29.12.2011
07.05pmKarla kaplı bir çatıda seni bekliyorum. Soğuktan donan yanaklarımı aldırmadan mumu yakıyorum.
Kapı açılıyor ve sen içeriye giriyorsun. Gözlerin elimde ki pastayla benim aramda gidip gelirken bir doğum günü şarkısı mırıldanıyorum.
Yavaştan bir gülümseme sarıyor seni. Elimi muma siper edip yanına geliyorum.
"Hadi, dilek tut ve üfle." Diyorum.
Gözlerini kapatıp dilek tutuyorsun. Yumduğun gözleri açıyor ve mumu üflüyorsun.
Üstünde ki karı temizlediğim bir masaya oturuyoruz. Pasta dilimlerini tabağa koyma zahmetine girmeden çatallamaya başlıyoruz.
"Bu gün doğum günüm olduğunu unutmuşum." Diyorsun.
Sen unutsan bile seni hatırlayan beni daha çok sev istiyorum.
Elinde ki çatalı bırakıyorsun. Gözlerimiz buluşuyor ve sen ruhumun derinliklerine iniyor gibisin. Soğuktan kızaran yanaklarım daha da alev alıyor.
Önünde birleştirdiğin kollarını çözüyor ve ayağa kalkıyorsun. Gözlerin bir an olsun benden ayrılmazken nefes alamadığımı hissediyorum.
Elini uzatıyor ve gülümsüyorsun.
"Bu özel günümde bayan, yıldızlarla dansıma eşlik eder misiniz?"
Cevabımı elini tutarak veriyorum. Hoşnut olmuş olacaksın ki gülümsemen yüzünde yayılıyor.
Telefonundan yükselen melodi ile ellerimi omzuna koyuyorsun. Kalp atışlarım hızlanırken fark etmemeni umuyorum.
Gözlerin gözlerime sabitlenmiş derin bakışlarına maruz kalıyorum. Sana bakmak için her seferinde çırpınan gözlerim bu sefer kaçıyor.
"Sende özel bir şeyler var, SooYun." Diyorsun.
Yıldızların gölgelediği bu gökyüzü altında dans ederken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if you || kth. ✓
Fanfiction"Eğer sen..." dedi ve bir süre gözlerimin içine baktı. "Beni beklemeseydin ben bu koca şehirde kaybolacaktım." Yüzümüz giderek birbirine yaklaşırken nefeslerimiz birbirine karışıyordu. "Eğer sen," dedim bu sefer. "Yanıma gelmeseydin, yıldızlara olan...