12 Yoongi, Little Brother

4.7K 326 49
                                    

Arranged Future

Yazar: inuko678

Yoongi iç çekip doğruldu ve uykulu bir şekilde gözlerini ovuşturdu. İşte bugün, o gündü. Bugün ağabeyini ziyaret edecekti. Jimin göğsünü erkek arkadaşının sırtına yaslayarak ona sıkıca sarıldı, "Seninle gelmemi ister misin?" vücutlarını yavaşça sağa sola sallarken sordu. Yoongi sırıttı ve genç olanın kollarını çözdü, "Hayır, elimi tutmana ihtiyacım yok Jimin," reddetti, "Çocuk değilim."

Jimin kahkaha atıp oyuncu bir şekilde Yoongi'nin yanağını ısırdı, "Öyle olduğunu söylemedim hyung," cevabı yapıştırdı, "Yalnızca teklifimi dile getiriyorum." "Yalan söyleme Jiminnie," Yoongi başını sallarken kahkaha attı, "Yalnızca Juntao'nun nasıl göründüğünü merak ediyorsun."

Jimin kollarını tekrar erkek arkadaşının beline doladı, "Pekala, evet ediyorum," bir omuz silkme eşliğinde basitçe kabullendi, "Senin kadar yakışıklı olup olmadığını görmek istiyorum." Ellerini büyüğün kapüşonlusunun içinden soktu ve parmaklarını tenine bastırdı. "Yani, idare eder, benim kadar etkileyici değil," Yoongi cevapladı, küçüğün parmak uçları çıplak tenini gıdıkladığında bir gülümseme dudaklarında geziniyordu.

"Buna ben karar vereyim," küçük olan kurnazca yanıt verdikten sonra güldü, "Belki seni daha büyük modelinle değiş tokuş etmeliyim." "Park Jimin, lütfen konuşmayı kes," Yoongi ağırlığını geriye, erkek arkadaşına verip ikisinin de hasırın üstüne düşmelerine sebep olurken rica etti.

"Hyung beni eziyorsun," Jimin büyük olanın saçları burnunu gıdıklarken sızlandı, Yoongi'nin tüm vücudu onunkini örtüyordu. "İyi," Yoongi saçını erkek arkadaşının burnuna ve ağzına biraz daha sokarken söyledi. "Yoongi," küçük olan yüzünü uzaklaştırmaya çabalarken tekrar sızlandı. Ona sarılmaktan pişman olmaya başlıyordu çünkü şimdi, Yoongi bileklerini sıkıca tutuyordu ve gitmesine izin vermiyordu; kaya gibi bir beden ile sert zemin arasında sıkışmıştı.

---------------------------

Yoongi ağabeyinin kapıyı açmasını beklerken gerginlikle açık renkli kot ceketini düzeltti. Gergin olmaması gerektiğini biliyordu, o ve ağabeyinin arası kötü değildi... ama tam olarak iyi de değillerdi. Juntao'yla yaklaşık iki yıldır konuşmamışlardı ve son görüşmelerinin olduğu zaman tam olarak eğlenceli bir gün sayılmazdı: babaları küçük bir kalp krizi geçirmişti. Tüm farklılıklarına rağmen,  (klasik bir filmdeki gibi) o bir gece için bir araya gelmişlerdi.

Kapı aniden açılıp içeriden ağabeyinin kafası fırlayınca Yoongi'nin gözleri genişçe açıldı. Sol gözünün üstünde daha önce orada olmayan bir kaş piercingi vardı. 'Vay be, Jimin buna bayılırdı,' zihinsel olarak başını sallarken düşündü.

Büyük olanın kaşları kafa karışıklığıyla yukarı kalktı, "Yoongi-ah?" boya kaplı önlüğünü belli ederek kapıyı biraz daha açarken sordu, "Her şey yolunda mı? Babam yine hastaneye mi kaldırıldı?" Yoongi ağabeyinin ani endişesine gülümsedi ve kafasını iki yana salladı, "Hayır, babam iyi." Juntao kapıya yaslanarak sordu, "O halde neden buradasın, küçük kardeşim?" Sesi kendininkinden daha derindi, Jimin'in bayılacağından emin olduğu başka bir şey daha.

Yoongi omuz silkti, "Seni görmeye geldim, abi," ağabeyinin ses tonuna uydurarak söyledi. Juntao dikkatle küçük kardeşini süzdü, "Neden?" elindeki boyaları çıkarabildiği kadarını çıkarmak için havluya silerken sorguladı, "Babam seni artık sıkı bir tasmayla tutamıyor mu? Benimle konuşman yasak." "Artık babamın kanatları altında değilim," Yoongi ellerini ceplerine sokarken açıkladı.

Juntao afallamış görünüyordu, küçük kahverengi gözleri genişledi ve sordu, "Ne?" "Sence içeride konuşabilir miyiz hyung?" Yoongi hızlıca konuştu, "Burada durarak kapıdan kapıya satış elemanı gibi hissetmeye başlıyorum." "Ah evet, içeri gel evlat," Juntao cevapladı. Kardeşini mutfağa yönlendirip eliyle uzaktaki küçük masayı işaret etti, "Otur lütfen."

Arranged Future → YoonMin (ÇEVİRİ)Where stories live. Discover now