15

6.2K 575 312
                                    

Mutfaktan gelen sesler beni uyanmaya itmişti. "Anne, biraz sessiz ol lütfen."

Benim annem yoktu.

Yüz üstü yatıyordum. Canım yanıyordu. Sırtım acıyordu. Ayağa kalktığım an gözlerime inen perde kalkana dek tanıdık olmayan bir koltuğa kenarına tutundum.

"Harold, dur kalkma."

"Çok geç," diye söylendim gözlerimi sımsıkı kapayarak. Geçmek bilmemişti gözlerime inen perde.
Bir el kolumdan tutunca irkildim.

"Benim," sesin tanıdık oluşu beni rahatlatmıştı. Bay Tomlinson...

Gözlerimi en sonunda açabildiğimde bakışlarımı ondan tarafa çevirdim. "Ben, nasıl-"

"Düşünme şimdi bunları. Ne yersin?"

"En son bunu sorduğunda dediğimin aksine başka bir şey yapmıştın."

Güldü. "Katı kalpli, ruhsuz Bay Tomlinson'dı, o. Ben Louis." Elini uzattı. "Tanıştığıma memnun oldum."

"Merhaba Louis, bende tanıştığıma memnun oldum." Kıkırdadım.

"Oh Harold, sesinden ismimi duymak ne hoş." Gülümsedim.

Takım elbiseyle duruyordu. "Bu kıyafetler?" Duvardaki güzel saate baktım. "Saat akşam sekiz."

"Oh onlar," Ceketi çıkardı, ardından düğmeleri açmaya başladı. "unutmuşum." Düğmeleri açarken dik dik bakmamı anlamlandıramamış olsa gerek, sordu: "Sorun değil ya?"

"Yok hayır, önemsiz." Aptal kafam, adamı niye dikizliyorsam? Başka bir şeyle ilgilenircesine arkamı döndüm.

O an farkına vardım ki altımda yalnızca bir boxer vardı.

Olanları hatırlamaya çalıştıkça başıma giren sancıyla savaşmak zorunda kaldım. Ne olmuştu bana böyle? Kötü anlar sessizce yaklaşıp bir anda akın etti zihnime.

Yeni kadın. Josh. Bodrum. Alkol. Kırbaç. Bay Tomlinson'ın beni kurtarması?

Arkamı döndüğümde gömleğinden de tamamıyla kurtulmuştu. Kusursuz göğsündeki dövmelerinde takılı kalan gözlerimi, gözlerine ittim. Ağlamak istedim. Beni kurtarmıştı. Bir anlık duygusallıkla ona sarıldım. Çıplak tenlerimiz değince ürpermiştim. İlk ne olduğunu anlayamadığını varsayıyorum; geriye adımladı. Ardından durup o da karşılık verdi. Bu mükemmel hissettirmişti. Ruhumun titrediğini hissettim. Soğuk değildi hava, aksine bir sıcaklık basmıştı. Ama ruhum titriyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. Ne oluyordu bana?

Geri çekildim. "Beni kurtardınız." Gözümden akan yaşı yer çekiminin etkisinden kurtararak avuç içlerimle sildim. "Teşekkür ederim."

Şefkatle gülümsedi, ama bakışlarında hala, sarılmamdan olsa gerek, bir şaşkınlık ifadesi kalmıştı. "Teşekkür etmene gerek yok Harold. Yalnızca sarıl bana."

İfadelerimiz yer değiştirmişti, şaşkındım. Ona sarılmamı mı istemişti? Bay Tomlinson çok değişmişti ve bu değişiklik pekala fazlasıyla hoşuma gidiyordu.

Ruhum daha yeni yeni alışırken ısınmaya tekrardan ona sarıldım. Tekrardan titrettim ruhumu. Ama sorun şu ki ruhumun üşümesinden zevk alıyordum.

SLEEPWALKER (Larry Mpreg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin