OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )

16. BÖLÜM " Ceza"

Bölüm biraz geç geldi farkındayım. Geçen hafta bir memlekete yolculuk işimiz yüzünden bir takım hazırlıklar vardı ve bölümü yazmaya anca fırsatım oldu. Artı on gün içinde olan makum Ülkedeki terör olayları vesilesiyle komik bir bölüm yazasım hiç gelmediği gibi ilham perilerimde bir anda kaçıverdi. Gecikmeden dolayı özür dilerim. Bölüm sizlerle

Medyada yeni kapağımız var.
Ayrıca Facebooktaki Grubumuza bekleniyorsunuz halâ. Bölümlerden alıntılar, afişler ve her türlü görsel büyük bir hevesle kabul edilir :D ♥♥♥♥
Gruba katılmak isteyenler wattpad profilimde linki mevcut

Son olarak @zalimkumru AŞK KARASI'da kâğıt kokusuyla buluşuyor. Kasımda raflardaki yerini alacak. Ve yine bir başka kitap olacak hikâye @Büsra Çivicioğlu siz onu Wattpad'de @Zeynep-Azra olarakta tanımış olabilirsiniz. AŞK-I KIYAMET'te Olimpos yayınlarından çıkacak, gün sayıyor. Çok farklı bir kurgu olduğuna garanti bir hikâye artı bir seri olarak çıkacak.

Bu kadar gevezelik yeter. :-D

KEYİFLİ OKUMALAR :-)

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
16. Bölüm "Ceza"

Asilkan çiftliği tarihinde görmediği hummalı bir çalışma içerisindeydi. Aslında görmedikleri şey konağın küçük kızı Melek Ahu'nun gösterdiği inanılmaz performanstı. Fatma, yardımcı kızlar ve dahi çiftliğin hanımı Şermin, Ahu'nun işçi arı gibi oradan oraya koşturmasını hayretler içerisinde izliyorlardı. Ahu, tatlı konusunda kararsızlığa düşmüş ve hem şerbetli bir tatlı türü olan künefeyi bizzat közde kızartarak hazırlamış, önceden hazırladığı şerbete bulamış son olarakta, antep fıstığı serpiştirmişti. Müstakbek kayınvalidesini düşünürekte irmikli ve hindistan cevizli sütlü bir tatlı yapmıştı. Üzerine ise benbari usulü erittiği bitter çikolatayı dökmüş ve yine hindistan ceviziyle son rötuşünü vermişti. Daha sonra ise vakit kaybetmeden, analı kızlı çorbası dışında ana yemekle servis edilecek yöreye has bulgur pilavınıda kendi yapmıştı. Son olarak yoğurtlu bir mezeyi de hazırlayıp yemeğin ona kalan kısmını bitirmişti. Eh, bu kadar yeterdi. Gerisini de bir zahmet diğerleri hallederdi. Şimdi sıra da ise kendini hazırlayacaktı. Saate gözü iliştiğinde, şeytan çarpmış gibi bir anlığına donup, kuzey kutbunda kalmış gibi tüm tüyleri dikeldi. Tam tamına bir saatten daha az bir zaman vardı gelmelerine ve o hala mutfakta şu 1970'lerde oynayan dizideki köle Isaura gibi kendini paralamıştı.

"Eyvah! saat gelmiş. Ya bi' insan evladı da uyarır değil mi ama!"

Ahu'nun çemkirmesine mutfaktaki tüm başlar ona döndü. Annesi kontrole geldiği mutfakta kızının kendini kaybetmiş gibi koşturmasıyla şaşırsa da, bu haline içten içe seviniyordu.

"Abartma Ahu. Var daha saat. Hadi bırakta git, gerisini Fatma'yla kızlar halleder" diye gayet sakin bir düzeyde kızının eyvahlarını görmezden geldi. Kendisi az yalvarmamıştı ona zamanında. Şimdi böyle tepinirdi işte.

Ahu sanki annesi ona hiç cevap vermemiş gibi hala vah vahlarına devam ediyordu. "Daha duş alacağım, elbise seçmem lazım, saçım, makyajım. Ay yok, beni soran olursa evi terk etti deyin. Olmadı öldü falan deyin. Iyyyy şu saça bak ya. Her yerim yemek kokuyor"

"Ağzından yel alsın. O ne biçim söz öyle deli kız" Fatma, Ahu'nun isyanına önce sağ elinin parmaklarıyla kulak memesini aşağı çekti sonra da tahta masaya bir kaç kez tık tıklattı.

Şermin hiç oralı bile olmadı. Kızının yanına bir kaç adımda varıp kolunu tuttu. "Ay, görende bokun içine battı sanacak ayol. Bi duş alıverirsin geçer. Hadi hadi, müstakbel kaynanan gelmeden gitte hazırlan"