5.3

430K 26.3K 4.2K
                                    

Sabah hazırlandım ve okula gittim. İlk ders Avni Hocanındı. Güç bela atlattım, ertesi derste Alev karısınındı valla bunu kolay atlatamadım. Her neyse zil çaldı ve okulun arka bahçesinde ki banklardan birinin üzerine oturdum. Selen arkadaşım olmasına rağmen aramızda tam bir dostluk yoktu. Genelde yalnız takılmaya severdim. En iyi arkadaşım müzikler ve kitaplar olurdu. Hoş uzun zamandır doğru dürüst kitap okuduğum da yoktu.

Beni affet Sabahattin Ali, kusura bakma Veronica Roth sen de bakma bana öyle Kibariye. Ay bu karı şarkıcıydı.

Kendi kendime bakırköy delileri gibi otururken Mustafa Alp Beyin silueti üzerimde belirdi.

"Kaysana," dedi düz bir sesle. Başımı yukarı doğru kaldırdım ve gözüme gelen güneşi ellerimle kapatmaya çalıştım.

"Tipin gibi mi?"

"Bu evet demek mi?" diye sordu. Gözlerimi devirdim. "Seni üç hayırla yolluyorum. Hadi git."

"Gitmem," dedi yanıma oturarak. Dişlerimi sıktım. "Konuşalım," dedi hevesli bir sesle.

"Beni nasıl kandırdığını mı anlatacaksın?" diye sordum.

"Hayır, sana nasıl âşık olduğumu," deyiverdi. Kalbim sebepsiz bir hızla çarpmaya başlarken parmaklarımı tahtanın üzerine koydum.

"Bugün hoca sınıfta âşkın tanımını sordu, bende seni anlattım."

Ona doğru döndüm ve şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm. "Millete adımı mı söyledin?"

Kolunu omzuma doğru atmaya yeltenirken, onu hızla durdurdum ve sertçe yüzüne baktım.

"Hayır," deyip maviye çalan gözlerini kıstı. "Adı bende saklı hocam. Bilmenize gerek yok ama bir görseniz âşk lafı onu görse önünde diz çöker dedim."

Kaşlarımı yukarı kaldırırken dudaklarım aralandı. Gerçekten bana âşık mıydı yoksa goy goy mu yapıyordu? Eğer hisleri de kendi gibi yalansa seni hiçbir zaman affetmem çocuk. Ki zaten onu hâlâ affetmişte sayılmazdım.

"İyi," dedim ve arkamı döndüm. Sırt sırta verirken güldüğünü fark ettim. İstemsizce bende gülmeye başladım. Ne oluyor lan? İki tatlı söze tav olacak değilim herhalde?

Cebim titrediğinde telefonu elime aldım.

A: Bir seni sevdim çok saçma.

A: Çok saçma ulan buradasın dokunamıyorum çok saçma.

Ulan. Ulan Mustafa Alp Levendoğlu ya da kısaca Mal.

A: Buradasın öpemiyorum çok saçma.

Nida: Yavaş gel.

A: Ne yapayım kızım replikler böyle.

Nida: Ahdhdjdjd geri zekalı

A: Shjdkdkkd salak

Nida:

Nida:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

A:

A: Bana böyle yazıyorsun ya sana böyle bakıyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


A: Bana böyle yazıyorsun ya sana böyle bakıyorum.

Nida: Lan çok tatlı

A: Öyleyimdir

Nida: Sen değil geri zekalı

A: Bana diyeceğin günlerde gelecek.

Nida: Ne zaman?

A: Sen şu inadını kırdığın zaman.

Nida: Zor kırılır o inat haberin olsun.

A: Zaten zor bir kız olduğun için bu oyunlara girdim. Merak etme, zoru severim.

Yüzüm kızarırken bu konuşmaya devam etmek istemedim çünkü zil çaldı. Banktan kalktığımda arkamdan seslendi.

"Nida?" Adımı söylediğinde duraksadım. Arkamı dönmeme gerek kalmadan konuşamaya devam etti. "Bir şey unutmadın mı?"

Anında yüzüme sinsi bir gülüş yerleştirip arkamı döndüm.

"Yallah."

ÇEVRİMİÇİ Where stories live. Discover now