Mesaj

159 3 7
                                    

"Sera hadi güzelim ağaç oldum!"

Aynadaki görüntüme son kez bakıp çantamı koluma taktım.

"Geliyorum Can patlama!!"

Can ile beraber çok güzel bir balayı geçirmiş, iki gün önce de geri dönmüştük. Şimdi ise Poyraz ve Emine'yle kahvaltı yapmaya gidiyorduk.

Beklemekten sıkılmış kocamın yanağına küçük bir öpücük kondurup arabaya bindim. Benim ardımdan Can'da binince kahvaltı yapacağımız mekana doğru gitmeye başlamıştık.
Can dikkatle arabayı sürerken ne kadar yakışıklı olduğunu düşünüyordum. Telefonuma gelen mesajla birlikte uzun uğraşlar sonucu çantamdan çıkarıp kimden geldiğine baktım.

Bilinmeyen numara

Mutluluğunun tadını çıkar. Yakında bu günleri çok özleyeceksin.

"Sera iyi misin canım yüzün bembeyaz oldu. Kimdenmiş mesaj?"

Can'ın seslenmesiyle bakışlarımı telefondan çekip gözlerine baktım. Mesaj atanın kim olduğunu bilmiyordum ama bundan Can'a bahsetmeyecek ve kendim halledecektim.
Can arabayı kenara çekmiş endişeyle bana bakıyordu.

" yok bişey hayatım. Emine mesaj atmış nerde kaldınız diye."

Can bana inanmasa da kafasını sallayıp yola devam etmişti.
Kısa bir yolculuğun ardından kafeye gelmiştik. Poyraz ve Emineyle selamlaşıp yemeklerimizi sipariş etmiş neşeyle sohpet ediyorduk. Mesaj konusunu kafama takmamaya karar vermiştim. Belki de birileri benimle dalga geçiyordu sevdiklerimin canını önemsiz birşeyle sıkmak istemiyordum.

"Sen ne diyosun yenge olur mu"

Poyrazın seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm.

"neye ne diyorum"

"diyoruz ki hafta sonu Ağva'ya gidelim ne diyosun."

Gülümseyip kafamı salladığım sırada Can kulağıma fısıldamıştı.

"iyi misin güzelim dalgın görünüyorsun."

"iyiyim."

Can'ın daha fazla üstünde durmamasına sevinmiştim. Dikkat çekmemek için gülümsemeye çalışıp muhabbete katıldım.

Kahvaltıdan sonra Can beni okula bırakmış ordan işe geçmişti. Çok yorucu bir günün ardından eve gelmiş yiyecek birşeyler hazırlamıştım. Can gelmek üzereydi. Hafta sonu Ağva'ya gitmeyi kararlaştırmıştık. Belki biraz olsun kafam dağılırdı. Kapının çalmasıyla tişörtümü düzeltip kapıyı açtım.

"hoşgeldin aşk"

"hoşbuldum hatunum çok güzel kokular geliyor ne pişirdin bakalım."

"fırında tavuk, çorba ve salata yaptım."

"ellerine sağlık güzelim ben üstümü değiştirip geliyorum."

Can yatak odasına çıkarken bende masayı hazırlamak için mutfağa gittim. Çorbaları doldururken Can da gelmiş dudağıma minik bir öpücük kondurduktan sonra masadaki yerini almıştı. Keyifli geçen yemeğin ardından ikimize de birer kahve yapmıştım.
Huzurlu bir şekilde kahvelerimizi içerken günün yorgunluğuyla birlikte başımı dik tutmakta zorlanıyordum. Birden elimdeki kahve bardağı alındı ve mesaya kondu ardından güçlü kollar dizimin ve başımın altından geçerek beni kucaklamıştı. Can yatak odasına çıkarken bende göğsüne sinmiştim. Yavaşça yatağa bıraktıktan sonra Can da yanıma uzanıp kollarıyla belimi sarmıştı.

Gözlerimi açtığımda bir uçurumun kenarındaydım. Üstümde kan kırmızısı ayak bileklerine kadar uzanan bir elbise vardı ayaklarım çıplaktı. Uçurumdan aşağıya baktığımda çok yüksek görünüyordu  hırçın dalgalar kayalara vurup ürperdici sesler çıkarıyordu. Benim burda ne işim vardı hem Can o neredeydi. Etrafımda benden başka kimse yoktu korkmaya başlamıştım.

SIZI Where stories live. Discover now