"Mavi"

113 7 3
                                    


Diğer hikayemi yazmaya başladım. Bakarsanız çok mutlu olurum :)

Mavi. Ne kadar da huzurlu bir renkti. Okyanusun en köpüklü dalgasını, gökyüzünün en güzel tonuyla birleştirmişti. Eşsiz bir manzara sunmuştu insanlara. Olağanüstü doğasıyla hükmetmişti asırlara. Ve şimdi de benim korkularıma hükmetmek istiyordu. Yavaş yavaş gözlerimin önündeki kırmızının yerini alıyor, bakışlarıma kendini taşıyordu. Bu mavi kime aitti anlamakta hiç olmadığı kadar zorlanıyordum. Üzerimdeki donuk mavi gözlerin sahibi Derek mi yoksa Stanley miydi? Ne fark ederdi bilmiyordum. Bu sefer kaldırabilir miydim bilmiyordum. Lena'nın cansız bedeni önümdeyken nasıl güçlü kalabilirdim? Nasıl onsuz yapabilirdim? Kafamda yüzlerce soru cevabını istiyordu ama ben hiçbirini cevaplayacak gücü kendimde bulamıyordum. Karmakarışık düşüncelerimin arasına sıkışmış tek anlamlı kelime "keşke"ydi. Ve anlamlı olduğunu belirtmek istercesine beynimin her köşesinde defalarca yankılanıyor, her cümlemin başına cüretkar bir biçimde kendisini ekliyordu. Keşke Lena'nın vurulduğunu sanıp yanına gitmek için kendimi zorlamasaydım. Keşke Stanley'nin kollarından kurtulup kendimi depoya atmasaydım. Belki o zaman hayatımda sahip olduğum en güzel varlığın ölümüne şahit olmazdım. Belki o zaman onun sonu için kendimi suçlamak zorunda kalmazdım. Hangi ara bu kadar bencil olmuştum? Canımdan çok sevdiğim insan kanlar içinde hareketsiz yatarken ben hala suçluluk hissimden kurtulmayı düşlüyordum. Sonuna kadar hak ettiğim bu berbat histen kurtulmayı diliyordum. Onun bu şekilde ölmemiş olmasını diliyordum. En çok da onun ölmemiş olmasını diliyordum. Ne Derek ne de Stanley onun ölümüne engel olamamıştı. Şimdi ise cansız bedenini görmeme engel olmaya çalışıyorlardı. Oysa ben, bana gerçekten değer verdiğini bildiğim tek insanı gözlerimin önünde çoktan karanlığa teslim etmiştim bir kere. Yere yığılan bedenimi şu an kimin taşıdığından habersizdim. Lena'nın bedeninden dökülen kırmızı sıvının yerini mavi gözler çoktan almıştı. Peki hangi mavi gözler almıştı? İkisi de donuktu , ikisi de ürkütücüydü. Eğer gözlerimi tam olarak açabilseydim yüzünü görebilirdim. Ama şu anda görebildiğim tek şey bir çift gözdü. Kime ait olduğunu saptayamadığım bir çift mavi göz.

***

"Bunu sana yapmasına izin verme Darcy. Seninle oynuyor. Lütfen uyan artık."

Şu an gözlerimi açıp karanlıktan kurtulmayı çok fazla istiyordum ama yapamıyordum. Başımdaki şiddeti tarif edilemez ağrı diğer her şeyi bastırıyordu. Fiziksel acı nasıl olduysa diğer her şeyin önüne geçmişti.Korkunun, hayal kırıklığının, umutsuzluğun ve diğer bütün karamsar sıfatların. Sadece kendisini hissetmemi istiyordu sanki. Sanki hissettiğim bu koca yıkımın sebebi yalnızca bir baş ağrısıydı.

"Yalvarırım gözlerini aç Darcy."

Yanlış mı duyuyordum yoksa bu boğuk ses Derek'ten mi geliyordu? Derek Sanders. Şu anda bana tüm çaresizliği ve endişeyi barındıran ses tonuyla yalvarıyor muydu?

Ahh hayır kesinlikle bir yanlış anlaşılmaydı. Bu Stanley'nin sesi olmalıydı. Baş ağrısı kafamı karıştırmıştı muhtemelen. Ya da Derek kafasını bir yerlere çarpmıştı.

"Lanet olsun aç şu gözlerini"

Açtım. Karanlığa direnip gözlerimin üstündeki ağır yükü kaldırmayı nihayet başarmıştım. Başlarda bulanık olan görüntü yerini yavaşça netliğe bırakırken baş ucumda duran bir çift mavi gözün endişesine şahit olmuştum. Ve bu oldukça şaşırtıcıydı.

"Uyandın." dedi Derek uyanmama ihtimalim daha yüksekmiş gibi bir sesle.

"Uyanmamam gerekirmiş gibi konuştun?" Pürüzlü çıkan sesime karşılık yüzümü buruşturdum. Uykudan uyandığınızda çıkan hırıltılı sese benzer bir sesti bu. Ve şu an beni oldukça rahatsız ediyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 14, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DARCYWhere stories live. Discover now