17.BÖLÜM - BEKLEYİŞ

24.2K 1.5K 191
                                    

Fazla bekletmeyim dedimmmmm =) soluksuz bir bölüm sizlerle... keyifli okumalar...

Nazelin bir saate yakın oturduğu sandalyeden içindeki o kötü hisle kalktı. Şimdiye kadar gelmiş olması lazımdı. Sabah Timur’un yolladığı mesajı açtı. Gözünden akan yaşla bir daha okudu.

T: “Bugün en geç beşte yanında olacağım. Sonsuza kadar seni yüreğime, hayatıma ve kendime katacağım. Artık sadece birbirimizin olacağız. Yüreğimdeki tüm zincirlerimden senin gözlerin sayesinde kurtuldum. Şimdi de hayatımdaki zincirlerimden kurtulacağım. Bekle beni...
Ama eğer gelmezsem... Bil ki...”

Mesajı kapattı, saat altıyı geçiyordu ama hava çoktan kararmıştı. Camdan dışarıyı izledi. Her yeri görebilen bir rezidansın en tepesinden izliyordu İstanbul boğazının ışıl ışıl görüntüsünü. Bu yükseklik onu bir an korkuttu. Ellerini ürpererek bedenine sardı ve hazırladığı sofraya baktı. Şöminenin ışığı yansıyordu her yana. Gözlerinden akan yaşları elinin tersi ile sildi. Tekrar dışarı baktığında yavaş yavaş yağmaya başlayan karı gördü ve gülümsedi.
“Gelseydin... Bembeyaz bir başlangıç olacaktı.”

***

Timur mahkemeden çıktığı an kravatını çekiştirerek çıkardı ve hızlı adımlarla oradan çıkmaya çalışıyordu. Boğulacaktı yoksa.
“Timur!” diye bağırdı o duymak istemediği ses.
Gözlerini yumdu ve bir iki saniye duraksadı. Sonra gözlerini açıp, ardına baktı.
“Ne var?” sesi istemsiz sert çıkmıştı.
Kadın sinsice gülümsedi. “Bence annenle bir görüş. Sana ve Timuçin’e anlatmak istedikleri vardır.”

Timur kaşlarını çattı. “Neyin peşindesin Allah aşkına?”
“Mesela Timuçin annesinin katilinin senin annen olduğunu ve bunu sırf kadını kıskandığı için yaptığını bilse, bir daha senin yüzüne bakar mı? Ya da ne yapar?”
Timur gözlerini kocaman açtı ve kadının kolundan tutup sıktı. “Sen nasıl bir şeytansın? Neler saçmalıyorsun böyle?”
Kadın kolunu çekiştirdi. “Saçmalık değil, doğru. Annene sorabilirsin. Şimdi Timuçin’in kaderi senin dudağının arasında. Bakalım ne kadar dürüst bir abisin? Ona her şeye rağmen doğruyu mu söyleyeceksin, yoksa saklayıp, bu yalan hayatı sürmesine izin mi vereceksin?” adamın yanından uzaklaştı.

Timur bir müddet duraksadı. Ellerini yumruk yaptı. Bu kadın saçmalıyordu. Annesi katil olamaz- olabilirdi, birkaç gün önce Nazelin’i öldürmeye çalışmıştı. Arkasındaki duvara yaslandı. Nasıl boktan bir durumdu. Ne yani Timuçin onun kardeşi değil miydi? İyi de babası kimdi? ‘Kıskandığı kadın’ demişti, acaba babasının metresi falan mıydı? Delirecekti.

Hızla oradan ayrıldı.

***

Son mumu da üfleyip söndürdü. Ayakkabılarını çıkardı ve köşeye fırlattı. Elbisesini de çıkarmak için merdivenlerin tarafına döneceği an, kapıya giren kilit sesi ile yerinde durdu ve kapıya baktı. Elinde kocaman beyaz bir buketle içeri giren adam ve ona gülümseyen yüz...
“Rüya değil, değil mi?” diye mırıldandı. Hem ağlıyor, hem gülüyordu.
Adam da gülümsedi. Başını sağa sola salladı. “Değil. Trafik kardan dolayı yoğundu.” Elindeki anahtarı yana fırlattı ve ayağı ile kapıyı kapattı. Gözlerini yumdu ve tekrar açtı.  “Bitti...” diye mırıldandı. “Tamamen seninim."

Nazelin gözyaşlarının arasında kahkaha atmaya başladı ve koşarak adama sarıldı. “SENİ SEVİYORUM TİMUR SOYALP.” Diye bağırdı. “İlk gördüğüm, gözlerine ilk baktığım andan beri.”
Timur kızı kollarında döndürdü. “BENDE SENİ SEVİYORUM NAZELİN ÖZBEK.” Kızı kollarından indirdi ve gözlerine baktı. “İlk gördüğüm andan beri.” Avuçlarını yanaklarına yerleştirdi.
“Bittiğine inanamıyorum.” Dedi Nazelin adamın yüzünü avuçlarına alıp, okşadı. Timur gözlerini yumup, bir müddet öyle kaldı.

TÜM GÜNAHLARIN BOYNUMA - YASAK SERİSİ I - FİNALDonde viven las historias. Descúbrelo ahora