21 Absence

4.4K 266 93
                                    

Arranged Future

Yazar: inuko678

"Hyung, sana çok kızgınım," Jimin bilgisayarın kamerasından şikayet etti. Yoongi erkek arkadaşının tapılası somurtmasına karşılık sırıttı, "Neden?" sorduğunda Skype bağlantıları sadece bir saniyeliğine dondu. "İki hafta önce evde olman lazımdı," küçük olan kollarını bağlayıp sızlandı. Yoongi iç çekti, "Biliyorum Jiminnie, biliyorum," kafasının üstünü siyah beresinin üstünden kaşırken söyledi, "Ama çekimlerden birini toparlamak biraz daha uzun sürdü. Yine de, çok yakında evde olacağıma söz veriyorum."

Jimin ikna olmayarak kafasını salladı, "Seni gerçekten gördüğüm zaman inanacağım, bunu bana çoktan iki kere söyledin," iki parmağını kameraya uzattı. Büyük olan güldü, "Yah, biliyorum, Park Jimin. Ama bu kez eminim," olumlu bir kafa sallamayla konuştu, "o yüzden cumartesi günü bizi almak için hava alanına gelmeyi unutma." Jimin sevgilisine sırıttı ve başını salladı, "Orada olacağım Lezzetli Çöreğim, bir buket 'Eve hoş geldin' gülüyle beraber," şirin bir göz kırpma eşliğinde söz verdi.

Yoongi kahkaha atıp kafasını salladı, "Pekala, uyumalıyım, saat burada neredeyse sabah üçe geliyor," erkek arkadaşını bilgilendirdi, "ve gördüğün gibi, Juntao hyung çoktan huzurlu bir şekilde uyuyor," omzunun üstünden arka plandaki kanepede uyuyakalmış olan ağabeyini gösterip ekledi. Tam o anda, Juntao biraz daha yüksek sesle horlayıp onun olduğu tarafa döndü.

Jimin sırıtarak kafasını salladığı sırada ayağa kalkıp dizüstü bilgisayarının kamerasını öperek, "Tamam hyung, seni seviyorum," dedi ve video aramasını bitirmeden önce el salladı, "Görüşürüz." Yoongi kendi kendine kıkırdayıp yeniden kafasını salladı, "Benim aptal küçük kaybedenim," başını sandalyesinin arkasına yaslarken mırıldandı, "Ben de seni seviyorum." Kendinden bağımsız bir şekilde, bu itiraf son günlerde ağzından sıklıkla çıkıyordu.

-

"Pasaportunu nereye koyduğunu nasıl unutursun hyung?" Yoongi sıkıntıyla ağabeyine bağırdı. Kollarını çaprazladı ve sinirle büyük olanın yabancı ülkede geçerli olan tek kimliğini delirmiş gibi ararken paylaştıkları dairenin altını üstüne getirmesini seyretti.

"Geçen gece çok fazla içtim, bu sabah uyandığımda kendi adımı hatırladığım için mutlu olsan iyi edersin," Juntao kafasının üzerinde bir koltuk minderini tutarken karşılık verdi, "Ah ha!" aradığı şeyi koltuğun derinliklerine sıkışmış olarak bulduğunda neşeyle bağırdı. Onu oradan çıkarıp kurtardı ve minnettar bir iç çekme eşliğinde öptü. "Bu harika ama sence de uçağımızı kaçırmadan önce acele etmemiz gerekmiyor mu?" küçük olan açık daire kapısının eşiğinde etrafını çevrelemiş olan çantalarla zırladı, "Senin aksine eve varmamı bekleyen birine sahibim."

"Ah, kaba olma Yoongi," büyük olan arkasından yürürken kapıdan çıkan kardeşinin saçını çekti.

-

"Çok özür dilerim Jimin," Yoongi pişmanlıkla telefonunun ön kamerasına konuştu, hava alanının interneti berbattı ve bağlantıları donup duruyordu. Jimin hayal kırıklığıyla iç çekti, "Ne oldu, hyung?" kendi kamerasına sordu. Bu moral bozucu görüntülü arama için tüm internet paketini harcıyordu. Uzanıp Yoongi'nin arabasının motorunu durdurdu, daha yeni hava alanının etrafındaki birçok park yerinden birinde harika bir boşluk bulmuştu. Erkek arkadaşının yeniden görmeye ÇOK hazırdı. 

"Aptal Juntao lanet olası pasaportunu bulmak için çok zaman harcadı," Yoongi kalabalık Amerikan hava alanının ortasında gevezelik yaptı. Uçakları onlar olmadan kalktığında ancak güvenlikten geçebilmişlerdi. "Üzgünüm Jimin, hepsi benim suçum," Juntao somurtarak Yoongi'yle bitişik arka koltuğundan kabullendi. Kardeşinin omzunun üstünden bakıyordu. "Siktir git," Yoongi öfkeyle ağabeyine cevap verdi.

Arranged Future → YoonMin (ÇEVİRİ)Where stories live. Discover now