27

5.2K 441 592
                                    

Bu gerçekti değil mi? Louis yanımdaydı ve onun yatağına uzanmış tavanı izliyorduk. Bunun gerçekliğinden nasıl emin olabilirdim? Louis'ye baktım. Beni izliyordu. Gözlerine dalınca bir daha çıkamam sanıyordum. Öyle derin bakıyordu.

"Sen gerçek olamayacak kadar güzelsin." Bu iltifat beni her ne kadar kendimden geçirse de konuşmamız gereken şeyler vardı.

Kızaran yanaklarımı yok sayarak konuştum. "O test kim içindi?"

"Kimse." diyip gözlerini tavana dikti.

"Louis." diye ikazda bulundum.

"Kendim için." diyerek güldü.

"Erkekler hamile kalamaz."

"Kendinle çelişme." dedi karnıma bakarak. Gülmeye başladı.

"Bay Tomlinson beni gerçekten sinirlendiriyorsunuz."

Birden duruldu. "Susan için."

"Susan? Susan Forbes? Ciddi olamazsın!" diyip kalkamaya yeltendim.

Kolumdan tuttu ve kalkmama izin vermedi. "Şaka yapıyorum seni sersem, kardeşim Lottie için."

Derin bir nefes aldım. "Sen çok" diyecek bir kelime arıyordum. "çok kötüsün! Tanrı şahidim o sürtükten çocuk yapsaydın seni süründürürdüm."

Sırıtarak bana bakıyordu. Gözleri dudaklarımla gözlerim arasında mekik dokurken buna bir son vermek adına dudaklarına yapıştım. Dudakları hala dudaklarımdayken vücudu yataktan kalkmış benim vüdumun üstünde temas etmemeye gayret ediyordu.

Onu öpmek dünyanın en güzel tatlarından tatmak gibiydi. Kalbimi hızlandıran, nefesimi kesen eşsiz bir tadı vardı dudaklarının. Ama nihayetinde onu ittim. "Niall beni merak eder."

"Niall'ı sikeyim." diyip tekrardan dudaklarıma edildiğinde yüzümü çevirdim.

"Buna biraz daha devam edersek ben eve asla gidemeyeceğim."

"Sen zaten evindesin."

"Unuttun mu Louis, ben Niall'a taşınmıştım."

"Unuttun mu Harold, senin evin bendim."

*****

Kapıdan içeriye girer girmez söylediğim ilk şeyin "Ben taşınıyorum." oluşu Niall'da merak uyandırmış olacak ki peşimde dolanıyordu.

"Harry cevap ver artık." dedi bıkkın bir sesle.

"Louis'ye."

"Bay Tomlinson'a?" Sesindeki ima kulaklarımda çınlarken onu onayladım. "Seni kullanıp sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranan Bay Tomlinson?" Sesimi çıkarmamıştım ancak hareketlerim görülür biçimde ağırlaşmıştı. "Seni hamile bırakıp gitmene izin veren Bay Tomlinson?"

"Yeter." dedim fısıldar gibi. Sesim çıkmamıştı. "Bilmiyordu." Bu sefer sesim daha güçlü çıkmıştı. Niall'dan çok kendimi inandırmaya çalışır gibiydim. "Hamile olduğumu bilmiyordu, ben bile bilmiyordum. Bilseydi izin vermezdi gitmeme."

"Emin misin?" dedi sadece.

"Kalbim attığı sürece bundan emin olacağım."

"Pekala sen bilirsin. Hazırlanınca haber ver, ben seni götürürüm." diyip bana ayırdığı odadan çıktı.

*****

Kapının önüne gelmiştik. Niall bana kırgındı, bunu hissedebiliyordum.

"Hey" dedim mahcup bir şekilde. Bana baktı düz bir ifadeyle. "Eğer seni kırdıysam-"

Gülümsedi. "Problem değil Harry. Senin mutlu olmanı elbette istiyorum, yalnızca o adam seni çok üzdüğü için onunla mutlu olacak mısın emin olamıyorum. Ayrıca seni yine üzerse onun tadacağı bir çift yumruğa ve başını yaslayabileceğin bir omuza sahibim. Sıkça ara beni."

Gülümserken gözlerim dolmuştu. "Seni seviyorum." diyip sarıldım sımsıkı.

"Çocuğun benden olduğunu biliyordum." diyip geri sarıldı.

Onu bir gün bu şakaları yüzünden dövecektim.

Geri çekilip arabadan indim. Eve doğru ilerlerken, evime doğru ilerlerken, kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Zili çalmadan önce Niall'a baktım. Filmli camlar yüzünden göremedim ama bana baktığından emin olarak el salladım. Zili çaldım.

Louis kapıyı açtığı an boynuna sarıldım. Sağ elini belime sarıp sol eliyle saçlarımı okşadı.

"Evime geldim." diye fısıldadım.

Elimi tutup sol göğsünün üzerine koydu. "Sen zaten hep evindeydin."

Kısa ama beğeneceğinizi umuyorum

Sizi seviyor ve öpüyorum ♥

SLEEPWALKER (Larry Mpreg)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora