36. BÖLÜM "Vuslat Vakti"

39.6K 1.9K 153
                                    

Meşhur düğünümüz geldi çattı nihayet. Geç kalan bölüm için özür niyetine tam olarak 5200 kelime yazmış bulunmaktayım efem. Ailenin her üyesi istisnasız geçiyor bölümde. Beste ve Yılmazcılar. Hadi yine iyisiniz bölüm sonunda sizi bir süpriz bekliyor. 😉😄

Okumadan napıyoruz. O yıldızcığa dokunuyoruz. Ayrıca uzun bölümün şerefine bol bol yorum istoyorum.
Bakın bu resim beni üzüyor. Son bölümün okur ve oy sayısına bakar mısınız. Az elinizi vicdanınıza koyun ve siz sessiz okuyucular kendinizi gizlemeyin artık. En az 1000 oy istiyorum artık. Zor olmasa gerek bu. Bu bölüme kadar okuyorsanız beğeniyorsunuz demektir. Sınır koymak istemiyorum. Ama cidden bu gerekli galiba.

Bölüm şarkısı tamda çiftimize uygun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm şarkısı tamda çiftimize uygun. Ahmet Özhan: Bak yeşil yeşil.

Keyifli okumalar :-)
------------------------------------------------------
36. Bölüm "Vuslat Vakti"

Nasıl bir heyecandı bu? Elleri titriyor, kalbi göğüs kafesine dar geliyordu. Üzerinde gelinliği olduğu halde odanın içinde bir o yana bir buyana volta atıyordu genç kız. Onbeş dakikada bir camdan çiftliğin bahçe kapısına bakışı beş dakikaya inmişti. Yerinde duramıyordu. Kapının önü, evin içi heryer insan kaynıyordu. Akrabaları, arkadaşları, komşular, köylüler. Hepsi vardı bir damat ve ailesi yoktu ortada. Nerede kalmıştı bu adam. Yusuf'u belerken kalpten gidecekti Ahu.

"Ay nerde kaldı bunlar ya? Bi'şey mi oldu acaba? Off!" Elinin birini diğerinin içine vurarak arada ovuşturarak hayıflanıyordu. Güzel kalem kaşları her an ağlamaya müsait gibi aşağı doğru bükülmüşken, dudakları titriyordu.

Yeşim ve Canan ona anlayışla baktılar. Şu an ki ruh halini anlayabiliyorlardı. Tedirgin bir o kadar heyecanlıydı yeni gelin. Üstüne Ahu'nun telaşe memuresi karakteri de eklenince bu kaçınılmaz oluyordu haliyle. Ahu, abartının sözlükteki diğer anlamıydı.

"Sakin olur musun tatlım. Normal bunlar. Gelirler birazdan. Yoldalardır hatta."

Gergin bir bakış attı Ahu ablasına. "Abla sanki ülkenin öbür ucundalarmıs gibi konuşmuyor musun? Alt tarafı iki adımlık yoldan gelecekler. Arabayla beş dakika bile sürmez" e böyle deyince haklıydı tabi kardeşi. Lakin boşuna telaş yapıyordu.

"Güzelim abartmıyor musun? Onlarında evinde bir yığın misafirleri var. Düğünü organize eden damat tarafı. Herkesi mekana yönlendirecekler. Onlarla uğraşıyorlardır tatlım."

Yengesine hak verse de içi içini yiyordu. Elinde değildi ki. Kına gecesinin üzerinden bir gün geçmiş ve Yusuf'la sadece telefonda kısa iki görüşme yapabilmişdi. Sabahda sadece bir 'günaydın gülüm' mesajı çekmişti adam. Aramak istemiş ama odasına dolan onca insandan bu saate kadar fırsat bulamamıştı.

"Telefonu niye kapalı o zaman?" Son bir saattir Yusuf'u arıyor ama ulaşamıyordu. İlk önce çalan telefon açılmamış daha sonraki aramalarda ise "Aradığınız kişiye ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra yeniden arayınız" diye sinir bozucu bir ses çıkıyordu.

OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )Where stories live. Discover now