İşaretliler Akademisi

SarHOŞ :)

 Umarım bu bölümü güzel bulursunuz.Uzun yazmaya çalıştım.Zoe'nin güçlerinin ortaya çıkmasını isteyenler var  onlara müjde sayılı zaman kaldı,zaten bu bölümü okuyunca anlıycaksınız bunu.Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...Multi media da ki şarkıyı dinlemenizi öneririm :) :D

Keyifli okumalar.... :) :)

 -------------------------------------------------------

Bazen en kötüsü başımıza gelmeden yardım gelmez ya,ama sonrasında işler değişir.İşte sanırım bana olan buydu..

Son günümdü. Vedalaşmak isteyeceğim fazla kimse olmaması beni şaşırtmıyordu artık.Yine de akşam yemeğinde Zack'le otururken akademiyi özleyeceğimi hissediyordum.

"Hadi ama Kaptan, büyük teyzem öldüğünde bu kadar üzülmemiştim."

"Nasıl biriydi?"

"Kim?"

"Büyük teyzen."

"Ah, o mu? Kesinlikle pisliğin tekiydi. Dünya üzerindeki tüm çocuklardan nefret ederdi.Kocasını öldürdüğünü söyleyenler bile vardı." Pis pis sırıttım son söylediğim elbette doğru değildi.

"Peki öldürmüş mü?"

"Kim bilir. Ruhu çok yaşasın."

"Süper biriymiş."

"Onu örnek alıyorum."dedim kahahamı bastıramayarak.

"Çok komik Blake."

"Sadece seni neşelendirmeye çalışıyorum."

"Biliyorum. Keşke bi yolu olsaydı."dedi.

"Yokluğumda metanetli ol Zack."dedim elini tutup onu teselli eder gibi yaparak.

Gülümsedi. "Emin ol seni hiç özlemeyeceğim."

"Evet,tabii."dedim. "Davis'le iyi gibiydiniz."

İkimiz birden arkadaşlarıyla oturan Tracy'e baktık.

"İyi biri."dedi.

"İyi ve?" dedim beklentiyle ona bakarak.

"Tamam.Büyük kahverengi gözleri insanın hafızasına kazınıyor ve  sanki o diğerleri gibi değil.Bazı şeyleri... anlıyor gibi."

"Ve?"

"Ve hepsi o kadar Zoe."

"Hayır. Ve'den sonrası şöyle olmalıydı.Ondan hoşlanıyorsun!"dedim gözlerimi açarak bariz birşeyi ortaya koyduğumu belli ederek.

"Daha iyisini hakkediyor."

"Hadi ama Kaptan,ciddi olamazsın." "Bak ilişki uzmanı değilim ve bi konuda siz erkeklerle aynı kaderi paylaşıyorum ben de kızları pek anlamam.Ama eminim akademideki kızların onda beşinin sende gözü vardır yani endişelenmeyi bırak ve onunla konuş."

Gözlerini devirmekle yetindi. "Aşk doktoru Blake."

"İşimi seviyorum."dedim gülerek.

"Hey.neye gülüyoruz?"

Liam sağımdaki sandalyede bitmişti.

Ve Amelia da karşımda oturuyordu. "Veda etmeden gitmeyi mi düşünüyordun yoksa?"   

"Kusura bakmayın çocuklar vedalardan hoşlanmam."                        

 "Önemli değil prenses, seni özliycez."

"Herkes değil."dedim istemeden de olsa gözlerim sanki başka kimse kalmamış gibi Serena'nın masasında oturan Nick'e kaydı.

Gözlerimi onlardan ayırdığımda Amelia'yla göz göze geldik.Anlıyormuş gibi baktı.