▪Final▪

2.8K 101 20
                                    


Not; Şu an bu satırları nasıl bir mahcubiyetle yazdığımı tahmin edemezsiniz. Final bölümü olmasına rağmen ne demem gerektiğini de biliyor sayılmam.

Kesinlikle vaktim yoktu demeyeceğim. Şu an olmasa bile, iki hafta önceye kadar vaktim vardı. Yine de bir türlü kelimeleri bir araya getiremedim. Zeyker konusunda acayip bir tıkanıklık yaşıyorum. Final kararı alma nedenim de bu oldu.

Belki aranızda tatmin olmayanlarınız, bana kızanlarınız olacak. Size sonuna kadar hak verdiğimi bilin. Ama yazamayacağımı bildiğim bir şeyi daha fazla sürüklemeye çalışamazdım. Unut ama Sev'e yazmaya çalışmadığımı düşünmeyin. Aynı sorunu onun için de yaşıyorum.

Belki dizinin bitmesinden bu yana uzun zaman geçmesinden, belki Zeyker okuyan sayısının gittikçe düşmesinden kaynaklı böyle oldu. Hiç emin değilim.

Sizden son kez istediğim tek bir şey var, lütfen kötü yorumlarınızı içinizde tutmayı deneyin. Öyle ya da böyle, bu kitap benim final yaptığım ilk kurgum ve aklımda her zaman güzel bir yer edinmesini istiyorum. Umarım sizinde aklınızda her zaman tatlı bir anı olarak kalır.

Bugüne kadar okuyan, oy veren ve yorum yapan herkese sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Kendinize çok çok iyi bakın. Sevgilerimle.

İyi okumalar


**



Her hikayenin bir sonu vardır.

Aylar önce buraya yazdığım zamanları hatırlıyorum. Kimi zaman kırık, kimi zaman umut dolu çoğu zaman gözümde yaşlarla.

Belki binlerce kelime yazdım onu anlatmak için. Yeterli bile değildi, biliyorum. Onu sevdim. Ben Kerem'i hep sevdim. Bu herkesin anlayabileceği bir şey değildi. Kırıldığını hissederek sevmek, herkesin kabulleneceği bir şey değildi. Mutlu sonu mu hissettim? Kesinlikle hayır.

Sevdiğiniz kişinin yanında başka birini gördüğünüzde, hissettiğiniz şey olası bir mutlu son olmaz. Kırıldığınızı bilirsiniz, yine de içten içe onu mutlu görmenin buruk sevincini yaşayabilirsiniz. Ama hayır, benim hissettiğim şey kesinlikle bu da değildi. Demiştim ya, Kerem bencildi ben ise sevgim konusunda bencildim.

O başkasıyla mutlu diye, mutlu olamazdım.

Bunun mümkün olduğuna inanmak hâlâ içimden gelmiyor. Onu kendimden başkasına yakıştıramadığımdan değil. Sadece... İlk günü hatırlıyorum. Eylül'ün elime davetiye tutuşturmasını. Muhtemelen hiçbir zaman da unutmayacağım.

Kerem'i daha önceden de hiç kazanmamıştım ama, o zamana kadar da kaybettiğimi iliklerime kadar hissettiğim bir an olmamıştı.

Hiç kolay olmamıştı.

Bunları yazmamın bir nedeni var. Kaybettiklerimi her zaman yazdım. Uzun bir süre buraya yazmamışken, şimdi kazandıklarımı yazmayı hakettiğimi düşünüyorum.

Cennet GibiWhere stories live. Discover now