18.Bölüm

9.1K 490 399
                                    

(Kızların kaçırıldığının ertesi günü)

Aynanın karşısına geçerek kravatını bağladı. Uzun boyu, atletik yapısıyla oldukça dikkat çekici ve yakışıklıydı. Kumral bir tene, koyu kumral saçlara ve sert yüz hatlarına sahipti. Aynaya sevdiği kadının yansıması düşünce, sıcacık bir o kadarda çapkın bir şekilde gülümsedi. Genç kızın elinde tuttuğu takım elbisesinin ceketini giyinmek üzere kollarını arkaya doğru uzattı. Yönünü ceketini giydiren kıza doğru döndürdü ve yüzüne baktı. Kalbindeki aşkı kıza bakan gözlerinden taşıyordu resmen. Genç kızın başını ellerinin arasına alarak alnına masumane bir öpücük kondurdu. Beş senede kızın varlığına fazlasıyla alışmıştı ve ondan kopabileceğini artık hiç sanmıyordu.

“Akşama geç gelir misin? Yemekleri ona göre hazır edeyim?”

“Kaç gündür işleri çok boşladım, onları halledip kardeşim Aslı’ya geçeceğim. Onu da çok ihmal ettim, gönlünü almam zamanımı alacak. Sen beni bekleme ve yemeğini ye, aç kalmanı istemiyorum.”

“Kardeşinle ne zaman tanıştıracaksın beni?”

“En kısa zamanda. Tanışmanızı bende çok istiyorum. Evin içinden çıkmıyorsun en azından arkadaşlık eder sana. Hem Sinem’de çok iyi ve kafa dengi bir kızdır onların arasında canın hiç sıkılmaz.”

Kendisine kalsaydı çoktan tanıştırmış olurdu sevdiğini, kardeşleriyle. Fakat genç kızın çekimserliğinden dolayı bu görüşmeyi ertelemişti her defasında. İçinde bulunduğu durumu anlıyor ve buna saygı duyuyordu. Genç kızın, şakağından kulağına doğru uzanan eski yanık izlerine baktı göz ucuyla. Saçlarını sağ omzunda toplayarak yanık izini gizlemesine artık alışmıştı. Kendisi o izi görmüyordu bile ama her ne kadar önemli değil dese de üzüldüğünü biliyordu genç kızın. Genç kız güzelliğini gölgeliyor zannediyordu. Fakat estetik ameliyatı olmakta istemiyordu.

“Tamam. O zaman en kısa sürede onlarla tanışmak için sabırsızlanıyorum.”

Genç adam içten tebessüm ederek evin kapısından çıktı.

“Kenan!”

Asansöre yönelen Kenan, kızın kendisine seslenmesiyle arkasını dönerek tekrar genç kıza baktı.

“Efendim!”

“Seni çok seviyorum.”

Kenan’ın kalbi göğüs kafesine sığamazken genç kıza doğru yürüdü.

“Bende seni çok, hem de çok seviyorum.”

Genç kızın yüzünü avuçlayarak gözlerinin içine bakarak söylemişti sevdiğini. Tam da öpülmek için yaratılmış olan dolgun dudaklarına baktı. Şimdiye dek hiç öpmemişti, tam beş senedir her gün hasretini çekiyordu fakat öpmeye kıyamıyordu.

Her zaman yaptığı gibi alnına öpücük kondurarak başını tutup göğsüne bastı. Genç kız kendini hazır hissedene kadar ona dokunmayacaktı. O kadar âşıktı ki onu incitmekten çok korkuyordu.

“Kenan.”

Genç kız sevdiği adamın göğsüne başını daha da yasladı. Aklında dolanan düşünceleri son zamanlarda uykularını kaçırmasına sebep oluyordu. Ve bunu sevdiği adamla paylaşmaz ise hem aklı hem de gönlü rahata kavuşmayacaktı.

“Söyle alınyazım, söyle bebeğim.”

“Ya hafızam geri geldiğinde beni bırakırsan?”

Beş sene önce, bindiği takside geçirdiği trafik kazası sonucu hafızasını yitirmişti. Yanan taksiden Kenan sayesinde sağ olarak kurtulmuştu. Taksici kendisi kadar şanslı değildi ne yazık ki yanarak can vermişti olay yerinde. Hayatını, tesadüf eseri kaza yolundan geçen bu yakışıklı ve dürüst adama borçluydu. O olmasaydı yaşıyor olmazdı şu an. Kendisini kurtararak himayesi altına almış ve evini açmıştı. Hafızasını kaybettiği için bir ailesi olup olmadığını bilmiyordu. Tüm eşyaları takside yanarak küle dönüşmüştü. Aylarca kim olduğunu araştırmışlardı fakat bir sonuca ulaşamamışlardı. Yüzünün her yeri yanmıştı. Yıllarca tedavi görmüştü ve geriye ufak bir yanık izi kalmıştı. Hafızasını kazanmasında yardımcı olur düşüncesiyle onu tedavi ettirmek istememişti. Ve şimdi hafızası geri yerine geldiğinde her şeyin alt üst olacağı düşüncesi uykularını kaçırmaya yetiyordu.

Denizde Yanan Ateş (Kitap)Where stories live. Discover now