onlar siz olmadan nefes alamaz

120 5 2
                                    

Mutfağımı o halde görünce ufak çaplı bir sinir krizi geçirmiştim. Can ve poyraz herşeyi eski haline getirirken bizde emineyle berber hazırlanmıştık. Dünya teyze aramış, hepimizi kahvaltıya çağırmıştı. Bizde belki bir çözüm yolu buluruz diye kabul etmiştik. Emine'nin abisi ve babası şimdiden peşine düşmüştür bile.
Sonunda hepimiz hazırlanıp Canlara doğru yürümeye başlamıştık. Uzun zaman sonra ilk defa dışarıya çıkıyordum. Sevgilimin elini daha sıkı  tutarken çoktan gelmiştik. Zile bastığımda bizi kocaman bir gülümsemeyle dünya teyze karşılamıştı. Ayakkabılarımızı çıkartıp mutfağa geçerken salih amcanın da olduğunu gördüm.kısa bir hoşgeldin faslından sonra kahvaltımızı yapmaya başlamıştık. Herkes susmuş yemeğini yerken emine gergin görünüyordu.
Kahvaltımızı bitirdikten sonra ben ve emine sofrayı toplarken, dünya teyzeyi içeriye yollamıştık. Emineyle yalnız kalınca elimdeki tabağı bırakıp emineyi kendime çevirdim.

"İyi misin canım?"

Karşılık olarak sadece kafasını sallarken elini tuttum.

"Gerilmene gerek yok. Bak salih amca da dünya teyze de çok iyi insanlar. Bir çözümünü bulucaz tamam mı? Şimdi biraz rahatla ve sakin ol."

Son bulaşıkları da yıkayıp ellerimi kuruttum. Içeriye geçip boş bir yere oturdum. Belliki biz gelmeden konu açılmıştı. Salih amca boğazını temizleyip gözlerini hepimizin üzerinde gezdirdi. Bakışları bende dururken şefkatle bakmaya başladı.

"Sera. Güzel kızım başın saolsun."

"Dostlar saolsun salih amca."

Aklıma annem gelince istemsizce gözlerim dolmuştu. Dolu gözlerle salih amcaya bakarken yanındaki boş tarafı gösterip "gel" dedi. Hiç bekletmeden yanına oturup kolunun altına girdim. Diğer kolunun altına da emine girince ikimizinde başının üstüne birer öpücük kondurdu.

"Siz benim evlatlarımsınız. Ne olursa olsun, ne yaşarsınız yaşayın ben hep sizin arkanızda durucam. Sera ve emine ..güzel gelinlerim.. beni de bir babanız olarak kabul edin olur mu?"

Gözlerimden yaşlar akarken gülümseyip başımı salladım. Eminenin de gözleri dolarken salih amca can ve poyraza da gelmelerini söyleyince hepimiz baba olarak kabul ettiğimiz adama sarıldık. Dünya teyze burnunu çekip ağlamaya başlayınca birbirimizden ayrılıp eski yerlerimize geçtik.

"Salih amca şimdi ne yapmamız gerekiyor? Emine'nin abisi ve babası çoktan bizi aramaya başlamıştır."

"Şöyle yapıcaz poyraz oğlum; benim çok samimi bir polis arkadaşım var. anlattıklarına göre emine kızımı zorla evlendirmeye çalışmışlar üstüne bir de şiddet uygulamışlar. Ben polis arkadaşımla konuşup ne yapmamız gerektiğine bakıp size söylerim. Emine de isterse bizimle kalabilir."

Emineye baktığımda o da bana bakıyordu. Yüz ifadesine bakılırsa burda kalmak istemiyordu. Sonuçta ilk defa tanışmıştı rahat etmemesi normaldi. Saygısızlık etmemek için sustuğunu biliyordum o yüzden sözü ben aldım.

"Salih amca eğer yanlış anlamazsan ben evde tek kalıyorum. Hem ben yalnız kalmam hem de emine biraz daha kendini toparlayana kadar benimle kalsa olur mu?"

Salih amca anlayışla gülümseyip kabul etmişti. Artık herşeyi düzene sokmamız gerekiyordu. 1 aydan fazla okula gitmemiştim. Girmediğim üç yada dört tane sınav vardı. Hatta belki de okuldan atılmış olabilirdim. Bunu öğrenmek için yarın okula gitmeye karar verdim.
Biraz daha oturup konuştuktan sonra poyraz, can ve salih amca polisle konuşmaya gidince kız kıza kalmıştık. Çay demlemek için mutfağa geçip çaycıya su koyup beklemeye başladım. Bardakları da hazırlayıp demlenen çayı doldurdum.  Tepsiyle beraber içeri girince herkese çayını verip bende oturdum.

SIZI Where stories live. Discover now