Vuslat

237 7 1
                                    

Gecenin geç saatlerine kadar eğlenmiş tam anlamıyla düğünümüzün tadını çıkarmıştık. düğün sona erince başta bizim arabımız olmak üzere bir çok araba konvoy şeklinde Can ile oturacağımız eve doğru ilerliyorduk. Sonunda evimize varınca arabadan inip Can'ın elini tutmuştum. Poyraz hain bir sırıtmayla Can'a bakınca ne yapacağını anlamıştım.

"güzelim sen biraz geride dur. Sanırım Poyraz bir işler peşinde."

Başımı olumlu anlamda sallayıp Emine'nin yanına geçmemle Poyraz ve iş yerinden bir kaç arkadaşı Can'ın sırtına vurmaya başlamışlardı. İçim acıyarak baktığım kocama ne yazık ki yardımcı olamıyordum. Bu durumu abilerim keyifle izlerken sonunda bitince son kez abilerim ve ablama sarılıp Can'ın elini tuttum. İmam nikahımızı kıymak üzere Dünya teyze ve Salih amcayla beraber Poyraz ile emineyle eve geçmiştik. Gelinliğim açık olduğu için Emine'nin verdiği şalı üstüme örtüp başörtü takmıştım. Dini nikahımız kıyıldıktan sonra herkesle  vedalaşmıştık. Can'a tutkulu bir şekilde bakarken dudaklarımı öpmesiyle karşılık vermiştim. Kısa bir süre sonra ayrılıp yatak odasına geçtiğimizde öncelikle Can kısa bir duş almış ardından bende almıştım. Bundan sonra olacakları düşününce titrememe engel olamıyordum. Üstüme giydiğim oldukça açık, siyah renkteki geceliğimi düzeltip beni bekleyen kocamın yanına gittim. Beni tutku dolu gözlerle izlerken, irislerinin karardığına şahit olmuştum.
Can'ın yanına oturmamla yüzümün her karışını merhametle ve tutkuyla öpmeye başlamıştı.

(bundan sonrası +18 içermektedir. Rahatsız olabilecek arkadaşlarım belirttiğim yerden devam edebilirler.)

Yavaş bir şekilde dudaklarımı öpmesiyle karşılık vermekte gecikmemiştim. Öpüşmemiz gittikçe ateşli bir hal alırken Can üstümdeki geceliği bir çırpıda çıkarmış ve ortaya çıkan göğüslerimi açlıkla öpmeye başlamıştı. Her öpüşünde içim titrerken bir yandan saçlarını çekiştiriyordum.
Can tekrar dudaklarıma yöneldiğinde beni yavaşça yatırıp vücudumun her milimini öpüyordu.

"çok güzel ve tapılası görünüyorsun."

Can'ın boğuk çıkan sesiyle onu kendime çekip bu kez ben açlıkla dudaklarını öpmeye başlamıştım. Kızlığımda hissettiğim baskıyla inlememi salmıştım. Can üstündeki tek parça olan baksırı çıkarınca ikimizde çırılçıplaktık. Bir eli göğüslerimi yoğururken diğer eliyle kızlığımı okşuyor ve kendimden geçmeme neden oluyordu. Yeterince ıslanınca Can gözlerime hazır olup olmadığımı öğrenmek istiyormuş gibi bakıyordu. Gözlerimi açıp kapatmamla hazır olduğumu anlamış ve erkekliğini yavaş yavaş kızlığıma sokmaya başlamıştı.

"korkma güzelim canını yakmamaya çalışıcam."

Boğuklaşan sesi kulaklarıma dolarken kafamı olumlu anlamda sallamış ve devam etmesini beklemiştim. Hissettiğim acıyla Can'ın içime girdiğini anlamış ve acı dolu inlememi durduramamıştım. Can olduğu gibi bekliyor, hareket etmiyordu. Acı daha katlanılabilir bir hal alınca kalçamı ona doğru hareket ettirmemle içimde git gellere başlamıştı. Kısa bir süre sonra acı yerini zevke bırakmış beni kıvrandırıyordu.
Can bir yandan git gellere devam ederken diğer yandan göğüslerimi okşuyor ve ikimizinde inlemesine sebep oluyordu. Zevkten başım dönmeye başlamıştı bacaklarımı Can'ın sırtına dolamamla erkekliğini daha fazla hissetmiş ve titreyerek zevkin doruklarına ulaşmıştım. Benden hemen sonra Can da boşalıp yorgun bedenini benim yanıma bırakmıştı.

(burdan devam edebilirsiniz)

Yorgun ve aşk dolu gözlerle bana bakan kocamın göğsüne uzanmıştım.

"iyi misin güzelim? Ağrın var mı?"

"birazcık"

Başımın üstüne bir öpücük kondurduktan sonra Can duş almak üzere banyoya gitmiş, bende kan olan çarşafı değiştirmiş ve kocamın yanına gitmiştim. Beraber duş aldıktan sonra birbirimize sarılıp huzurlu bir uykuya dalmıştık.

Sabah ilk kalkan ben olmuş ve kollarını sıkıca belime sarıp uyuyan kocamı izleme fırsatı bulmuştum. Bir süre Can'ı izledikten sonra uyandırmamaya dikkat ederek kalkmış, banyodaki işlerimi bitirip mutfağa kahvaltı hazırlamaya başlamıştım. Belime sarılan bir çift kol ve tanıdık kokuyla kocamın geldiğini anlamış ve doğradığım salatalıktan yedirmiştim.

"günaydın hatunum."

"günaydın hayatım. Hadi sen masaya geç bende çayları doldurayım."

Can'ın dudağıma öpücük kondurup masaya geçmesiyle bende çayları doldurup masadaki yerimi almıştım.
Keyifli bir kahvaltıdan sonra ikimize de birer kahve yapıp oldukça geniş olan salonumuzda televizyon izleyen kocamın yanına geçmiştim. Balayı için maldivlerde çok şık bir otelde bir haftalık rezervasyon almıştık. Yarın yola çıkacaktık ve bu akşam vedalaşmak için Dünya annelere akşam yemeğine gidecektik.
Güzel bir sinema filmi izlemeye karar verip Can'ın dizlerine uzanmıştım. Beraber filmi izlerken vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştık. Hazırlanmak üzere giyinme odasına gidip yazlık beyaz bir elbise ve stelettolarımı giyip hafif bir makyaj yapmıştım. Hazır bir şekilde beni bekleyen kocamla beraber Dünya annelere doğru yol almıştık. Kısa süre sonra geldiğimizde arabayı parkedip elele yukarı çıktık. Kapıyı tüm sevecenliğiyle Dünya annem açmıştı. İkimizde elini öptükten sonra içeri geçip Salih babanın da elini öpüp Poyraz ve Emineyle selamlaştıktan sonra oturmuştuk.

"eee benim güzel evlatlarım evlilik nasıl gidiyo bakalım."

"daha dur Dünyam benim dün evlendiler ben onları on sene sonra görücem."

Bunları söyleyen tabiki Poyrazdı. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin Poyraz hiç değişmemiş, hala eski munzur dostumuzdu.

"çok iyi gidiyo annecim. Değil on sene, elli sene de geçse aynı aşkla devam edecek. "

Can'ın konuşmasıyla aşk dolu bakışlarımı gözleriyle buluşturmuştum. Keyifli bir akşamdan sonra herkesle vedalaşıp evimize gelmiş ve yarın için bavul hazırlamıştım. Üstüme dantelli, kırmızı geceliğimi geçirip yatağa geçmiştim. Can'ın yaramaz ve bir o kadar arsız bakışları vücudumu süzerken dudaklarımı öpmeye başlamıştı bile. Sanırım ben bu adama asla doyamayacak ve hep daha fazlasını isteyecektim.

SIZI Where stories live. Discover now