FİNAL ✿

1.4K 127 284
                                    

"Bunu mu oynayacağız şimdi? Neden sürekli ergence şeyler oynuyoruz?"

Tıpkı Mikasa'nın doğum günündeki gibi Christa, "Bizler ergeniz de ondan." diye cevapladı soruyu. Çoktan gece olmuştu fakat haylaz gençleri bir türlü uyku tutmamıştı. "Hem böyle bir gezide şişe çevirmece oynanmadan olur mu? Levi dışında kimsenin itirazı yoksa şişeyi ortaya bırakıyoruz?" 

Yapacak daha iyi bir şeyleri olmayan arkadaş grubundan onaylarcasına bir mırıltı çıktığında Eren umarsızca kampa getirip içtiği cam soda şişesini geniş dairelerinin olabildiğince ortasına koydu. Öğretmenleri çoktan çadırına çekilip uyuduğundan kendilerini rahatsız edecek kimse yoktu fakat yatma saatinde ateşin başında toplanan gençlerin başı yakalanırlarsa büyük belaya girecekti. Adrenalinin getirdiği hisler sayesinde hava buz gibi dahi olsa terlmeyi başarmışlardı. 

Herkes dik dik şişeye bakınca Connie,"O zaman ben çevirebilir miyim?" dedi. Kendisiyle aynı anda şişeye uzanan Petra ile kısa bir süre bakışmışlardı. Connie sözlü dile getirmişti ve Petra'da direkt olarak hamle yapmıştı. İkisi de aynı anda harekete geçmiş sayılırdı. Connie centilmenliği kenara bırakıp şişeyi Petra'dan kapacağı sırada Levi çoktan şişeyi  onun önünden almış ve Petra'ya vermişti. "A-Ama..."

"Tch, Petra çevirsin." dedi Levi, Connie'nin yüzüne bakmadan. Ona zaten ormandaki mesele yüzünden fazlasıyla kinliydi. Şişeyi çevirmek isteyen kişi bırak Pera'yı Mikasa olsa bile şişeyi ona verirdi. "Altı üstü aptal bir çevirme, Keloğlan. Ağlamayı kes."

"Hey! O sadece hamle yaptı ve ben hem konuştum hem hamle yaptım! Şişe benim hakkım!"

"Ne yapalım Connie şişeyi ortadan ikiye mi bölelim? Sus işte."

"Ama-"

"Sus dedim."

"Neden kimse şişeyi alamadığım hakkında arkamda durmuyor?!"

Sasha, ateşte ısıtıp ısıtıp yediği patatesten büyük bir lokma aldıktan sonra ağzından patates saça saça Connie'nin sırtını okşamaya başladı. "Kimsenin umurunda değil çünkü. Biraz patates ister misin? Sana çeyreğin çeyreğini verebilirim."

Connie, gözlerini etrafta gezdirip kollarını göğsünde birleştirdi. "Çeyreğinin çeyreği, ha? Bence herkes burada düşman kesildi bana."

Connie'nin huysuz söylemlerine rağmen Petra durum daha fazla uzamasın diye halinden memnun bir şekilde şişeyi çevirdi. Şişe uzun bir süre döndükten sonra soru kısmı Hange'ye, cevap kısmı ise ateşin kenarında uyuklarken az kalsın sarı saçları kül olacak Reiner'a gelmişti. Reiner, uzun bir süre olayın ne olduğunu kavramaya çalışırken cesaretli olmakla ilgili uzun cümleler içeren birkaç şey zırvalayıp uyku sersemi haliyle ayağa kalkmaya çalıştı fakat Bertholdt onu yatıştırmayı başarmıştı. 

"Bunu cesaret dedin olarak kabul ediyoruz sanırım," dedi Hange kafası karışmış bir şekilde saçlarını kaşırken. Gözlüğü burnunu yara yaptığından yüzünü buruşturdu. "Christa'ya yanaktan bir öpücük verebilirsin bence."

Reiner, bunları duyar duymaz ayılmıştı. Hışımla ayağa kalkarken fazla istekli görünmemek için üstünü silkeliyor gibi yaparak biraz oyalandı. "Ah, tüh, çok zor." derken kimse ona inanmıyordu, Bertholdt bile. Christa'nın yanına geldiğinde utangaç kızın yanağına doğru yaklaştı. "Kimse bana bu oyunda güzel ödüller olduğunu söylememişti. Yani- Hayır! Ödül değil. Haha. Korkutucu. Fenalaştım bak şimdi. Nasıl yapacağım-"

Reiner daha cümlesini bitiremeden Ymir'den ensesine yediği tokatla gerçekten de fenalaşmıştı. Koskoca kaslı genç kütüğün üstünde bilinçsizce yatarken Ymir, Christa'yı iyice kendine çekerek gözlerini kıstı. Hange'ye istediği kaosu vermişti. "Kimse Reiner'ı öpücük sırasında bayıltamam dememişti sonuçta." 

Impossible (Levi x Petra)Where stories live. Discover now