Kavga

21.5K 1.3K 36
                                    

...........................................................

“Hemen mi başlıyoruz?”dedim.

“Evet bahçeye çıkalım.Gel hadi.”

Birlikte bahçeye çıktık.Saat sabahın erken bir saatiydi hala, bu yüzden akademinin bahçesi boştu.Bu da bana sanki Pazar günü okula  gelmişim gibi hissettiriyordu ya neyse.

Bahçenin ortasına geldiğimizde durdu. “Isınmaya başla.”

“Isınıyım mı? Koşucak mıyız?”

“Evet.”dedi kısaca. Kısaca cevap vermesini istemiyordum. Bana sert sert bakmasını da istemiyordum. Tıpkı kum torbasının önünde duruşumu düzeltirken ki gibi anlayışlı bakmasını istiyordum. Ama öyle bakmıyordu tabi.

Durup o ne yapıyorsa onu yaptım.Isınıyordu.Tanrı aklıma sahip çıksın onu ısınırken izlerken aklımdan geçenleri televizyona koysalar 13 yaş ve üzeri izleyici kitlesi uyarısı alır ya da sansür yerlerdi.

Ellerini uzatıp ayak bileklerine dokunması izledim.Ve bende yapmaya çalıştım.Ama parmaklarım bileklerime  değmedi bile ,uzanamadım. Çok esnekti anlaşılan en azından benden esnekti.

Sol elini sağ omzuna koyup omzunu çekti.Bende onu taklit ettim.Aynısını öbür omzuna da yaptı.Sonra başını sağa sola oynatmaya başladı.Tabi ben yine ona bakarak aynen devam.

“Hadi şimdi koş!”dedi.

“E sen ne yapıcaksın?”

“Oturup seni kameraya çekicem.”

“Ne?”

 Gözlerini devirdi. “Hemen arkandayım.”

Akademinin etrafında koşmaya başladık. Bayağı koştuk. Nefes nefese kalınca gölge bir yere koşup kendimi çimenlere attım.Ve yere uzandım.

Nick gelip tepeme dikildi. “Kalk hadi.”

“Çook yoruldummmmmm. Bittim ben.”dedim nefes nefese.

“Şaka yapıyorsun değil mi? Sadece beş tur oldu.”dedi.

“Tıkandım diyorum Monaghan. Ayrıca buranın bahçesinin büyüklüğü bir stadyumla eş değer. Yani şehirler arası koşmuş sayılırım.”

“Mızmızlanmayı bırak ufaklık. Ben bunu her gün yapıyorum. Ve artık sende yapıcaksın, buna alışsan iyi olur tabi antrenmanlara devam etmek istiyorsan.”

“Bunu her gün mü yapıyorsun?Bu çocuğun niye böyle olduğu anlaşıldı.”diye mırıldandım.

Her gün koşmak ? Ben? Fazla hayalperest olduğunu söylemeliyim.Ben bunu her gün yapsam yirmi kilo bir şey kalırım.Cesedim kalır.At kemiği diye süpürürler beni.

 “Ne?”

“ Diyorum ki senin beni öldürmek gibi bi niyetin mi var? Varsa söyle de sana daha acısız yöntemler sayıyım.”dedim nefes nefese boğazımı tutarken.

“Seninle çok işimiz var ufaklık.”

“ Şimdiiii ufaklığı bir kenara atarsak ne işimiz olduğunu  fazlasıyla merak ettim.”dedim şakayla karışık. Dizlerimin üzerinde doğrulup kaşlarımı kaldırarak  gülümseyerek yüzüne baktım.

Başını iki yana salladı. “Sadece dinlen ufaklık.”dedi ve koşmaya başladı.

Ne ya? Sapık falan değilim sadece şaka yaptım.

Nick yanımdan ayrılınca ve nefesim düzene girince yapmam gereken bir şeyi hatırladım ve telefonu elime alıp numarasını tuşladım.Üçüncü çalışta açtı.

İşaretliler AkademisiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora