23

5.2K 459 379
                                    

"Harry"' diye bağırdı kulağımda bir ses. "Harry, uyan!"

Karnıma giren sancı yüzünden kendimi öyle sıkmıştımki gözlerimi açamadım. "Lanet!" diye fısıldadım.

"Neyin var? Ne oluyor sana?" Sesi endişeli geliyordu kulağıma. "Harry hastaneye gitmeliyiz." Üstümdeki yorganı kaldırdı ve doğrulmamda yardımcı olacağını umut etti ama nafile. Değil doğrulmak, gözlerimi dahi açamıyordum.

Beni doğrultmaya çalıştı ama direniyordum. Burada, bu pozisyonda ölmek ne hoş olurdu. Şu an tek isteğim buydu. Ayağa kalkacak mecalim yoktu. "Tanrım, lütfen." diye fısıldamaktan başka şey yapamıyordum.

"Alo! Bay Tomlinson, Harry iyi değil ve ben ne yapacağımı bilemedim. Onu kaldıramıyorum, direniyor." Duraksadı. "Pekala ben konumu atıyorum. Acele edin."

"Hayır," diye mırıldandım. "Hayır. İstemiyorum." Elimi yumruk yapmış karnıma bastırıyordum. "Gelmesin!"

"Harry, ben ne yapacağımı bilemiyorum." Sesi endişeliydi.

Ağlamak istiyordum. 'Gelmesin' diye bağırmak, yatağı dağıtmak istiyordum. Ancak halim yoktu. Daha fazla dayanamadım ve bilincimi uzun zamandır beni bekleyen karanlığa çekilirken buldum.

*****

"Meraklanmayın Bayım. O iyi olacak."

"Umarım."

"Ben sizi yalnız bırakayım."

Sessizce kapatılmaya özen gösterilen kapının ardından oda da bir canlıya ait belirti hissetmemiştim. Gözlerimi açıp da bakmaya korkuyordum. Çünkü her ne kadar hissedemesemde onun burada olduğunu biliyordum.

"Harold," diye fısıldadı. "Neden? Neden gittin? Ben senin evin değil miydim?" Elini elimde hissetmemle nefesim kesildi. "Aç o güzel gözlerini ve gül bana. Tanrım çok korkuyorum."

"Louis, git buradan." Gücüm yettiği kadar çıkardım sesimi. "Lütfen." Gözlerimi yorgunca açtım.

Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. "Pekala, gideceğim." Sesindeki düş kırıklığı kalbimi meşgul ederken konuşmaya devam etti. "Ancak iyi olduğundan emin olunca..."

"Ben iyiyim."

"İnatçılığı kes." Emirvari konuşması hoşuma giderken içimdeki gülme isteğini geri yuttum.

"Pekala."

Beni tekrarladı. "Pekala."

Sessizliğin hakim olduğu beş dakikanın ardından bir doktor içeri girdi ve Louis'den dışarı çıkmasını rica etti. Yüzündeki tuhaf ifade beni korkutmuştu. Louis'nin dışarı çıkmasıyla yanıma geldi.

"Bay Styles gerçekten kafa karıştırıcı ve bir o kadar da açıklaması tuhaf ve ah-" Eliyle gözlerini ovuşturdu. Diyeceklerini toparlamaya çalışıyor gibiydi. "Garip bir durum ama..." En sonunda pes etti. Yüzüne bir tebessüm yerleştirdi. "Bay Styles, sanırsam baba oluyorsunuz."

Az önce o bana ne söylemişti? "Ne?" diyerek düşüncelerimin tercümanı oldum. "Ben gayim ve kız arkadaşım olmadığına eminim."

"İşte garip olan kısım da burası... Hamile olan sizsiniz."

Selamlar, bu bölümün kısa oluşu sizi yıkmasın çünkü yb kısa zamanda gelecek

Sizi seviyorum ♥

SLEEPWALKER (Larry Mpreg)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt