-29- Velet

1.8K 129 31
                                    

Dün hastaneye gittiğimiz için yorgun düştük. Tae ile bu yüzden ikimizde yataktayız. Ve şuan benim yakışıklı mı yakışıklı kocam mışıl mışıl uyuyor.

Saat daha 8 olsada zaten okul 9.30 da o yüzden sıkıntı yok. Bu yüzden tae yi uyandırmayıp saçını okşuyorum. Zaten Tae de birazdan uyanır. Yani ben öyle umuyorum.

Evet düşündüğüm gibi oldu. Bi 5 dakika sonra kıpraşmaya başladı. Bende gülümseyerek saçını okşamaya devam ettim. Gözlerini iyicene açtı. Ve bana gülümsedi.

-Günaydın kocacım.
-Günaydın karıcım dedi mayışmış sesi ile bende bunun üzerine güldüm.
-Hadi saat 8.30 a gelecek neredeyse hazırlanıp kahvaltı yapalım. Sonrada okula gideriz. Ama ilk iş Jungkook oppa mı uyandırmak. Dedim.
-Sen uyandır. Bende kahvaltı hazırlayayım. Olur mu? Dedi.
-Sen uyandır bu seferde ben size kahvaltı hazırlamak istiyorum. O yüzden sen kaldırabilirsin. Dedim.
-Bunu kabul etmiyorum ben o küçük velet i uyandırmam uyandırınca çok kötü oluyor. En azından sana birşey demez sonuçta hem kuzeninin hemde iki can taşıyorsun. Dedi ve bana göz kırptı. Bende pes ederek.
- Peki senin dediğin gibi olsun ama bir daha kine ben kahvaltıyı hazırlayacağım. Tamam mı?
- Tamamdır. Karıcım seni çooooook seviyorum.
- Bende seni çooooook seviyorum kocacım dedim ve yanağından öperek yataktan kalktım. Sıra Jungkook oppamı uyandırmakta.

Rutin işlerimi halledip üzerimi giyindim.

Giydikleri

Sıra Jungkook oppamı uyandırmakta

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sıra Jungkook oppamı uyandırmakta. İnşallah kötü birşey yapmaz. Of oppa neden sen kendin erken uyanmıyorsun. Senin sayende korkuyorum. Bana ne yapacağını kestiremiyorum. Sonuçta ben senden herşeyi beklerim.

Kapının önünde geldim. Ve şuan kapıyı açıyorum. Sende yatağında mışıl mışıl uyuyorsun. Seni böyle görünce uyandırmak istemiyorum. Ama senin yüzünden hepimiz okula geç kalabiliriz.

Bu yüzden sana kıyacağım. Beni affet oppa ama elimdeki soğuk su ile seni uyandırmak beni biraz değil çok korkutuyor. Hem uyandığında yüzünü yıkamak için lavaboya gitmene gerek kalmaz. Nede olsa senin yüzünü ben elimdeki soğuk suyu ile yıkamış olacağım.

Suyu elimde tutuyorum. Ve sana bakıyorum. Ve şimdi 3 e kadar sayıp soğuk suyu başından aşağı dökeceğim. Beni affet. 1 2 ve 3

Suyu döktüğüm an hemen yataktan zıpladın. Hemde çok sinirli bir şekilde bana birşey yapmazsın değil mi çünkü ben senin arkanda korkudan ölmek üzereyim. Ama ben daha çok gencim. Reşit bile değilim. Ama sen bana birşey yapmazsın Bu yüzden korkum biraz dinmiş olabilir.

- Soğuk suyu kim yüzüme döktü. Dedin.
- Ş-şey oppa ben dökmüş olabilirim. Dedim jungkook oppama köpek bakışı atarken.
- Neden soğuk su döktün seslenerek uyandırabilirdin. Dedi.
-Oppa senden bahsediyoruz. Sen ve seslenmekten uyanmak. Allah aşkına bu yüzden sen alarm kurmuyorsun. Çünkü sese uyanmazsın. İllaki işkence görmen ya da kendin uyanman gerek bu yüzden bende seni işkence ile uyandırdım. Dedim ve gülümsedim.
- Tamam bu sefer birşey demiyorum. Ama bir daha soğuk su ile uyanırsam kim olduğunuzu tınlamam dalarım. Anlaşıldı mı? Küçük cadı dedi bende kafamı salladım ve oppama sıkıca sarıldım.
- Tamam kız boğdun beni nefes alamıyorum. Dedi.
- Tamam be insan kuzenine de sarılamıyor. Dedim. Ve kapıya doğru gittim. En azından çıkayım da üzerini giyinsin.

Aşağıya indiğimde kahvaltı hazırdı. Allah allah bu adam nasıl bu kadar hızlı kahvaltı hazırlayabilir anlamıyorum.

- Kocacım acaba sen nasıl bu kadar hızlı kahvaltı hazırlıyorsun yoksa başka birisi mi gelip sana yardım ediyor.
- Hayır sadece elim işlek ve hep kahvaltı hazırlaya hazırlaya elim alışmış. Dedi ve yanağımdan makas aldı. Bende gülümseyerek masanın başındaki sandalyeye oturdum.

- Eeee şöyle bakalım jungkook velet ini nasıl uyandırdın.
- Ne olsun yani sadece soğuk suyu yüzünden aşağı dökmüş olabilirim. Dedim ve gülümsedim.
- Ah onun o halini görmek isterdim. Dedi ve güldü.
- Nasıldı biliyormusun? Saçları gözüne kadar ıslaklıktan dolayı girmiş. Bu yüzden sanki saçını lama yalamış gibi gözüktü. Ama ben ona böyle gözüküyor demedim. Zaten zor kurtuldum. Ama çok komikti. Dedim ve ikimizde kahkahalarla gülmeye başladık.

- Oooo bakıyorum da benim dedikodumu yapıyorsunuz. Hemde saçlarım lama yalamış gibi durmuyordu bir kere tamam mı?
- Tabi canım oppamın saçları hiç öyle olur mu onun kisi inek yalamış gibi gözüküyordu değil mi? Dedim ve gülümsedim.
- Eve- Ha hayır öylede gözüküyordu. Sadece benim saçım beni öyle daha da yakışıklı gösterdi. Tamam mı? Hadi Şimdi susun da yemeğinizi yiyin benimle de bir daha böyle dalga geçmeyin. Üzülüyorum. Dedi ve gözlerini ellerine dikti. Bende hemen oppamın yanına gidip sarıldım. Sımsıkı sarılıp yanağını öptüm.

- Hadi bakalım koca ergenliğini bitirmiş bebek yemeğini ye dedim. Ve güldüm.
- Sen önce kendine bak ergen olan sensin ve koca bebek olanda sensin yukarıda korkulu sesin ile konuştuğunu kocan biliyor mu? Yani senin benim yeni uyanmış masum yüzümden korktuğunu biliyor mu?dedi bende kafasına vurup
- Bir kere sen uyandığında masum olmuyorsun belki kendin uyandığında olabilir ama başkası uyandırdığında o kişiye sende işkence çektiriyorsun. Dedim ve yerime geçtim.

Ondan sonra hiç konuşmadık. Ve kahvaltımızı yaptık. Kahvaltımızı yapıp okula gittik. Ve yine her zaman ki gibi dersleri işlemeye başladık.

Karşınızda yine ben sınır geçmemiş olsa bile ben attım. Bu yüzden bu sefer sınırı daha çok yapacağım. Bu arada sizi seviyorum çingular.

Sınır

10 Volte ve 25 Yorum

770 kelime ;)

TEACHER  [KTH]Where stories live. Discover now