15.6.2017 Romantizm #8 #ÖneÇıkanlarda
İki inatçı, asi ruh;
Huysuz, oyunbaz acayip yaramaz tatlı bir cadı.
İşkolik, inat mı inat, kıskanç bir adam.
Aynı köprüde karşı karşıya gelen iki inatçı keçi... Bir evin son tekne kazıntısı, şımarık Ahu.
K...
Kaçak ben geri döndü :-) Bu da efsane geri döndü gibi oldu;-D Neyse
Efenim şimdi bu kıza ne oldu diceksiniz. Dediniz mi? Ben duyamadım da :-D (Nasılda üste çıkıyorum dimi :-D )
Ama öyle yani. Sevildiğimi nasıl da anladım şimdi. Öldü mü, kaldı mı, hasta mı noldu? E bi merak eder insan yahu :-D Hala hayattayım neyseki ;-D Stresten gebermediğim sürece şimdilik durum stabil :-D Bir süreliğine ilham perilerim de beni terk edip kış günü demeden tatile çıkınca bölüm böyle gecikti
Ara uzun olunca sizlere UZUUUN bir bölüm yazdım bende. Tam 5500 kelimelik bir bölüm oldu. Olayları bağlayayım dedikçe uzadı da uzadı. Baktım olmayacak bi yerde kesdim ben de Ama ne kesiş. Bölüm sonu çok fena yerde bitti benden söylemesi ;-D♥♥♥♠♦:-D
Uzun bir bölüm oldu demiştim ya :-) Sus payı niyetine sanmayın sakın he :-D Ama siz yine de çok kızmayın bana ;-D Kaçtım Keyifli Okumalar :-D
------------------------------------------------------ 27. BÖLÜM "Bu ne biçim isteme" ♥♥♥♥♥♥♥♥ (Kerim)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Ne zamandır o zırtapozla görüşüyorsun sen?"
Zebella gibi tepesine dikilmiş hesap soran adamın gözlerinin içine bakıpta ki, hele de o gözler şu an ateşler saçıyorsa, cevap vermek yürek isterdi. Babası bile onunla böyle konuşmazken, ağabeyi tarafından niye her seferinde sorguya çekiliyordu ki. Bir çeşit anlaşmamı vardı aralarında anlayamamıştı Ahu. Koltukta iyice büzülmüş, elleri kucağında iç içe geçmiş, gözleri yerdeki halının şekillerindeydi. Ağabeyinin deyimiyle bir anlık şaşkınlıkla başını kaldırıp, sorma gafletinde bulundu.
"Zırtapoz mu? Öyle birini tanımıyorum" safça verilen cevaba Kerim iyice dellenmişti.
Kız farkına varmıştı ama çok geçti. Bir kıkırdama kaçtı ağzından. Kerim'in gözleri kısıldı bu cevaba ve şeytani bir gülümseme belirdi dudaklarında. Demek küçük cadı bir de alay ediyordu onunla öyle mi! Yakışıklı yüzüne yerleşen ifadeyle daha bir çekici olmuştu onları gözetleyen karısının gözünde. Belliki kocası yine ve yine ortalığı kızıştırma derdinde idi.
"Yusuf denen o zırtapozdan bahsediyorum. Hani, yarın seni gelip isteyeceğini ve benim de vereceğimi zanneden zırtapozdan!" diyerek göz kırptı kardeşine Kerim.
Oflayarak dudak büzdü Ahu. Ağabeyi bazen kendisinden bile inatçı olabiliyordu. Ne alıp veremediği vardı ki Yusuf'la. Anlamıyordu. Bir kere çocukluk arkadaşıydılar. Hatırladığı kadarıyla gayette iyi anlaşırlardı. Derdi neydi bu adamın.
Hem hiçte zırtapoz değildi sevdiği adam. Az biraz saçmalananın anasını ağlatsa da, fena değildi hani. Kıskançlık krizlerini saymazsa gayette makul bir koca adayıydı Yusuf. Zaten sıkıyorsa kıskançlığından şikayet etsin. Ahu ondan bin beter kıskançtı. Eğer sevgili biricik ağabeyinin onayını alıp evlenebilirseler, bu inat ve kıskanç halleriyle de olsa bir ömür mutlu olma, planları dahilindeydi.
