10.

5K 265 49
                                    

*İyi okumalar. 😋😋

Zeynep'in sözleri oradaki herkeste şaşkınlık yaratmıştı. Odadaki gerilimin yanı sıra iki kişinin suratında içten bir gülümseme belirmişti.

Yağmur, arkadaşının kendini ezdirmeyip altta kalmamasına tebessüm ederken; Emre Sayer kardeşinin dumur olmuş ifadesinden büyük bir haz alıyordu. Annesinin dediği gibi Zeynep güçlü bir kızdı. Sevdiği insanlara ne kadar iltimas gösterirse göstersin, onun da sınırları olduğuna bugün herkes bizzat şahit olmuştu. Kardeşi de bu kişilerin başını çekiyordu. Kerem'in Zeynebe aşık olmadığı zaten bilinen bir gerçekti. Ama bu son konuşmaları ilginçti. Eylül'e aşıktı evet, ama kendi ne kadar fark etmese de Zeynep'in onu sevmesi egosunu okşuyordu. Bunu farkeden Emre, içinden bir kez daha küfretti kardeşine. Bu durumu Zeynep'e karşı kullanıp, onu herkesin içinde küçük düşürmeye çalışması düpe düz şerefsizlikti. Kerem'in şu an yapması gereken intihar eden bir kızı küçük düşürmeye çalışmak değil, onu hayata bağlamaya çalışmak
olmalıydı. Ama Kerem bunu yapmıyor, hırslarına yenik düşüyordu. Olsun diye düşündü Emre içinden. Nasıl olsa onun buraya geliş amacı da kardeşini adam etmekti. Ve bunu başaracağına emindi.

Yağmur'la Emre'nin aksine, bazılarının içlerine ise pişmanlık tohumları serpilmişti.

Varlığı ile yokluğu bir olan, cümlesinin anlamını düşündü Barış. Gerçekten de uzun zamandır böyleydi. Zeynep'le çok yakın olmalarına rağmen, şu son yılda sohbetleri bir iki cümleyi geçmemişti. Demek ki bir iki cümle, insanın
varlığını göstermeye yetmiyordu.

Can ise Zeynep'in dediklerinde haklı olduğunu biliyordu. Yine de bu kadar ileri gittiklerini şimdi fark edebilmişti? Gerçekten de her hatasını yüzüne mi vurmuştu Zeynep'in? Aklında bu soru dolanıyordu. Düşündüğü zaman hak verdi kıza, tam olarak öyle yapmıştı. Aklından daha önceleri Zeynebe bağırdığı anları geçirdi bir anlığına.

'' Eylül'ü neden tersledin Zeynep? Kızı kırıyorsun!''
'' Bari bugün bir terslik çıkarma Zeynep!''
'' Kendin uzaklaştığın yetmiyor, Yağmur'u da bizden uzaklaştırıyorsun Zeynep!'' Bunları o söylemişti işte Zeynebe. Şimdi Zeynep onu hedef tahtasına oturttuğu için ona kızmaya hakkı var mıydı?

Melis de az çok aynı şeyleri düşünüyordu Can ile. 'Ben ağlarken, beni ağlatanları teselli eden Melis.' Tam olarak böyle demişti işte Zeynep. Aklına Eylül'ün merdivenlerden düştüğü akşamın görüntüleri doluştuğunda sıkıntıyla gözlerini yumdu. Tam olarak Zeynep'in dediğini yapmıştı. O hastane odasında Zeynep göz yaşı
dökerken, Melis'e kırgınlıkla bakmış ama Melis umursamamıştı. Umursamak işine gelmemişti belki de. O, o gün Kerem'i ve Eylül'ü teselli etmeyi seçtiyse, bugün de dedikleri için Zeynep'e kızmaya hiç mi hiç hakkı yoktu.

Ve Zeynep'e son darbeyi vurmuş olan Aksel için de aynı şeyler geçerliydi. Kerem istediği için Zeynep' lerin yanına gittiği gece Zeynep'in mutluluğunu kendi gözleri ile görmüştü. O gece Zeynep, sadece Aksel gelmiş olsada o kadar sevinmişti ki, Aksel bu sevinci birini kandırmış olmanın sıkıntısıyla buruk bir şekilde karşılamıştı. Sırf Zeynep'in o mutluluğunu bozması bile Aksel için büyük bir vicdan azabı olmuştu şimdi.

Orada ki vicdan azabından nasibini almamış kişi ise Kerem'di. Ona göre Zeynep olağan bir tepki vermişti ve Kerem'in bu sözleri üstüne alınmasına gerek dahi yoktu. Bu yüzden bir kez daha kulak tıkadı karşısındaki kızın öfkesine. Zeynep'e inanmıyordu. Ne kadar istemiyorum dese de istiyordu. Zeynep'i bunca yıl boyunca iyi
tanıdığını düşünüyordu. Evet bu sözlerde sitem vardı ama Kerem'e göre asıl Zeynep'in demek istedikleri bunlar değildi. Ve bu düşüncesini kimseden sakınmayacaktı.

Cennet GibiМесто, где живут истории. Откройте их для себя