9. Bölüm "Adliye"

116K 2.4K 483
                                    

Nefesimi tuttum. Bu çocuk nereden biliyordu? Emre ve Atalay ona gidip "Hey adamım, kız arkadaşına tecavüz etmeye çalıştık ama hatun elimizden kaçtı üzgünüz." mü demişti? Hayır, hiç sanmıyordum. "Ne demek dün gece ne oldu? Hey bak beni okulda sıkıştıramazsın tamam mı," sesim oldukça endişeli çıkmıştı.

"Bana dün akşam neler olduğunu anlat. Hemen." yutkundum. "Ne duymak istiyorsun?" soğuk bir sesle güldü. "Atalay gelip onların sana..." kelimeyi söyleyemediğinde yarım ağızla gülümsedim. Gülümsememe şaşırmış gibi şokla baktı. "Onlar bana?" gülesim gelmişti. Her şeyi yapan çocuk bir kelimeyi söyleyemiyordu. Utanıyor muydu yoksa?

"Onların sana tecavüz ettiğini söyledi." sesi yükselince çevredekiler bize şaşkın şaşkın bakışlar yollarken şok olma sırası bendeydi. Ellerimi dudaklarına götürdüm. "Bunu herkese yaymak zorunda değilsin." evet, yarım ağızla gülme sırası ondaydı.

"Bunu kabul mü ediyorsun? Bana istekli olduğunu söylediler." güldüm. "Ne? Aramızda hiçbir şey olmadı Koray cidden benimle dalga mı geçiyorsun bilmiyorum ama-" lafı uzatıp onu azarlamaya meyilliydim. Tabiki de tanıdığım Koray buna izin vermemişti.

"Sana bir şey yaptılar mı yapmadılar mı?" o iki orospu çocuğu nasıl bunu sevdiğim adama söyleyebilirlerdi? İşin kötü tuhafı Koray buna inanmış mıydı? "Elbette hiçbir şey olmadı!" koridordan geçenler normal olarak bize bakıp da geçiyordu tabi.

Ve akıllarından büyük ihtimalle şu cümle geçiyordu; "Bizim Avşar'ın bu yeni serseriyle ne işi var?" notları beş olabilirdi, ama eminim dışarıdan görünen şey bir serseri olduğuydu. Beyaz tenli, kimseyle konuşmayan ve tüm notlarının beş olduğunu iddia eden fakat dövmeli, elleri yara, bir kaşı kesik ve sürekli siyah giyinen biriydi işte. Bu tanıma uyan tek kelime Serseriydi.

Kimseyle konuşmaması ve kar tanesi gibi olması bir şey değiştirmiyordu.

"Bana bak kar tanesi, kimse bana bir şey yapmadı. Evet o karı gibi sakız çiğneyen Emre denedi ama sana karatede siyah kuşak aldığımı söylemiştim. Bana bir şey yapamadılar."

"Kar tanesi mi?" yüzünü buruşturdu. Kıkırdadım. "Hadi ama, senin tam bir serseri olduğunu bir tek ben biliyorum.Şu insanlar varya hiçbir şey bilmiyor. Hem masum görünüp hemde tehlikeli olabiliyorsun. Garip bir adamsın."

"Garip öyle mi? Bence garip olan sensin. Çıt kırıldım bir kız gibi görünüyorsun ama işlerini bitirmişsin. Bana neler olduğunu detaylı anlatacak mısın?" Allahım, bir çocuğun yüzü nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Güzel yüzünü avuçlayıp, avuç içlerimde onun yeni çıkmaya başlayan ve beyaz tenine çok yakışan sakallarını hissetmek istiyordum.

"Kaçarken kayboldum ve seni aradım." neyseki artık daha fazla dikkat çekmeden diğerleri gibi yürümeye başlamıştık. "Bana neden söylemedin?" sesi korkmuş gibi mi geliyordu? "Bak olay çıksın istemedim." ellerini saçlarından geçirdi. "Bana nasıl söylediklerini bir duysan... Onlarla yattın sandım." kıpkırmızı kesilmiştim. Kulaklarımdan alev çıkması an meselesiydi.

"Buna inandın mı?" gözlerinin içine bakmam gerekiyordu ama malesef yapamıyordum. "Sana tecavüz edebilirlerdi. Ve ben yanında değildim anladın mı?" suçlu mu hissetmişti? Benim yüzümden. Ah, aslında bu olay kötü de olsa onun benim için bir şeyler hissetmesi hoşuma gitmişti.

"Benim için endişelendin mi yoksa?" lanet kızarıklığım gidince önüne geçtim ve yandaki duvara yaslandım. Bana istediğimi vermeyerek "Evet," dedi "Sen olsan endişelenmez miydin?" yutkundum ve yanındaki yerimi aldım. "Aslına bakarsan seni bir daha oraya hiç götürmemeliyim. İkimzin sevgili olduğuna deliren bir sürü insan var. O Emre senin peşini bırakmayacaktır."

Aşk ve NefretWhere stories live. Discover now