33.

2.2K 102 27
                                    

Gözüme çarpan güneşi engellemek için elimi alnıma yasladım. Yağmur yağacak gibiydi ama güneş yine de gözlerimi alıyordu. Bir saatten fazla süredir Kerem'in bacağı için egzersiz yapıyorduk. Fizik tedaviye gitmeye başlayalı bir buçuk hafta olmuştu ve gayet iyi ilerliyordu.

Bacağının üzerine hala tam olarak basamıyordu ama sandalyeye de ihtiyaç duymayacak hale gelmişti.

"Kerem'i anlıyorum ama biz bu saçma hareketleri neden yapıyoruz?" Can'ın isyanına kimse tepki vermezken Emre uzandığı salıncaktan kafasını kaldırdı. "Kerem'in kuyruğu sendin, sana sormak lazım. Niye bu herif ne yapsa peşinden gidiyorsun?" Pek de haksız sayılmadığı için, dediğine gülmüştüm. Bu halleri hiç değişmemişti, değişecek gibi de değildi. Emre, Can'ı sinirlendirmekten fazlasıyla zevk alıyordu.

Can onun dediğine cevap vermek yerine homurdanmaya devam ederken, Aksel kendini yere bıraktı. "Biraz da yüzsek mi acaba? Hava çok sıcak." Biraz ilerideki havuza baktım.

"İstiyorsanız siz gidip yüzün. Neden bu hareketleri yapmaya gönüllü oldunuz anlamadım zaten."  Cümlemi bitirdiğimde Kerem sırıttı. Kaldırmasına destek verdiğim bacağını yere bırakırken, ona soru dolu gözlerle baktım. " Bir şey mi kaçırdım?" Havada olan kollarını kafasının altında birleştirip bana baktı. "Sadece çok masumsun. Sence bunu kendi istekleriyle yapıyor gibi mi duruyorlar?" Gözlerimi etrafımda gezdirdim. Yağmur ve Melis bizden biraz daha uzaktalardı ve farklı hareketler yapıyorlardı. Diğerlerinin neden burada olduklarını şimdi görebiliyordum. Muhtemelen Can, Yağmur için; Aksel de Melis için gelmişti. Kızlar ve Barış zaten düzenli olarak spor yapıyorlardı. Onlar için sorun olmamıştı sanırım.

"Umarım yanlış anlamamışımdır. Onları sana katılmaları için zorlamadın değil mi?" Dizini kırıp, bacağını karnına doğru çekmesine yardım ettim. "Ben mi? Seninle yalnız olmayı tercih ederdim." Ayağa kalkıp havuza doğru ilerleyen Can'ı, parmağıyla gösterdi. Üzerini değiştirmemişti. Öylece atlamayı mı düşünüyordu?

"Yalnız olmamız bir şeyi değiştirmez. Doktoruna bu hareketleri evde yapmak istediğini söyledin diye randevu saatlerini azalttı. Sevim teyze ile konuşmamı mı istiyorsun?" Elini kaldırıp ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı.

"İkinci bir tartışmayı bünyem kaldırma-" Cümlesini yarıda kesip arkama doğru baktığında ben de ellerimi bacağından çekip arkamı döndüm. "Bu gerizekalı ne yapıyor?"

Can, üzerindeki tişörtü çıkarıp havuza atlamıştı. Az önceki söylediklerini ciddiye almadığım için şaşırmıştım. Yağmur yağacağı belliydi. Yaz yağmuru bile olsa, yağmur yağarken yüzmek pek de eğlenceli sayılmazdı.

Gözüm, Can'a gözlerini kısarak bakan Yağmur'u buldu. Onaylamayan bakışlarla onu izliyordu. "Gerçekten, onunla tekrar konuşmaya başlayarak hata yaptığımı düşünmeye başladım." Dediğini sadece Emre ve ben duymuş olmalıyız ki, birbirimize bakıp sırıttık.

"Yağmur yağacak diyorlardı ama sanırım yağmayacak. Ben de yüzeceğim." Aksel de Can'a katılmaya gittiğinde, Kerem oturma pozisyonuna geçti. Ona kaşlarımı çatarak baktım. Çabuk toparlanmak istiyorsa bahane bulmayı bir an önce kesmeliydi. Bana sevimli bir şekilde gülümsemesini görmezden gelip elimi omzuna bastırdım. Surat assa da, yeniden uzanmıştı. "İstediğin zaman ne kadar inatçı olduğunu unutuyorum bazen." Ona cevap verecekken yanımıza gelen Emre ile duraksadım.

Cennet GibiWhere stories live. Discover now