9 Merry-Go-Round

5.2K 394 22
                                    

Arranged Future

Yazar: inuko678

Yoongi atlıkarıncaya oturdu ve uzaktaki tırmanma oyuncağının etrafında koşturan çocuklara baktı. Burası ağabeyinin onu getirdiği parktı... gitmeden önce. Son zamanlarda büyük ağabeyi hakkında çok düşünür olmuştu, Jimin'le yaşamaya başladığından beri. Juntao'nun evden ayrıldığında Jimin gibi yaslanabileceği birine sahip olup olmadığını merak ediyordu. Öyle olduğunu umuyordu çünkü Yoongi herkesin hayatında bir 'Jimin' olması gerekliymiş gibi hissediyordu.

Bu çocuk kesinlikle ayrı ve özel biriydi. Kim yalnızca birkaç aydır çıktığı biri evine taşındığında bu kadar kolay uyum sağlayabilirdi? Üç hafta olmuştu. Jimin'in kendisi için dolabının ve komodininin yarısını boşaltması Yoongi'yi gülümsetmişti; Jimin'in apartman dairesi ebeveynlerinin oturma odası büyüklüğündeydi ve o erkek arkadaşı için yer açıyordu.

İlişkilerinde, Yoongi daha büyüktü ama Jimin ona göz kulak oluyormuş gibi görünüyordu. Bu Yoongi'yi biraz rahatsız ediyordu, o hep kendi başının çaresine bakmayı sevmişti. Paraları dışında ailesine asla bağlı olmamıştı. Şu anda erkek arkadaşına dayanması gerekiyormuş gibi hissetmekten nefret ediyordu, kendi ayaklarının üzerinde durmak istiyordu. İki ayağının üzerinde durabilmesi gerekirdi, ama Jimin'in evinden taşınmak istemiyordu.

Kısa süredir birlikte olmalarına rağmen, Yoongi kendini Jimin'e derin bir şekilde bağlanırken bulmuştu. Onunla yaşamak istiyordu. Bu yüzden yardımcı olabilmek için en kısa sürede bir iş bulmaya karar verdi. Daha önce hiç maaşlı bir işte çalışmamıştı ama birkaç büyük şirkette stajyerlik yapmıştı, ayrıca kendisine babasının müşterilerinden iletişim kurabileceklerini seçerek bir liste oluşturmuştu. Kendi parasını kazanıp kendi ödemeye kararlıydı; o zengin bir çocuktu, şımarık bir velet değil... arada açık bir fark vardı. Çok çalışmaktan korkmuyordu ve bunun için çok üstün de değildi.

Yoongi dünyası gerçek anlamıyla dönmeye başladığında düşüncelerinden koparılmıştı. "Ne oluyor be?" atlıkarınca yavaşça durduğunda söyledi. Güneş gözlüğünün camlarının arasından karşısında duran kot pantolonunun sardığı bacakları gördü, bakışları erkek arkadaşının gülümseyen yüzüne ulaşana kadar tanıdık vücudun üzerinde gezindi.

"Biliyorsun, eğer o çocuklara bakmaya devam edersen insanlar senin değişik bir tür olduğunu düşünebilirler," Jimin atlıkarıncada Yoongi'nin yanına otururken kahkaha attı. Yoongi erkek arkadaşına dik dik baktı, "Onlara dikkatimi bile vermiyordum, Park Jimin."

Jimin biraz daha sesli bir kahkaha attı, "Küçük çocukların arkasından sapıklık yapmıyorsan, ne yapıyorsun o zaman?" oyunculukla sorguladı."Daha iyi bir sorum var: burada olduğumu nereden bildin?" Yoongi karşılık verdi, küçük olana buraya geleceğini söylememişti. "Yah, soruma soruyla cevap verme hyung," Jimin büyük olanın omzunu dürterken mızmızlandı.

Yoongi omuz silkti, "Pekala, sen benimkine cevap verirsen senin sorunu cevaplayacağım," yumuşakça teklif etti. "Ne? Ama ilk ben sordum," Jimin sızlandı. Yoongi tekrar omuz silkerek yanıtladı, "Ben daha büyüğüm."

Jimin iç çekti ve gözlerini devirdi, "Bana küçükken bu parka gelmeyi sevdiğini söylediğini hatırlıyorum. Düşündüm ve bana nereye gittiğini söylemediğine göre buranın seni aramaya başlamak için en uygun yer olduğunu fark ettim." Yoongi erkek arkadaşının çıkarımcı nedenleme yetenekleri karşısında büyülenmişti, "İyi iş Jiminnie, göründüğünden daha akıllısın," yapışkan bir sırıtış eşliğinde söyledi.

Jimin gözünü erkek arkadaşına dikip yakındı, "Zekama hakaret etme Yoongi hyung." Yoongi güldü ve erkek arkadaşının eline uzandı, "Özür dilerim Jimin," hızla söyledi, "Sadece şaka yapıyordum, zeki olduğunu biliyorum." Jimin gözlerini devirse de erkek arkadaşının parmaklarını kendininkilere geçirdi. "Her neyse, tatlı olduğun için şanslısın. Şimdi sorumu cevapla lütfen," kibarca rica etti. "Düşünüyordum," Yoongi basitçe yanıtladı.

Jimin erkek arkadaşına biraz daha yaklaştı ve merakla sordu, "Ne hakkında?" "Daha çok sen ve ağabeyim hakkında." "Ağabeyin mi?" küçük olan sorunca Yoongi kafasını salladı, "Ebeveynlerimize şirketi devralmak istemediğini söylerken ne hissetmiş olabileceğini düşünüyordum, benimle aynı şekilde hissedip hissetmediğini."

"Peki sen nasıl hissettin hyung?" Jimin sordu. "Özgür," Yoongi tek kelimeyle cevap verdi. Jimin erkek arkadaşının canlandırıcı ifadesine gülümsedi, kesinlikle daha mutlu gözüküyordu. "Ona ulaşmalısın." "Belki," büyük olan söyledi, elinde ağabeyinin numarası ve adresi olası acil durumlar için vardı, belki de onları kullanma zamanı gelmişti.

Jimin başıyla onayladı, büyüğün emin olmayan cevabından memnun kalmış gibi görünüyordu, "Benim hakkımda ne düşünüyordun? Geçen gece ve bu sabahın ne kadar harika olduğunu mu?" şakayla sordu. Yoongi erkek arkadaşına gülümsedi ve kafasını salladı, "Hormonlu ergen beynini buradan uzaklaştır," hafifçe azarladı, "Nasıl yardımcı olabilirim diye düşünüyordum."

Jimin tek kaşını kaldırdı, "Ne yardımı?" kafa karışıklığıyla sordu. "Para," bu-sorduğun-da-soru-mu tonunda cevapladı. "Hyung neyden bahsediyorsun?" küçük olan kahkaha attı, "Para yardımına ihtiyacım yok." "Bu komik değil Jimin, küçük apartmanında bedavaya yaşayıp sana masraf yapmak istemiyorum. Kirayı ödemene yardım etmek istiyorum."

"'Küçük apartmanımda bedava yaşamak' mı? Pekala, şu anda eski siyah-beyaz filmlerden fırlamış biri gibi konuşuyorsun," Jimin söyledi. "Ben ciddiyim Jimin. Bir iş bulacağım ve kirayı ödemene yardım edeceğim, yemeği de veya ödenmesi gereken her ne varsa," Yoongi kararlılıkla gönüllü oldu. Jimin ellerini teslim olurcasına kaldırdı ve kabul etti, "Peki Yoongi, nasıl istersen."

Büyük olan kafasını sallayarak memnuniyetini belirtmişken Jimin ekledi, "Nasıl çalışılacağını biliyor musun ki?" Yoongi küçük olana tekrar dik dik baktı, "Yah, tabiki de biliyorum Park Jimin. Senin düşündüğün kadar deneyimsiz değilim." Jimin kolunu erkek arkadaşının omzuna attı, "Pekala üzgünüm, fakir veya işsiz olup zengin biriyle sadece parası için evlenen insanlar gibiydin," kafalarını yumuşakça tokuştururken söyledi.

Yoongi Jimin'i kolunun altından çimdirdi ve küçük olan tiz bir çığlıkla kolunu çektiğinde hoşnut bir şekilde gülümsedi. "Ah hyung, neden beni çimdikledin? Çok çabuk yaralandığımı biliyorsun," koyu saçlı çocuk sızlayan kolunu kapüşonlusunun ve kalın ceketinin üstünden ovarken mızmızlandı. Yoongi omuz silkip daha geniş gülümsedi, "İyileşeceksin, bir erkek ol ve cezanı düzgünce kabul et."

Jimin tatlı bir şekilde somurttu ve acıyan koluna masaj yapmaya devam etti. Yoongi gözlerini devirdi, soğuk parmaklarıyla Jimin'in çenesini kavradı ve dudaklarını birleştirdi. "Koca bebek," geri çekildiğinde erkek arkadaşını azarladı. Jimin genişçe gülümsedi, dondurucu atlıkarıncanın üzerinde sevinçle kıpırdandı, Yoongi'nin kendisini bu şekilde öpmesini seviyordu.

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Yoongi sessizce söyledi, "Ağabeyimi arayacağım." Jimin gülümsedi ve başıyla onayladı, Yoongi'nin bugünü kastetmediğini biliyordu, yalnızca erkek arkadaşı eninde sonunda bunu yapacağı için mutluydu. Bu, ilerleme demekti.

Arranged Future → YoonMin (ÇEVİRİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin