kaybetme korkusu

125 5 0
                                    

Eve geldiğimde ablamın azarını bir güzel yemiştim. Biz sohpete dalmışken saatin geç olduğunu görmemle müsade isteyip odama geçtim. Eniştem iş için şehir dışındaydı. Ablam bu gecede bizde kalacaktı. Elif'in üzerini örtüp yanağına minik bir buse kondurdum. Bende yatağıma geçince gözkapaklarım kapanmaya başlamıştı.

.......

"Teyjeeee uyann!"

"Off beş dakka daha"

Elif'in üzerimde daha fazla tepinmemesi için kalkmak zorunda kaldım. Uykulu bir şekilde banyodaki işlerimi halledip formalarımı giydim. Saçımı balık sırtı ördükten sonra beyaz spor ayakkabılarımı da giyip aşağı indim. Servise binip gözlerimi kapattım. Çok uykum vardı.

Birinin adımı seslenmesiyle gözlerimi açtım. Serviste benden başka kimse yoktu ve can tepemde bana gülümseyerek bakıyordu.

"Can ben burda uyuyakalmış olamam değil mi sevgilim?"

"Tamda öyle oldu sevgilim. Servisin gelince senin inmediğini gördüm. Bakmak için gelince uyuduğunu görüp uyandırdım."

Ben bu rahatsız yerde nasıl uyumuşum ya. Normalde de serviste gözlerimi kapatırım ama hiç böyle olmamıştı. Canla elele kantine uğrayıp tost ve çay aldık. Çikolatayı unutmadık tabiki.

....

"Evet çocuklar yarın sınavlarınız başlıyor. Zaten son seneniz olduğu için fazla yüklenmiyoruz ama siz yine de derste işlediğimiz konulara bir bakın."

Çok şükür bu seneyi de atlatırsam gazi olarak hayatıma devam edebilirdim. Okuldan nefret ediyordum. #dirensera çoğu gitti azı kaldı.
Ders boyunca kendimi teselli etmeye çalışmıştım. Şimdi ise bahçede oturmuş can'la beraber sohpet ediyorduk.

"Can?"

"Efendim güzelim"

"Abilerime bizi ne zaman söylemeyi düşünüyorsun?"

"Lise biter bitmez sevgilim."

"Söylemesen olmaz mı peki?"

"I-ıh olmaz. Bilmeleri gerkiyo güzelim. Üniversite biter bitmez askere gidicem. Senin başının bağlanması lazım."

Ben bunu hiç düşünmemiştim. Can askere gidecekti. Tabiki de onu bekleyecektim. Gurur duyuyordum sevgilimle. Hemen kollarımı can'ın boynuna sardım. Evet zor olacaktı ama daha çok senemiz vardı. Gerçi abilerim öğrenirse sağ kalır mıyız orası malûm ama ne olursa olsun can'dan ayrılmayacaktım.

"Can beni hiç bırakma olur mu? Kavga da etsek. Küssekte bana sırt çevirme sensiz yapamam ben "

"Asla öyle birşey olmayacak güzelim. Seni ne olursa olsun bırakmam. Sen benim kadınımsın unuttun mu?"

"Unutmadım sende benim harbi adamımsın."

Can alnımı öpüp her zaman bileğimde olan siyah lastik tokamı alıp kendi bileğine taktı.

"Sen benim hep sol yanımdasın güzelim. Bu toka da her zaman bileğimde olacak varlığını hissettirecek."

"Ah be adam. Çok seviyorum seni. Ne kadar güzel seviyorsun beni."

"Sevdirenler utansın."

Bu romantik dakikalarımızı çalan zilin sesi bozdu. Toparlanıp sınıfa çıktık.

Okul bütün sıkıcılığıyla geçmiş sonunda eve gelebilmiştim. Biraz dinlendikten sonra mutfağa geçip yemek yapmaya başladım. Ablam elif cadısıyla uğraşıyordu.
Yemek hazır olunca ablamla birlikte masayı kurduk. Keyifle yemeğimizi yerken telefonum çaldı.

"Kim arıyor kızım?  Bu aralar elinden düşmez oldu hayırdır?"

Anneme her ne kadar damadın arıyor demek istesemde susmak zorunda kaldım. Derin bir iç çekip anneme ne diyeceğimi düşündüm. Aklıma birşey gelmezken bir umutla ablama baktım.

"Sera senin yarın sınavın vardı değil mi ablacım? Whatsapp grubu felan açtık demiştin. Onlar heralde. Hadi sen git dersine çalış buraları ben toplarım"

Aslan ablam be. Hemen odama geçip telefonu açtım.

"Bu telefon neden geç açılıyor acaba sera hanım?"

"Annemin sorgusuna maruz kaldım sevgilim ondan."

"Biraz daha sabır bitanem. Az kaldı. Kim arıyor diye sorduklarında damadın diyeceksin."

"Inşallah sevdiğim."

Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatıp içeriye gittim. Annemler meyve soyarken bir tane elma alıp yanlarına oturdum.

"Senin sınavın yokmuydu kızım? Çalışsana ne diye oturmuş dizi izliyosun?"

"Benim ders çalıştığım nerde görülmüş annecim? Kopya çekerim dert etme sen"

Annem daha fazla kurcalamayıp boşverdi. Açıkçası benimde işime gelmişti. Hani sen grup felan diyodun dese verecek cevabım yoktu.
Kapı çalınca ablam gidip kapıyı açtı. Eniştem gelmişti. Hâl hatır sorma faslından sonra biraz daha oturup gitmişlerdi. Annemin uykusu gelince onu yatırıp bende her akşam yaptığım gibi sigaramı alıp balkona geçtim. Telefondan müzik açıp serin havayı soludum. Birden içime bir sıkıntı düşmesiyle gerildim. Ne zaman böyle hissetsem mutlaka kötü birşey oluyordu. Sigaramı söndürüp içeriye geçtim. Şimdiye kadar can'ın araması gerekiyordu. Her akşam arar, sesimi duyar öyle uyurdu. Telefonu alıp can'ı aradım ama açmadı. Bende mesaj yazmaya karar verdim.

'Sevdiğim.. kötü birşey yok değil mi? Merak ediyorum. Telefonu açar mısın'

Iyice meraklanmıştım. Can daha önce hiç böyle yapmamıştı. Ne zaman arasam ya da mesaj atsam ne durumda olursa olsun cevap verirdi. Aradan yarım saat geçmesine rağmen bana geri dönmemesi olacak iş değildi. Başına birşey mi gelmişti acaba?

Aradan bir saat geçmesine ve benim defalarca aramama rağmen açmamıştı. Odamın duvarları üstüme üstüme geliyor, nefes alamıyordum. Daha bir kaç saat önce konuşmuştuk. Aklım almıyordu. Saat onbire geliyordu. Ne yapsam diye düşünürken aklıma poyraz geldi. Tabi ya. Hemen poyrazı aradım. Çalıyor.. çalıyor.. meşgul. Kötü düşünmemeye çalışıp tekrar aradım. 'Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor...'

Aklım yerinden çıkacaktı. Nefes alamadığımı hissedip balkona çıktım. Hiç bir yere sığamıyordum. Gökyüzü bile dar geliyordu. Poyrazın nerde olduğunu anlamak için  Emineyi aramaya karar verdim. Ama onunda telefonu kapalıydı. Saat yaklaşık onikiye geliyordu. Anneme baktığımda uyuduğunu gördüm. Hemen üstüme siyah pantolonumu ve siyah montumu giyip sessizce evden çıktım. Montun şapkasını kafama geçirip canlara doğru hızlı bir şekilde yürümeye başladım.
Nefes nefese can'ın evinin önüne geldiğimde zili çaldım. Kimse açmadı. Birkaç defa daha çaldım ama açan yoktu. Kafayı yiyecektim. Ne olmuştu? Daha fazla kapının önünde durmayıp aşağı indim. Ayaklarım beni taşımaz olmuştu. Olduğum yere çökmüş ağlıyordum.
Bir arabanın önümde durmasıyla kafamı kaldırdım. Dünya teyze perişan olmuş bir şekilde arabadan indi. Hemen kalkıp yanına gittim.

"Dünya teyze noldu? Yalvarıyorum söyle can'a bişey mi oldu?"

Ben ağlayarak ve telaşla konuşurken can'ın babası olduğunu düşündüğüm adam beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Söyle dünya teyze bişey mi oldu ona?"

"Kızım can.."

Hayatımda ilk defa ailem dışında birini kaybetme korkusu yaşıyordum. Eğer can'a kötü birşey olsa ben napardım? Sesini duymadan,kokusunu alamadan bir saat bile yapamazken onsuzluğa nasıl alışırdım?  Sevmenin insanı böylesine var edebileceğine inanmazdım, yaşadım; sevmenin yokluğu fikrinin insanı yok edebileceğine de. Onu da yaşadım...

SIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin