İşaretliler Akademisi

Babam Geliyor!

Döndüüüm! İşte yeni bölüm. Unuttuğunu söyleyenler için önceki bölümü bir daha okumalarını öneriyorum ki kafalarımız şeker yemiş ornitoreng olmasın...

Hiç moral bozmak istemiyorum güzelce okuyun, tadını çıkarın ve hasret giderin. Yazar konuşması sonda.

Keyifli okumalar!!

-----

Nick'den...

Şu an içinde bulunduğumuz durumda dışarıdan bakan biri bizim için bir çok şey söyleyebilirdi ama sanırım bunlardan en hafif olanı "evsizdi."

Parklarıyla ünlü olduğunu sandığım New York şehrinde Zoe'nin bizi durdurduğu parkta oturmuş babasının bizi almasını bekliyorduk. Ama bu dışarıdan nasıl göründüğümüzü değiştirmiyordu. Kıyafetlerimiz az önce yaşadığımız mücadeleden dolayı is içindeydi. Sağ gözümün altı morarmıştı ve dudağım patlamıştı, boynumda ise Zoe'yi kaçıran adamın el izlerinin yer ettiğine emindim. Diğerleriyse benden daha iyi durumdalardı. Yine de gecenin bu vaktinde park ıssız olmasına rağmen bize bakan birisi uyuşturucu satıcısı, dilenci, ya da kafayı çekmiş bir grup serseri görürdü. Zoe ve Liam'ın attığı kahkahalarda bunu onaylar vaziyetteydi.

"Ah, çocuklar bugün gülmekten ölmezsem bir daha hiç ölmem." dedi kahkahalarının arasından.

Gülmekten yanakları kıpkırmızı olmuş mavi gözlerinin kenarlarında yaşlar birikmişti. Liam ile birlikte sokak lambalarının aydınlattığı çimlerin üzerine uzanmış çektiği video'yu izliyorlardı. İşin en kötü tarafı ise Zoe'nin tuvalette olmadığını görüp kameraya bir tane çaktığım ana daha gelmemiş olmalarıydı.

Gözlerinde biriken yaşları sildi. "Yani öylece bayanlar tuvaletine mi daldınız?"

"Evet," dedi Liam. "Süper eğlenceliydi!"

Amelia hafifçe öksürdüğünde ise düzeltemek zorunda kaldı. "Yani, tek ve gerçek amacımız seni kurtarmaktı."

Sonra elindeki telefona döndü. "Burada da Nick aynadaki yazıyı farkediyor."

Zoe telefonun ekranına baktı. Ekranda yüzümü görmüş olmalı ki dudakları gülümserken düz bir çizgi halini aldı.

"Evet Liam, gerçekten komikmiş." Zoraki bir şekilde gülümsedi.

"Bunun," dedi Liam, elindeki telefonu öptü. "Gelecek kuşaklara ve torunlarımıza aktarılmasına bizzat ben katkıda bulunacağım."

"Onu hemen kapatmazsan gelecek kuşakların olmayacak." dedim.

"Evet, lütfen artık Liam." dedi Amelia.

"Ne? Anı topluyorum."

Amelia gözlerini devirdi, muhtemelen Liam'ın onu asla anlamayacağını düşünüyordu. Muhtemelen anlamayacaktı da.

"Hem, "dedi Liam telefonunu cebine attı. "Sırası gelmişken şu ayna numarasını nasıl yaptığını anlatacağını umuyorum prenses."

"Evet," dedi Tracy. "O adamlar senden ne istiyorlar Zoe?" Sonra Zack'e baktı. "Lunaparkta ki adam seni de tanıyor gibiydi."

Zack birşey söylemedi bir an için Zoe ile bakıştıklarını gördüğüme eminim. Ama ikisi de birşey söylemedi.

"Hadi ama," dedi Liam. "Şu kurtarma Timi benzetmemi nereden bildiğini söyle bari, seni severim Zoe ama espri anlayışlarımızın uyuştuğundan pek emin değilim."

Ben birşey söylemedim, kendimi tutamayıp ona bağırdığımda açıklama istediğimi çoktan anlamış olmalıydı.

İnanılmaz gergin bir hava etrafımızı sarıyordu ve bu tuhaf sessizlik beni daha çok geriyordu.Zoe'nin bir açıklama yapmasını başlarında ne tür bir bela olduğunu söylemesini istiyordum.