15.Bölüm

9.3K 467 263
                                    

Avuçlarına doldurduğu su ile kaçıncı kez yüzünü yıkadığını bilmiyordu. Uzun süren bir duş almıştı fakat onun bile bir faydası olmamıştı. Beş dakikada bir lavaboya koşup yüzünü yıkasa da içinde yükselen ateşe karşı koyamıyordu.

Zahit yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle büyük bir keyif içerisinde izliyordu, genç kızın her hareketini. Kızın şu an en az kendisi kadar yandığını hissedebiliyordu. Bu gece ona sahip olmayı kafasına koymuştu ve sırf o da istesin, kendisini arzulasın diye ilaç yoluna başvurmuştu. Yaptığı şeyin Aslı tarafından asla kabul görmeyeceğini biliyordu fakat sırf ona zorla sahip olmamak için bu yolu denemişti. Diğer türlü kendisini hiçbir zaman arzulamayacağını da çok iyi biliyordu.

Cihan’ı bir köşeye çekerek Sinem konusunda yardım istemişti. Bu gece Aslı ile baş başa kalabilmek için tüm hazırlıklarını tamamladı.
Aslı küçük şişeyi hiç düşünmeden çöpe attı... Bir şeyler yapıp içinden taşan edepsiz duyguları bir an önce dizginlemesi lazımdı. Yüzünü kurulayıp banyodan çıkarak oturma odasına yöneldi.

“Aslı hiç iyi görünmüyorsun, neyin var canım?”

Göz ucuyla Zahit’e bakan gözleri adamın sinsi bir yılan gibi vücudunun her bir karesini dikkatle incelediğini gördü.

“Bir şeyim yok iyiyim.”

Sinem elinin tersini Aslı’nın alnına değdirerek ateşini kontrol etti.

“Ateşin var gibi sanki.”

Ah, evet yanıyordu! Ama hastalıktan değil.

“Sinem ben iyiyim ateşim falanda yok merak etme.”

Kendisine belli etmeden Sinem’in hareketlerini izledi. İlaç ona ne zaman etki edecek diye düşündü. Şu an her şey yolunda görünüyordu. Aç kurtlar gibi Sinem’i izleyen Cihan’ı saymazsa eğer. İlaç olayından Cihan’ın haberi olmadığını tahmin ediyordu, eğer lavaboyu sormak için mutfağa girmemiş olsaydı kendisinin de haberi olmayacaktı. Bir şekilde fırsatını bulup Sinem’i uyarmayı aklına kazıdı.

Hava henüz kararmamıştı fakat kara bulutlar gökyüzünü sarmıştı. Yağmur yağacaktı. Vücutlarında ilacın etkisini taşırken bu geceyi atlatmak çok zor olacaktı. Birde Zahit’in gece için beklentilerini yansıtan bakışları vardı üstelik. Adam şişenin yarısını boca etmişti ayranına ve kaçamazsa eğer bu sızıntı ile baş edememekten korktu. Başına açacağı işleri düşünmek bile tüylerini ürpertmeye yetti.

“Zahit dışarıya çıksak mı biraz? Çaylarımızı bahçede içelim.”

Aslı bu fikre çok sıcak baktı. Temiz hava iyi gelebilirdi. Cihan’ın sorduğu soruyu bir süre düşündükten sonra yanıtladı genç adam.

“Evde duralım yağmur başladı, dinsin bakarız.”

“Hadi dostum böyle boş oturacak mıyız?”

“Boş oturacağımı da nerden çıkardın?”

Adamın ses tonundaki imayı bir tek Aslı yanlış anlamıştı.

“Burası çok mu sıcak oldu ne?”

İşte başlıyordu, Sinem’i ateş basmıştı ve tabiri caizse birazdan ateşi başına vuracaktı! İşte o zaman ne yapacağını tahmin edemiyordu genç kız. Dışarıda yağmaya başlayan yağmurun altında dolaşabilseler iyi olacağını düşündü, hararetlerini alırdı hiç olmazsa. Zahit’in dışarıya çıkmaya niyeti olmadığını anladığında ayağa kalkarak mutfağa doğru ilerledi.

Sürekli dili damağına yapışıyordu. Tezgâhın üstündeki sürahinin yanında duran bardağa su doldurarak tek dikişte içti. Boş bardağı sertçe geri yerine koydu. Çok bunalmıştı, evini ve ağabeyini özlemişti. Sürekli aklını meşgul eden Zahit’ten bir an olsun uzaklaşmak istiyordu, teslim olmak istemiyordu.

Denizde Yanan Ateş (Kitap)Where stories live. Discover now