Başka hayal kırılığına yer yok

417 24 10
                                    

2 dakikadır öylece durduğuma kalıbımı basabilirim sonunda kendimi toparlayıp karşımdaki kollarında Urası tutan sürtüğe baktım.Kesinlikle Urasa bakmak istemiyordum.Kızda öylece susuyordu.Sonunda ağzında birşeyler geveledi.

"Sanırım fazla kaçırdık ama Uras haddinden fazlasını" dedi ince ve tiz sesi bi kaç kelimeyi zor söyler gibiydi.Onu daha fazla dinlemeye niyetim yoktu.Salak salak sırıtıp duruyordu.Uzanıp istemsizce Urası kollarında çektim.Yalancı bi gülümsemeyle "Ah sende kaçırsaydn ne olurdu acaba" dedim ve içeriye adım attım.Arkamı döndüğümde şarkı mırıldanmaya başlamış çarpık çarpık yola doğru yürümeye başladı.Hiç mi endişesi yoktu bu halde sokaklara dalıyordu.Ben onun  yerinde olsam bana yalvarırdım benide içeri al diye neyse ki onun yerinde hiç bir zaman olmazdım buna emin olabilirsiniz.Kollarım acımaya başlamıştı bi süre daha ona arkasından baktım dapdar giydigi uçları salaştan siyah elbisesiyle baştan çıkarıcı ve korkusuzca ilerliyordu.Kapıyı kapatıp tamamıyla kendinden geçmiş Urası salona sürükleyip ortaya atıp odama çıkmayı çok ama çok amaçlamıştım.

Ama ben insanları yüzüstü bırakamazdım.

"Eşşeğin tekisin" dedim ve bunu hatırlamayacağını bildiğim için saçlarını karıştırdım.Zorlukla güçlükle o koca bedenini yukarı taşıyabildim.Yine o harika Uras kokan ve baştan aşağı onu anlatan odasının eşiğinden geçtik öylece yatağa bıraktım.Ağzından bi küfür mırıldanınca olduğum yerde ağzım açık kalakaldım."Ne..ne..ne.. dedin? hadsiz seni" dedim tam geri çekilecektim ki.Kolumdan çekiştirmeye başladı."Bu hadsiz seni yanında istiyor" dedi cümleyi anlamak için 1 dakikamı verdim.Konuşmak için sarfettiği çabayı ben bugün yitirdim.Zaten şuanki zayıflığından ötürü hızla kolumu çektim."Benim bir hadsize ihtiyacım yok" dedim ve hızla odadan çıktım.Yine lanet olası yanaklarım ıslanmaya başlamıştı.

En ufağından bir cümlesi bakışı hareketi canımı çok yakıyordu.Neden akıyordu bu aptal yaşlar.Ben güçsüz değilim.Durup gözlerime vurarcasına sildim ve odama girip yatağıma girdim.Saat 5e geliyordu.Uykumun içine etmişti.Duygularımın, hayatımın, düşüncelerimin, kafamın resmen beni eline geçirmişti sanki.Ne denli birine bu kadar alışmıştım bağlamıştım kendimi.

Aklımdan düşünceleri savurup gözlerimi yumdum.Biran önce sabah olsun ve işime gideyim kafam dağılsın istiyordum.

*      *            *           *            *             *

"Sadece biraz dalgınım kusura bakmayın" diyerek kendimi savunuyordum.Ama bugün ikinci kahveyi devirişimdi ve ciddi anlamda sinirlerim bozuktu.

"Önemli değil Hira iyi olmadığını görebiliyorum çık bugün fazla yoğunda değiliz kafanı dağıt iyi hissettiğinde gelirsin" dedi çok değerli patronum.

Ne yapacağımı bilmiyordum.Sabah geceki aradan sonra 3 saat uyumuştum.Uyandığımdaysa onu görmemek için dualar ediyordumki çok şükür görmemiştim.Hızla giyinip dışarı attım kendimi.Nuriye de yürümek istediğimi söyleyip yürüyerek gelmiştim.Beni rahatlatacağını düşünmüştüm.

Ama bugün anlam veremedğim gerginlik beni rahat birakmıyordu.Kafamı sallayıp önlüğümdeen kurtuldumTelefonumu ve çantamı alarak dışarı attım kendimi.Hava serindi sıcak ama serindi.Hoşuma gitmişti.Saat henüz öğlen 2ydi.

Sahile kadar yürüdüm sonunda bir simit alıp kenara mermere oturdum.Yemek yememiştim açtım ama iştahım yoktu simitten bir ısırık aldım ve kulaklığımda çalan müzikle beraber sahile bakıyordum.

Yaklaşık 15 dakikadır aynı seronomiyle tekrarladım.Simitim bittiğinde üstümü sirkeledim.Bi el omzuma dokunduğunda ürktüm.Omzumun üstünden geriye doğru baktım.Çok tanıdık gelen yakışıklı bir yüz vardı karşımda fakat pek çıkaramadım kim olduğunu

İlk AşkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora