MEYHANE İSKEMLESİ!

65 2 0
                                    

Belki bir gün bir meyhaneye giderim. İnsanlara insanlığı anlatırken bana kırılmamaları ve beni yadırgamamaları için sarhoş gibi yaparım, belki de sarhoş olurum. Onlara kim olduklarından bahsederim.
O sıra meyhaneye bir kadın girer belki ve ben o kadını Müzeyyene benzetirim. Bi iskemleye buyur ederim. Rakıyı dikerim ve gözlüğümü masaya bırakırım. Ona en çok yalanları anlatırım: yalan aşklar, yalan iç muharebe, yalan suratlar, yalan kadınlar...
Bir tütün sararım, çokşeyimle başlar hiçbirşeyimle bitiririm. Ona beni nasıl aldattığını sorarım, anlatırken gözlüğümü takarım, sigara dumanını beş para etmez gözlerine üflerim. Yaptıklarından utanır belki Müzeyyen belki de hiç umursamaz. Sigarayı gözlerinde söndürürüm. Kumar borcundan şikayet eden Kamil ağabeye "yavaş biraz" diye bağırırım. Garsondan meze isterim, rakıyla hüzün iyi gider bilirim. Müzeyyene ilk defa sert bakarım "aptal" derim "sen de herkes gibisin!". Belki ağlar, umrumda olmaz bu sefer, "aptal" derim "sen de herkes gibi ağlıyorsun.". Müzeyyen utanır belki utanmalı da herkes gibi... Ona edebiyattan ve edepten uzak durmasını söylerim. Gerçekleri zaten bildiğimi eklerim, "menegiçten rakıya bir vaveyla bu" derim, "ona başka biriyle nasıl..." Müzeyyen gider belki, kesin gider, gitmeli de, durmasın burda. Hergele gidince tekrar insanlığa dönerim!
Ayaklarını yere vura vura bir dost girer kapıdan. Müzeyyen'in iskemleye oturtmam onu, bir iskemle daha çekerim. Ona acılarımdan konuşurum, adi karanlıklardan, katil sokak köşelerinden, aptal kaldırımlardan... Benim acılarımı dinlemez, yaşar. Sıra ona gelir o da aydınlığın sıkıntısından konuşur, kanaat önderlerinden kelam eder, sevdiğini anlatır, rakı ikram ederim almaz. Sessizce kalkar çıkar kapıdan. Onda saf geçmişimi görürüm tertemiz dünleri. Bir sigara daha sararım. Gözlüğü çıkartır yakarım ağzıma en yakın duran bitkiyi.
Meyhane kapısı gıcırdar. Bugün de ne bereketli! Gözlüğüm masada göremem kimin girdiğini ama tanırım. Gireni kokusundan tanırım. Celal ağabey şu iskemleyi uzat hele derim. Rakı bardağını masaya vurur dumanı göğe üflerim. Karşıma çocukluğum oturur, çocukluğumun kadını... Bana hayattaki en sağlam kroşeyi hiç beklemediğim anda atan, beni yalnızlık ve kelimelerle tanıştıran kadın. Ona bi şey demem sadece gözlerine bakarım. Ahmet ağabeyden bi 35lik daha rica ederim. O da bir şey demez sadece gözlerime bakar geçmişimizi buluruz gözlerimizde. Sessizliği "sen git" sesi dağıtır, bunu da kim dedi, kadın ağlayarak gider, gider de niye gitti, kimdi o sen git diyen, Kamil abi duydun mu?
Uzaklaşır Zaman, soyut artık şu rakı! İskemle kalmaz meyhanede Celal abi bayıldı!
Bir gün bir meyhaneye girerim, urgan falan almam bu kez, girdiğim gibi de çıkarım, Ey insanlık umrumda olmazsın bu kez, tanımam kimseyi der susma hakkımı kullanırım. Başkalarıyla haşır neşir bir Müzeyyen, benim geçmişim ve gecelerimin işkenceleri, geçtim sizden. Siz bu dünyanın yanlış zamanısınız veya ben bu coğrafyaya hiç uğramayacaktım!
Bir iskemle eksilttim masadan, aldım kendimi çıktım bu kez meyhaneden!

Bir Adamın GünlüğüWhere stories live. Discover now