İlk yorum sjjskd
Dün gece Çevrimiçi'ne tanıtım videosu hazırlayım dedim. Telefonuma uygulama indirdim ve başladım hazırlamaya. Neyse, hazırladım sen kaydetme tuşuna bas o da desin ki hafıza yok. Sonra uygulama kapandı. Tabi bana bir fenalık geldi. O kadar uğraştım. Neyse dedim Sümeyye sakin ol ve tekrar dene.
Ve denedim, yaptım. Yalnız hem ikinci çalışma ve hem de telefondan yaptığım için video da birkaç yazım hatası görebilirsiniz. Şimdiden kusura bakmayın.
Videoyu beğendiyseniz, beğenme tuşuna basıp kanalıma abone olabilirsiniz. KdlwlldE o zaman bölüme geçelim.
Yine bir gün adeta bir Meryem Uzerli edasıyla tükenmişlik sendromuna yakalanmış, coğrafya dersinden çıkıp kafamı baygınca sıranın üzerine bırakmıştım.
Selen sakin bir şekilde tahtada ki notları defterine geçirirken ben de onu izlemeye başladım. Not tutmak da neymiş? O beni tutsun.
Sınıfta ki gürültü kantine veya bahçeye çıkan öğrencilerle azalırken ben de gözlerimi Selen'in çizgili defterine odaklayarak nedensizce sırıtmaya başladım. Mustafa aklıma her gelişinde beni bir tebessüm rüzgârına sürüklüyordu.
Hafifçe iç çektiğimde, Selen bunu duymuş olacaktı ki, tahtaya bakıp yazmaya devam ederek, "Ne sırıtıyorsun kendi kendine?" diye sordu.
"Hiç," dedim yumuşak bir sesle.
"Bana pek hiçmiş gibi gelmedi."
Gülüşüm büyürken, doğruldum ve dudaklarımı ıslatıp Selen'e döndüm. "Sana bir şey söylemem lazım."
"Ne gibi?" diye sordu yazmaya devam ederek.
"Hayatımda biri var," dediğim an yazdığı satır bozuldu ve kalem dışarı taştı. Selen gözlerini büyüterek bana döndüğünde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Anlamadım?"
"Nesini anlamadın? Biri var hayatımda diyorum."
"Ne zamandan beri?" diye sorduğunda kaşlarımı yukarı kaldırdım ve zihnimi geçmişe yönlendirip hemen toparladım.
"Uzun zamandır desek doğru olur mu acaba?"
"Ve benim daha yeni haberim oluyor?" dediğinde sesinde ki sitemi fark edebilmiştim. Beklemeden koluna dokundum ve yanına yaklaştım. "Ya tamam haklısın ama ciddi olduğunu anladığım anda söylemek istedim."
"Derken?" dedi sol kaşımı hafifçe kaldırarak. Yüzümde manasız bir tebessüm belirdi. "Yani şöyle ki, ben onunla 5 dakika ilerisini değil 5 yıl sonrasını hatta ömrüm yeterse 50 yıl sonrasını bile görebiliyorum ve istiyorum."
Evet istiyordum. Benim geleceğim Mustafa'dan ibaretti. Onsuz bir günümü hayal dâhi etmek istemiyordum.
"O kadar diyorsun yani?" dedi şaşkınlıkla. Başımı aşağı yukarı salladım. Sonra Selen dudaklarını kıvırıp geriye yaslandı. "E kimmiş bu çocuk?"
Gözlerimi kaçırdım. "Mustafa Alp."
"12-C? Basketbol takımında ki Mustafa Alp?"
"Hı hı," dedim usulca.
Selen dudaklarını büktü. "Helal olsun. Ama sana da helal olsun. Demek bunca yıllık saplık istikrarını o çocuk bozdu he."
"Bozdu valla," dedim hayran hayran geriye doğru yaslanarak. Ay yok ben iyice bozdum kafayı onunla.