21. Bölüm "Kokain"

75.1K 1.7K 315
                                    

 

Karataş ailesinin, eşi dostu o kadar çoktu ki, sabahın sekizinden beri misafir ağırlamamıza rağmen, akşam saat yedi de, hala gelen vardı. O kadar çok çay, o kadar çok ıvır zıvır yapmıştım ki, düşünecek fırsatım olmamıştı.

Bunu aslında ben istemiştim. Polisin de dediği gibi, katilin benim çevremden olması, yüzde doksan dokuzdu. Geri kalan olasılık ise bunların bir tesadüf olduğunu söylüyordu.

Bunu öğrenen babam, peşime bir koruma takmıştı. Onu ben görmüyordum. Hatta neye benzediği bile bilmiyordum ama sözde beni koruyordu ve birilerinin beni gözetleme olasılığına karşılık onu da izliyordu.

“Avşar, Manisa’dan yeğenleri gelmiş. Altı kişiler. Çay koy.” Dedi Şule kızarmış gözler ve dağılmış saçlarla. O kadar çok çay bardağı yıkamıştım, o kadar çok ağıt, ağlama sesi duymuştum ki, ölen kişiyi tanımasam bile psikolojim bozulurdu.

Tam iki çay bardağını kırmıştım. Biri elimde parçalanmıştı ve elimin acımasına rağmen hala bir şeylerle meşgul olmaya çalışıyordum. Yoksa delirirdim. Bir şeylerle meşgul olmazsam, kafayı yerdim.

Arkadaşımın katilinin asıl hedefi bendim.

Hatta rica edince bizimkiler yeni çay bardakları almışlardı. Sanki gideni geri getirebilirmiş, sanki onun acısını dindirebilirmiş gibi bir de gelirken pasta börek alanlar vardı. Onları tabaklara koyup midelerine yolluyorduk.

“Tamam, sen şu bardakları yıkayadur, bende çayları koyayım.” Şule’yle meşgul olmak için dur durak bilmeden çalışıyorduk.

“Helvayı yaptım ben.” Dedi titrek bir sesle Gizem. “Tamam, çaydan sonra yollayalım onu da.”

Vakit kaybetmeden çayları doldurduğum gibi tepsiye yerleştirdim ve Şule’de servis yapmak için ayrıldı.

“Avşar dinlen biraz.” Durduğumda başım döndü ve düşmemek için mutfak masasına tutundum. “Biraz dur lütfen.” Dedi Gizem. O da çok kötüydü ve yaptıkları ortaya çıkacak diye çok korkuyordu.

“Gizem bak, son kez soracağım…”

“Yok Avşar! Yemin ederim ki, bizden habersiz birlikte olduğu biri yok olsa bilirdim zaten. Sürekli beraberiz.”

“Eski sevgilileri…”

“Bilmiyorsun sanki. Onun hayatında erkeklere yer yoktu Avşar!”

“Şüpheli hiç mi biri yok? Kafayı yiyeceğim Gizem.”

“Biliyorum, haklısın. Ama sakinleş. Düşünme şunu tamam mı?”

“Bak eğer benden gizlediğini bir şey varsa…”

“Yok! Hem bak, telefonun çalıyor.”

Konuşmadan sıyrılıp çalan telefonuma baktım. Koray belki de yüz defa aramıştı. Hatta Şule’yi bile aramıştı. Sessize almama rağmen telefon ısrarla titriyordu. Dayanamayıp açtım.

Aşk ve NefretWhere stories live. Discover now