13: "Zehir"

63.1K 1.6K 182
                                    

Aşağıya indiğimde Baran tek başına kahvaltı yapıyordu.

-Beni bekleseydin keşke.

dedim.

Cevap vermedi ve benimle göz teması dahi kurmadı.

-Neden konuşmuyorsun benimle dilini mi yuttun?.

-Konuştum oldu mu?.

-Sen niye sabah sabah böyle sinirlisin Baran?.

-Beni sinirlendirmek mi istiyorsun?.

-Uğraşamam seninle.
Diyerek  mutfağa gittim

Kendime bir şeyler hazırlıyordum ki Baran'ın elindeki sarma şeklindeki sigaraya benzer şey dikkatimi çekti.ama bu sigara değildi.yanına gidip "Ne içiyorsun sen" dedim.

-Seni ilgilendirmez.

-Uyuşturucu mu kullanıyorsun sen?.

-Seni ilgilendirmez.

-Benimleyken içemezsin.
Deyip elindeki uyuşturucu maddeyi aldım.

-Ver şunu bana.
Diyerek üstüme yürüdü.

-İçmeyeceksin ölmek mi istiyorsun?.

-Belki de.

-Ölmeni istemiyorum baran neden içiyorsun?.

-Bana iyi gelen tek şey o çünkü, şimdi onu bana ver hemen!.

Uzattığı elini itip yere attım ve üstüne sertçe bastım.
 Derin bir nefes alıp gözlerini kapatıp eliyle başını tuttu.

sonra sakinleşip elini pantolonun cebine atıp kutudan yeni bir tane çıkardı.

-Peki bende yenisini içerim.

-İç tabi acılarla yüzleşmektense kaçmak en kolayı sen korkağın tekisin!.

Geri dönüp,"Sen acının ne olduğunu nerden bileceksin?" Dedi.

-Haklısın nerden bileceğim,burda acıların efendisi duruyorken.

Üstünü çıkarıp gömleğini koltuğun üstüne attı sonra elimi tuttu ve göğsündeki yarasının üstüne götürdü.

-Dokun.
Diyerek elimi üstüne bastırdı canının yandığı belliydi.

-Yapma.

-Neden acılarımla tanışmak istemedin mi,bak bu bir acı kaynağıdır.

Sırtını döndü ve sırtındaki yarayı gördüm,

-Dokun,dokunsana!.

Elimi arkadan tutup yarasının üstüne götürdü.

-Dur!.

-Bak buda bir acı.

-Canın yanıyor Baran dokunmak istemiyorum.

-Çok mu umurunda canımın yanıp yanmadığı.
Dedi arkasına dönüp yüzüme bakarak.

Gözlerim dolmuştu ve ona sıkıca sarıldım bu ona ilk sarılışımdı içten.
Bana sarılmadan öylece karşımda durdu.
Sonra beni itip "Kural ihlali yapıyorsun yapma!" dedi.

-Özür dilerim ama amacım sana destek olmaktı.

-Özür dileme,yapma Beyza yapma,bana böyle bakma,dokunma,böyle gülme,benim dünyam da bile bu kadar mutlu olman canımı sıkıyor.

-Affedersin,bir daha hiç birini yapmam.

-Ben seni üzerim Beyza,hem de çok canın yanar nefes alamazsın.

-Haklısın saçmaladım, artık gitmeliyim.

Arkamı döndüm ve dışarı çıktım,sahilde deniz'in kenarında yürümeye başladım dalgaların savurduğu sular bileklerime çarpıyordu.
Ben bu adamdan etkileniyor muydum,yoksa sadece acıyor muydum,vicdanen miydi Ona duyduğum karmaşık duygularım.
Başımı çevirip Eve doğru baktığımda dışarı çıkmış kahvesini içiyordu ve uzaktan bana bakıyordu.

Eve geri döndüğümde saatler geçmişti hava neredeyse kararıyordu.
Sallanan koltuğunda uyuya kalmıştı yanından sessizce geçerken kolumu tuttu.

-Hazırlan defileye gidiyoruz.

dedi.

-Ne defilesi ya.

-Bir arkadaşım çağırdı karımla geleceğimizi söyledim.

-Bana sordun mu?.

-Sormak zorunda olduğumu düşünmüyorum,uzatma Hadi hazırlan.

Birde başıma bu defile işi çıktı ne giyecektim ki bavuluma koyduklarım defile için uygun değildi.
En uygun bulduğumu giydim.

Baran'ın siyah ve lacivertten başka giydiği bir renk yoktu benim ona göre çok renkli bir tarzım vardı.

Odamdan çıktığımda Baran hala odasındaydı odasının kapısına geldiğimde küfürler ettiğini duydum.

Kapıyı tıklatıp yardıma ihtiyacı olup olmadığını sordum.

-Gel.
Dedi.

İçeri girdim Baran pantolonunu giymiş siyah deri kemerini takmaya çalışıyordu.

-Yardım etmemi ister misin?.

-Kemerimi geçir.

Kemeri alıp pantolonun deliğinden geçirdim.

-Başka bir şey?

-Gömleğim.

Gömleğini alıp kolundan geçirdim şuan birbirimize bir nefes kadar yakındık saçlarım Baran'ın burnuna çok yakındı belli etmese de saçımı kokluyordu.

Gömleğinin düğmelerini iliklemeye başladım göz teması dahi kurmuyordum bilerek.
Son düğmeye geldiğim de gözlerine baktım.
Bana bakıyordu,öksürüp kendimi geri çektim.

-Hazırsın.

Aynaya baktı ve saçlarını düzeltti.

-Çıkalım.

-Balayımızın ikinci gününde defileye gidiyoruz tam hayal ettiğim bir evlilik.

dedim.

-Sen buna balayı mı diyorsun?.

dedi.

-Haklısın evliliğimizin gerçek olmadığı gibi bu da saçma bir şey oldu.

-Balayımız güzel geçebilirdi eğer sen daha uysal ve uslu bir kız olsaydın.

-Bu hiçbir zaman mümkün olmayacak,Hadi gitmiyor muyuz?

Ellerini iki yana açıp kafasını salladı.

Yat'a binip Şehire geri döndük orada Baran'ın şoförü ve arabası bekliyorduk,gelince arabaya bindik ve defilenin olacağı yere geldik arabadan indiğimizde etrafımızı gazeteciler çevirdi Baran kolunu uzatıp koluna girmemi söyledi.

-Sakın ağzını açayım deme!.

dedi beni uyararak.

Gazeteciler bir sürü soru sormaya başladılar ışıklar ve kameralar her yerdeydi.

Mikrafonlar neredeyse ağzımıza girecekti.

"Baran bey hakkınızda çıkan söylentiler doğru mu?"

Zor MafyaWhere stories live. Discover now