıyor, çok konuşan çenem susuyor, kalbimin sabit ritmi bozuluyordu? Hep bir terslik oluyordu. Her şey rayından çıkıyordu.

"İnkar etmiyorsun.", dedi daha çok belimi kendine çekerek. Amacı neydi? Stresini bu gece kızın üzerinde atmamış mıydı? Sinirliydim. Kırgındım, burkuktum ...

Gözlerimi gözlerine sabitledim. Yeşil gözleri gözlerime ayna oluyordu sanki. Kararlılıkla baktım yüzüne.

"Sen olamazsın. Sana aşık olamam.", dedim.

"Neden?"

"Çünkü sen ne zaman karşıma çıksan Aras Kılınç, hayatımda illa bir şeyler yolundan sapıyor."

Anlamayan gözlerle bana bakıyordu. Şaşırmıştı. Şaşkınlığından fırsat bulup gevşeyen ellerini yavaşça bedenimden çektim. Belimden aşağıya sürtünerek inen elleri tüylerimi ürpertmişti.

YENİ PATRONUMWhere stories live. Discover now