10 Planting Seeds

4.9K 375 82
                                    

Arranged Future

Yazar: inuko678

"Bak ne aldım," Yoongi heyecanla ve yapışkan bir gülümseme eşliğinde şarkı söyler gibi konuştu. Jimin mutfak tezgahının önündeyken kafasını kaldırıp elindeki tostu tabağına bıraktı, "Ne aldın?" pantolonundaki kırıntıları silkelerken sordu. Yoongi arkasından iple bağlanmış bir demet brokoli çıkarıp erkek arkadaşının eline tutuşturdu. "Bu ne demek oluyor?" Jimin elindeki brokoli demetine baktı, "Biliyorsun, genelde erkek arkadaşlar çiçek demetleri verir, sebze değil."

"Bu, benim yiyecek depomuza yaptığım ilk katkı," Yoongi erkek arkadaşına yaklaşırken açıkladı, ellerini küçük olanın sıkı kalçalarına yerleştirdi ve ona gururla gülümsedi. Jimin kahkaha attı, "Ne? Brokoli için mi erken kalktın?" şüpheyle sordu, "Lütfen bana bundan fazlası olduğunu söyle."

"Pekala, aldığım diğer şeyler şurada duruyor, Jimin," Yoongi kafasıyla kapının yanında duran dört geniş market torbasını işaret ederken söyledi. "O halde brokoliyi bu kadar özel yapan nedir?" Jimin telefonunu pantolonunun cebine sokup tostunu tekrar eline alırken konuştu. "Elemanın kasadan geçtiği ilk şey oydu, bu aynı zamanda marketten aldığım ilk şey demek oluyor," Yoongi küçük, yeşil ağaçları gösterdi, "Heyecan verici değil mi?"

Küçük olan brokolileri lavaboya attı ve omuz silkti, "Bunu özel yapan tek şey bunun senin için önemli olması Yoongi hyung," erkek arkadaşının burnunu iki parmağının arasına alıp sıkarken küçümsedi. "Her neyse, Jimin," Yoongi erkek arkadaşının eline vurdu ve mırıldandı. Jimin kollarını büyük olanın boynuna doladı, "Aww, böyle yapma, alışverişimizi kutlamak için bu akşam brokoliyi afiyetle yediğimizden emin olacağım," Yoongi'nin kafasının arkasındaki saçlarını okşarken söz verdi, "Ama şimdi işe gitmeliyim."

Yoongi'yi itip tezgahın yanından zıplayarak geçti, torbaların etrafından dolandı ve apartmanın dışına koştu. "Tüm bunları aldığım için bir teşekkür bile duyamadım," Yoongi somurtarak torbaların bir kısmını boşaltırken sızlandı.

---------------------------

"Selam Jiminnie, senin bölümünde oturan birisi var," iş arkadaşlarından biri onu kafasıyla göstererek bilgilendirdiğinde sipariş defterini aldı ve bir bayanın oturduğu sandalyeye ilerledi.

"Merhaba, benim adım Jimin ve bu öğlen garsonunuz ben olacağım," resmi bir şekilde eğilerek selam verdi, "Bir içecekle başlamak ister misiniz? Belki siyah çay?" "Buraya yemek yemeye gelmedim Jimin-ah," kadın ona çıldırtıcı derecede tanıdık, yapışkan bir gülümseme eşliğinde söyledi. "Otur lütfen." "Şey, pekala," Jimin kararsızlıkla kadının çaprazındaki sandalyeye yerleşirken onayladı.

"Yemek yemeye gelmediyseniz, neden buradasınız?" Jimin merakla sordu. "Seninle konuşmak için tabiki," kadın masanın altından bacak bacak üstüne atıp söyledi, "Ne hakkında?" "Oğlum, Min Yoongi." 'Bu yüzden korkutucu derecede tanıdık gözüküyor. Annesine bu kadar benzemesi çılgınca.' Jimin iç sesini susturarak sordu, "Yoongi'ye ne olmuş?"

"Bay Park, oğlumun şirketimizi devam ettirecek sıradaki kişi olduğunun farkında mısınız?" Bayan Min parmaklarını masanın üstünde birleştirdiğinde Jimin kafasını salladı, "Evet hanımefendi, oldukça farkındayım, bununla birlikte istediği şeyin şirketinizi devam ettirmek olmadığının da farkındayım," onun el hareketlerini kopyalarken rahatlıkla söyledi. "Ya da öyle düşündüğünün," Bayan Min bir omuz silkme eşliğinde altını çizdi. "Emin olduğundan şüphem yok."

"Yoongi'nin şirketi devralmak istemediğini düşünmesinin tek sebebi senin bunu onun beynine bir böcek gibi yerleştirmiş olman," parmağıyla onu işaret ederken gürültüyle suçladı. Jimin homurdandı, "Ne yapmışım?" inanamayarak kahkaha attı. Bayan Min kafasını salladı ve açıkladı, "Şirketi yürütme basamaklarını tırmanırken iyi ve mutluydu, ama sonra sen geldin ve aklını çelerek farklı düşünmesini sağladın. Babasının yerine geçmek istediğinden fazlasıyla emindi ama sen onun aklını tamamen karıştırdın."

Arranged Future → YoonMin (ÇEVİRİ)Where stories live. Discover now