3. Ölüm

6.6K 532 533
                                    

   
Harry Potter öfkeyle ayağa fırladı. Hiddet tüm ruhunu ele geçirmişti. Yoktu, Hermione yoktu. Nasıl bu kadar sakinlerdi? Onun artık eski Hermione olmadığını biliyorlardı, öyle değil mi? Savaştan sonra kendine gelemediğini, her şeyden kaçmak için muggle dünyasına sığındığını... Öyleyse nasıl bu kadar sakinlerdi?

"Kaç kişiyi daha kaybetmek zorundayım ben?Daha kaç can? Bakın Profesör, Hermione'yi öylece bırakamayız. Onun da ellerimden kayıp gitmesini izleyemem!"

McGonnagall, gözlüklerini düzeltti ve buğulu camların arkasından hüzünle Harry'yi süzdü. "Kimsenin öldüğü yok, Bay Potter. Bayan Granger'ın iyi olduğuna eminim-"

"Kanıtınız var mı?" dedi Harry sinirle, sesi çatlamıştı.
"Ne kadar kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Döndüğünden beri normal değildi ve..." biraz duraksayarak nefeslendi genç adam. Bu sözleri söylemek boğazına kezzap dökülüyor gibi hissettiriyordu. Crucio yemeyi tercih ederdi. Ama hayır, her şey ortadaydı işte. Ortada olmayan sadece Hermione'ydi.
"-Ve şimdi kayıp.Bakın onu bulmak için bir şeyler yapmalıyız."

McGonnagall hiçbir teselli cümlesinin onu avutamayacağını biliyordu, yine de bir şeyler söylemesi gerektiğini hissetti ve hislerine bağlı kaldı. "Bay Potter,onu bulmak için bir şeyler yapıyoruz zaten.Bakanlık onu arıyor."

"Bu mu yani? " diye bağırdı Harry, artık sabrı taşmıştı.
"Yarısı ölüm yiyen olan Bakanlık onu arıyor.Böyle mi bulacağız onu?"

"Harry..." dedi McGonnagall titrek nefesini dışarı üflerken. "Onu bulacağız. Yoldaşlık seferberlik başlattı. Hermione en yakın zamanda dönecek."

"Çok umutlusunuz." diye fısıldadı Harry. Yüzünde, Profesör'ün daha önce hiç görmediği bir tiksinti vardı.
"Sen de çok karamsarsın." McGonnagall homurdandı.

"Ben umudumu kaybedeli çok oldu." Harry acı bir gülümsemeyle yeşil gözlerini Minerva'ya dikti. "Onu bulmak için gerçekten uğraşan tek kişi Ron. Neden Ginny ve benim bir şeyler yapmamıza karşı çıkıyorsunuz ki?"
McGonnagall içinden bulunduğu duruma lanet okudu.
"Harry," dedi yavaşça nefeslenirken. "Hermione bizim için çok değerli,fakat anlamıyorsun.Sen hepimizin tek umudusun. Sana bir şey olmasına izin vereme-"

"Ben de ona bir şey olmasına izin veremem!" Harry sakinleşmek istercesine derin bir nefes aldı. "Peki ya Ginny? Onun neden Ron'la gitmesine izin vermediniz? "

Minerva Godric aşkına, diye düşündü. Granger hemen dönmeliydi. "Harry,Ron Hermione'nin kayıp olduğunu duyar duymaz evden çıktı. Onu durduramadık.Ama hayır, bizim görevimiz sizi korumak. Bir canı daha bilinmezliğe atamam.Ron döndükten sonra ona da hiçbir şekilde izin verilmeyecek. Bayan Granger'ı bizler bulacağız, sizler değil. "

"Ron,Ginny,ben... Emin olun Profesör,şu an yardıma ihtiyacı olan ya da korunması gereken biz değiliz, o!Ne halde olduğunu bile bilmiyoruz."

Haklı olmadığını bilen cadı gözlerini kırpıştırdı. Kızı bulmak zorundaydı. "Bak Harry, sana söz veriyorum. Onu bulacağız.Unuttun mu o çağının en zeki cadısı.Kendisini koruyabilir. "

"Hayır hayır. " dedi Harry acı bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirerek. Kafasını hızlı hızlı iki yana sallıyordu. "Anlamıyorsunuz, anlamayacaksınız da."

Sağ-kalan-çocuk hızla odayı terk ederken Minerva'nın gözleri odadaki iksir şişelerine takıldı. Kız neredeydi? Çocukları durduramayacağının farkındaydı. Az önce Harry'nin gözlerinde Dumbledore'un kararlılığını görmüştü.

MOONWhere stories live. Discover now