22.

3.6K 184 21
                                    

Not; Uzun bir zamanın ardından bir gece vaktinde yine buradayım. Hikaye bitmedi veya ortalıktan kaybolmadım. Sadece yazabilmem için iyi bir dönem değil. Bu günden itibaren sınava iki ay kaldı. Zaman benim için ilk kez bu kadar kıymetli. Benden öte beni düşünen insanlar içinde bu böyle. O yüzden bu bölüm için sizden isteğim 'çok kısa, niye bu kadar geç geldi, yb" gibi yorumlar yapılmaması. Her şeyi kafasına takan biri olarak yorumlarınızı fazlasıyla ciddiye alıyorum. Üzerimde yeterince stres varken birde kötü yorumlar okuyarak hikayeden kopmak istemiyorum.

Siz benim için çok kıymetlisiniz, lütfen bunu bilin. Yorumlarınızı ve hikayenin gidişatı hakkında fikirlerinizi heyecanla bekliyorum. Herkese hayırlı geceler dilerim ☺☺☺

~O an farkında değilmiş ama onu terk edişi, ona dönüş yolculuğunun ilk adımıymış aslında.~

Yeşillikler içindeki bahçeyi aydınlatan ışıkların hemen altına büyük bir sofra kurulmuştu. Sayer ailesi keyifle yemeklerini yerken bulundukları durumdan oldukça hoşnutlardı. İşler istedikleri gibi ilerliyordu onlar için. İki hayat üzerine girdikleri bahis, onlara bir çok şey kazandıracaktı. İşin zor kısmını atlatmışlardı onlara göre. Kerem doğru yolun başlangıcındaydı artık. O yola girip mutlu olmak, veya dönmek kendi seçimi olacaktı. Ama Sevim Hanım emindi. Hislerine güveniyordu. Bir yılı geçmeden Zeynep onun gelini olacaktı. Yıllardır olmasını umduğu şey de buydu. Oğlu onlara fazlasıyla zorluk çıkarmıştı. Korktuğu tek şey şimdi de Zeynep'in karşı koyabilme ihtimaliydi. Kızın çokta direnebileceğini düşünmüyordu. Zamanında kendisi direnememişti. Acı çekse bile, aşkın büyülü haline kaptırmıştı kendini. Karşısındaki oğluna baktıkça ne kadar doğru bir karar aldığını daha iyi anlıyordu.

Onlardan istediği de buydu. Ahmet Bey ile kendisinin yaşı fazlasıyla ilerlemişti. Bir torun sevmek en büyük isteği haline gelmişti. Emre'den bu konuda bir atak beklemiyordu. Zamanı geldiğinde onun için de planları olabilirdi. Ama şimdilik büyük gelini olabilecek bir adayı yoktu. O yüzden tek oyununu oğlu Kerem üzerinde gerçekleştiriyordu.

"Sizce gitmiş midir Kerem, Zeynep'in yanına?" Kendi dünyasından sıyrılıp onlara dönen annesine sırıtarak baktı Emre. Az önce annesinin dalgın bir şekilde düşündüğü konunun ne olduğunu anlayabilmişti. Annesi son zamanlarda olduğu gibi yine Kerem ile Zeynep'i düşünüyordu. En başta annesinin başaramayacağını düşünsede yanılmıştı. Eylül gerçekten de gitmişti. Ve Kerem gerçekleri görebilirse mutlu olabileceklerini biliyordu. Korktuğu tek şey Zeynep'i incitmekti. Ona güvenen kızı üzmek istemezdi. Bunun için kardeşi bile olsa onu Kerem'den koruyabilirdi ama kardeşine şans vermek istemişti. Belki gerçekleri bilseydi, daha erken olacaktı her şey. Ama ne Zeynep cesaret etmişti hislerini söylemeye, ne de Kerem öğrendikten sonra bir şey yapabilecek durumdaydı. İkisi de deli rüzgarlarda savrulup durmuşlardı.

"Sevim Teyze senin hatrın için kabul ettim ama Kerem gerçekten eskisi gibi değil. Zeynep'i üzmekten başka bir şey yapmayacak. Yol yakınken vazgeçelim, dönelim İstanbul'a. İçim hiç rahat değil." Sevim Sayer, Yağmur'a hak veriyordu. Oğlunun yaptıklarının farkındaydı. Olanları Emre'nin ağzından da, Yağmur'dan da defalarca kez dinlemişti. Kerem bir çok hata yapmıştı ama emindi ki pişmandı. Her şeyden önce bir anne olarak oğluna kıyamıyordu. Zeynep'in mutluluğunu da fazlasıyla istiyordu ama bildiği bir şey vardı. Zeynep kızsa da, kırılsada ilacı Kerem'di. Onsuz iyi olma ihtimali bile yoktu.

"Tereddütlerini anlıyorum kızım ama inan bana her şey çok güzel olacak. Kerem eğer Zeynep'e karşı yumuşamasaydı, boşanmazdı. Kendisi bile kabullenemedi ama biliyorum o da istiyor Zeynep'le olmayı. Onlara bu şansı vermeliyiz. Zeynep daha küçük bir kızken bile yanımdaydı. Çocuklarımdan hiçbir zaman ayırmadım onu. Eğer ki istemezse vazgeçeceğim. Sana söz veriyorum. Sizden tek isteğim bir süre daha burada kalın. Onlar başlarının çaresine bakacaklardır." İçinden gelmesede kafasıyla onayladı Yağmur. Kerem'e ne olduğu pek umurunda değildi ama Zeynep'e bir şey olma ihtimalini bile düşünmek istemiyordu.

Cennet GibiWhere stories live. Discover now