13.Bölüm

3.1K 205 15
                                    

Dalgın gözlerle masmavi denizi izlese de içinde bulunduğu hayatın kötü gidişatını düşünüyordu. Kaçırılmalarının üzerinden günler geçmişti. Zahit Akman hayatından en güzel saatlerini çalmıştı. Kaybettiği zaman dilimi, hayatındaki büyük kayıpların yanında bir hiçti aslında. En başta babasına olan güvenini, sonrasında ağabeyi Kenan tarafından kurtarılmayı beklerken ektiği sabır tohumunun büyümemesi üzerine umudunu kaybetmişti. Ve şimdi elinde kalan tek ve son şey olan masumluğunu kaybetmek üzereydi.

Sinem sabır ve umutla Kenan’ın gelerek kendilerini mutlaka kurtaracağını söylüyordu fakat Aslı bu ihtimale artık bel bağlamak istemiyordu. Ağabeyi gelene kadar kendisini Zahit’e karşı korumalıydı. O gelene kadar eli kolu bağlı oturamazdı. Masumluğunu bir intikam uğruna kaybetmek istemiyordu. Bu gece olacakları engellemenin bir yolunu bulmanın planlarını yapmalıydı. Zahit umduğundan daha zekiydi, onu atlatmak hiç kolay olmayacaktı. Kaçmanın bir yolunu mutlaka bulacaktı. Cihan’ın, Sinem’e zarar vermeyeceğini biliyordu çünkü o itiraf edemese de âşık bir erkekti, gözlerinde görmüştü bunu. Sinem’e bakarken ilk günkü gibi intikam veya kinle değil, aşkla bakıyordu. Her ne kadar Sinem bunu kabullenmek istemese de.

Uzakta görünen adaya buğulu gözlerle bakarken, o adada başına neler geleceğini kestiremiyordu ama şuna emindi, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Arkasından beline dolanan ince kolları hissedince boş bulunup durduğu yerde sıçradı.

“Özür dilerim korkutmak istememiştim.”

“Önemli değil canım.”

“Ne düşünüyorsun?”

“Buradan nasıl kurtulabiliriz onu düşünüyordum.”

“Eski hayatımızı özledim Aslı. Fırsatını bulup kaçalım.”

“İçimdeki kötü ses yara almadan kurtulamayacaksınız diyor. Ada’ya varınca duruma bakıp bir plan yaparız. Söylesene neden bu durumu Cihan’la konuşup yardım istemiyorsun? Belki kaçmamızda yardımcı olur bize. O iyi birine benziyor.”

“Konuşmayı denedim. Fakat Zahit’in emeline ulaşmadan bizi bırakmayacağını söyledi ve köpek gibi sadık ona karşı. Bize asla yardım etmez, hem benden nefret ediyor neden yardım etsin ki?”

“Kızım sana nasıl baktığını görmedin mi? Adam senden çok hoşlanıyor az kalsın ilanı aşk edecekti! Bunu görüp anlamayacak kadar kör müsün cidden?”

“Saçmalama istersen ne aşkı kızım! Hem beni ne kadar tanıyor ki âşık olsun?”

“Sinem, adam seni araştırmış belli ki. İtiraf et sende çok hoşlandın ondan görebiliyorum, sakın inkâr etme.”

“O sarı çıyanın neresinden hoşlanacağım! Tipim değil bir kere.”

“Hım hım, evet eminim öyledir. Sarı çıyan hı?”

Duygularını gizlemeye çalışan dostunun sözlerine kahkaha attı. Cihan sarışın olabilirdi fakat göze batacak kadar sarışın değildi üstelik sempatik ve yakışıklıydı.

“Gülmesene kızım. Öyle tabii kıl oluyorum adama ya.”

Gözleri birden kaptan köşküne kaydı Aslı’nın. Zahit’i dümenin başında hiç gözlerini kırpmadan kendisini izlerken buldu, genç adamın dünkü sözleri aklını tekrar meşgul edince yüzü anında asıldı.

“Ne oldu canım, yüzün asıldı birden?”

“Zahit’in, babamdan istediği bir şey vardı değil mi? Sence bunun ne olduğunu ağabeyim biliyor mudur?”

“Belki de biliyordur emin değilim canım. Fark ettim de seni öldürmeye çalışmıyor artık. Aklında ne tilkiler dolaşıyor çok merak ediyorum?”

Denizde Yanan Ateş (Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin