Mavi Portakal!

106 7 0
                                    

Merhaba kalemi konuşturup, kağıt kokan dostlar. Sana da merhaba bir adamın günlüğü. Ertuğrul Amca başta olmak üzere çay ocaklarında tanışıp anlattığım tüm amcalar size de merhaba. Tabi sana da, her şeye inat kendi benliğine inat bu yazdıklarımı okuyan kadın...

Durumlar aynı işte, boş bir okyanusta demir bir sandal üzerinde bir kağıtla kürek çekiyorum. Dibe battık!

Yazamıyorum. Ah şu kelimeler, bana yüz çevirdiler. Anlatamıyorum. Bugowski'nin dediği gibi: Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek kaydı tıraşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam.

İyi çocuk gibi görünüp kötü çocuk olmaktan bıktım muhterem günlük. Malayani vakitlerde yazmaktan da. Sigaradan bıktım sayın günlük, tabi cigaradan da. Keş miyiz lan biz? Torbacı mıyız? Adi miyiz lan biz? Bilmiyorum aziz günlük. Bu sorulara net cevaplar vermeliyim. Ya cebime bir emanet takmalı, ya kalbimi Rabbe emanet etmeliyim. Net cevaplar bulmalıyım. Bir çok karakterle yaşanmıyor, her şey bir birine karışıyor. Biri bir kadını sevip radikal takılıyor, diğeri alkolik kumarbaz, diğeri iki kadını seviyor, diğeri kadın sevmiyor erkek şaka şaka...

Bilirsin aziz günlük yalnız kalamam, kalırsam hayallerim intihar eder dayanamam bende giderim peşlerinden. Ah ulan Şamil iki dakika daha uyusaydı şimdiye ölmüştük ha. Vay be günlük iki gün sonra ne haber aldık ama. Bizle görüşmek isteyen birileri. Bara bara hey! Ne vurulduk ama. Kalbimizi nasıl da söktüler demi lan. İyi ve sağlam bir yumruk yedik. Nasıl koştuk sokaklarda hemen silah aradık lan işimiz gücümüz hergelelik. O iki çocuğu dövmeyecektik günlük alırsan mazlumun ahını söke söke alır kader. Ulan şu kaderin adaleti de bi bize tecelli ediyor ha. 'Harun yanlış mı yaptı? Verin cezasını. Ver ver iki üç kat daha fazla ver. Şurada da bir yanlış var Patron Harun mu yaptı? Yok. Ha boş verin o zaman' Gibi bir şeyler dönüyor yukarıda.

Gel gelelim sana Müzeyyen! Senin uğruna kaç kadın zarar gördü bilemezsin. Sen içimde büyüyordun ve yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı. O yüzden bütün anılarımızı katlettim. Her gittiğimiz banka başka bir kadınla oturmuşluğum var artık. İçtiğim menengüçler var. Seni düşünüp yazdığım mektuplar. Neden yaptım ki bunu? Ne bileyim içimde geber diye yaptım. Seni hatırlamamak için. Oldu da, unuttum! Hem de senin tavsiyelerinle. Kendime değer verdim, kendimi sevdim, senin kötü bir karar olduğuna inandım. Ardından her kadına kurduğum o cümleyi senin de arkandan kurdum. 'Zaten aptaldı.'! Yapacak bir şeyim yok çünkü. Beni çok sevdin, ben de en çok seni. Ama realist olmak gerekir. Olmaz! Sürrealist olmak gerekirse... Neyse boş ver. Olmayan bir şeyin peşinde bir aşk adamı gibi koşmak da niye? Benden aşk adamı olmaz. Hiçbir yazar kavuşamaz. Sana son bir şiir yolluyorum. Eski dostun.

Şimdi gelelim diğerlerine. Yukardaki kadını unuttuk. Unutmadan kasıt bitirdik. Artık başka bir kadın lazım. Hep kadın mı lazım diye sorarsan gevende günlük? Tabi hep kadın lazım. Hayat bu çünkü kadınlar güzeldir, portakallar mavi. Gevezelik yapmayalım şöyle edebiyat bilmeyen, aptal, boyu boyuma, huyu önemli değil kadınlar kafasına sıksın! Aptallar.

Şimdi gitme vaktidir. Vazgeçme vakti. Çünkü kadınlardan ve babalardan bıktım, onları yazmaktan da, sokayım aşkına da, sevgine de... Hadi bana eyvallah. Tek hecesiz elveda.


Bir Adamın GünlüğüNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ